HABER

84 yıllık Çankaya mücadelesi

84 yıllık Çankaya mücadelesi

ANKARA (İHA) - Türkiye yeni Cumhurbaşkanı'nı seçmek için artık gün sayıyor. 16 Nisan Pazartesi günü adaylık başvuruları başlayacak ve seçim sürecinin ardından Türkiye, 11. Cumhurbaşkanı'na kavuşacak.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 84 yıllık tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri çetin mücadelelere sahne oldu. 28 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal ve İsmet Paşa baş başa verip, bir gün sonra ilan edilecek Cumhuriyet'in bildirgesini hazırladılar ve bildirgeye 'Türkiye'nin bir Cumhuriyet olmasına, başında da Cumhurbaşkanı bulunmasına karar verdik' ifadesi de eklendi. Ankara Ulus'taki ilk Meclis binasında yaşanan tarihi günün ardında Mustafa Kemal Atatürk tek aday olarak girdiği seçimlerden 'Cumhurbaşkanı' olarak çıktı. Atatürk, oylamaya katılan 158 milletvekilinin oyuyla Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini yummasının hemen ardından Cumhuriyet Halk Fırkası toplandı. Celal Bayar ve İsmet İnönü'nün potansiyel aday olduğu seçimlerde, İnönü ismi üzerine uzlaşma sağlandı. İsmet İnönü, tek aday olduğu seçimde 348 milletvekilinden 346'sının oyunu alarak Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en sakini 1950 yılında gerçekleşti. 14 Mayıs 1950 tarihinde 'Yeter söz milletin' sloganıyla iktidara gelen Demokrat Parti, 487 milletvekilliğinden 408'ini ele geçirdi. DP Genel Başkanı Celal Bayar 20 Mayıs 1950'de partisinin grubunu topladı. Bayar'a sadece 31 milletvekili 'Bizi bırakma' diye seslendi. Diğerleri, liderlerini Köşk'te görme arzusunu dile getirdi. Celal Bayar aday olarak, ezici bir çoğunlukla seçimi kazandı. Bayar, Çankaya Köşkü'ne çıkarken, Demokrat Parti'nin başına Adnan Menderes geldi. Ancak 27 Mayıs 1960 darbesi Türkiye'de birçok şey için milat oldu. Sabah 05.25'te ihtilalin kudretli Albay'ı Alparslan Türkeş'in radyo anonsuyla sadece ordu yönetime el koymuyor, Türkiye'nin 20 yıllık siyasi gidişinin perspektifi de çizilmiş oluyordu.

İhtilalin izleri silinmeden Türkiye'nin karşısına tarihi bir gün çıktı. 26 Ekim 1961 tarihinde Türkiye'nin 4. Cumhurbaşkanı'nı seçti. Cemal Gürsel 607 oydan 434'ünü alarak, Köşk'e çıktı. 1966 yılına girildiğinde ihtilalin lideri Cemal Gürsel ağır bir hastalığın pençesine düştü. Kısmi felç geçiren Gürsel, Cumhurbaşkanlığı görevini yerine getiremedi. Adalet Partisi'nin desteklediği Cevdet Sunay 5. Cumhurbaşkanı olurken, Sunay oylamaya katılan 532 milletvekilinin 461'inin oyunu aldı. Alparslan Türkeş 11, Celal Bayar beş, Turhan Dilligil iki, İsmet İnönü ise sadece bir oy alabildi. 12 Mart 1971 muhtırasının gölgesindeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise ipi göğüsleyen Fahri Korutürk oldu. Korutürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin 6. Cumhurbaşkanı oldu. 1980 seçimleri ise bir muhtıra değil ama darbeyle gölgelendi. Meclis'te büyük bir bunalım yaşanıyordu. Tam 115 tur yapılmış ancak Cumhurbaşkanı seçilememişti. 12 Eylül 1980 darbesi süreci bıçak gibi kesti. Devlet Başkanı Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi'nin oluşturulmasına öncülük ettiği 1982 Anayasası yüzde 91.17 gibi ezici bir çoğunlukla kabul edildi. Orgeneral Kenan Evren bu referandumun doğal sonucu olarak Köşk'ün de koltuğuna oturdu ve Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı olarak tarihteki yerini aldı. Türkiye demokrasiye geçti. Anavatan Partisi 83 seçimlerinde tek başına iktidara geldi. ANAP, ikinci iktidar döneminde artık Cumhurbaşkanı'nı belirleme erkine sahip durumdaydı. Turgut Özal, Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı olmak için aday oldu. Özal, 31 Ekim 1989'da üçüncü tur oylamada 263 oyla Cumhurbaşkanı oldu. Siyasi kulislerde, Evren'in görevini Özal'a devretmesi konusunda konusunda kuşkular vardı. Bu kuşkular, Özal'ın Köşk'e çıkıp, Evren'e sarılıp öpmesiyle dağıldı ve Özal Cumhurbaşkanı oldu. Cemal Gürsel gibi Turgut Özal da görev süresini sonlandıramadı.

1993 yılının 17 Nisan günü Türki Cumhuriyetler gezisinden dönen Turgut Özal, fenalaşıp aniden hayatını kaybetti. Cenaze töreninin ardından yeni Cumhurbaşkanlığı tartışmaları DYP-SHP iktidarının liderleri Süleyman Demirel ve Erdal İnönü'nün Demirel'in adaylığında anlaşmasıyla çözüldü. 16 Mayıs 1993 tarihindeki üçüncü tur oylamada Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı seçildi.

Özal'ın yemin törenini Meclis'te DYP ve SHP Grubu boykot ederken, Demirel'in yemin törenini ise Refah Partisi grubu boykot etti. Demirel'in yedi yıllık Cumhurbaşkanlığı bir koalisyonlar geçidinin sahnelendiği döneme denk geldi. DYP-CHP, ANAYOL, REFAHYOL, ANASOL D, kısa bir DSP azınlık hükümeti, ardından da DSP MHP ANAP koalisyonu. Arada yaşanan 28 Şubat süreci gidişatı doğrudan etkiledi. Demirel'in görev süresinin sonlanacağı 2000 yılında Meclis'te yine parçalı bir yapı vardı ve Cumhurbaşkanı seçmek bir hayli zor görünüyordu. Başbakan Bülent Ecevit alışılmışın dışında bir formül sundu. Demirel'in görev süresi bir sefere mahsus üç yıllığına uzatılacak ve Anayasal değişiklikle Cumhurbaşkanlığı görev süresi beşer yıllık iki dönem halinde düzenlenecekti. Koalisyon ortakları MHP ve ANAP öneriye doğrudan karşı çıkmasalar da, vekillerinin gizli başkaldırısıyla değişikliğin önüne geçtiler.

Parlamentoda grubu bulunan beş partinin lideri sürpriz bir ismin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığına adaylığında birleştiler. 5 Mayıs 2000 tarihinde Sezer Türkiye Cumhuriyeti'nin 10.Cumhurbaşkanı olması Parlamentoca onaylandı.

Cumhurbaşkanı Sezer'in 7 yıllık görev süresi 16 Mayıs 2007 tarihinde sona erecek ve yerine seçilecek 11. Cumhurbaşkanı ile Türkiye'de yeni bir dönem başlayacak.

En Çok Aranan Haberler