TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, "Türkiye'nin AB üyeliği önündeki siyasi engeller kaldırılmalı, öngörüden uzak ikircikli politikalardan vazgeçilmeli ve tüm aday ülkelere uygulanan kriterleri yerine getirdiği takdirde tam üye olacağına dair güçlü bir siyasi irade ortaya koyulmalıdır." dedi.
Özdemir, TBMM AB Uyum Komisyonunun CHP'li üyeleriyle birlikte 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bugün gelinen aşamada AB'nin resmi aday ülkesi olan Türkiye'nin, evrensel kabul görmüş demokratik değerlerden, hukuk devleti ilkelerinden, hukukun üstünlüğünden ve bağımsız işleyen kurumsal yapılar olan Kopenhag Siyasi Kriterlerinden uzaklaştığını öne sürdü.
1948'den itibaren elde edilen ulusal ve uluslararası kazanımlarda da büyük geriye gidişler yaşandığını savunan Özdemir, "Muhalefet partisi milletvekilleri olarak, 9 Mayıs Avrupa günü vesilesiyle her iki tarafa da kişisel siyasi çıkarlardan uzak pozitif adım atmaları konusunda çağrıda bulunmayı tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz." diye konuştu.
Özdemir, AB ile ilişkiler konusunda Türkiye’nin atması gereken öncelikli adımları şöyle sıraladı:
"AB'nin kurumsal düzeyde Türkiye'ye yönelttiği eleştiriler ve açıkladığı raporlarda altı çizilen demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve kuvvetler ayrılığı gibi öncelikli alanlar ele alınmalı ve bu alanları kapsayan bir anayasal düzenleme ve reform süreci tekrar başlatılmalıdır.
Bu alanlarda AB hukuksal mevzuatı ile uyumlaştıracak başlıkların açılmasına yönelik somut adımlar atılmalıdır.
Bizzat Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit Gül tarafından ocak ayında açıklanacağı ilan edilen Yargıda Reform Strateji Belgesi daha fazla geciktirilmeden açıklanmalı ve bu sürece muhalefet partileri ve ilgili sivil toplum kuruluşları acilen dahil edilmelidir. Açıklanacak olan düzenlemeler de hızlıca TBMM gündemine alınmalıdır.
Avrupa Birliği ile olan ilişkileri salt ticaret hacmine, ekonomik ilişkilere, vize serbestisi ve göçmen politikasına indirgenmekten uzaklaşılmalı, tam üyelik müzakerelerine odaklanılmalıdır.
Bütün vatandaşlarımızın beklentisi olan vize serbestisi hakkı için eksik bırakılan ve sürüncemede tutulan 5 kriterin gereği bir an önce yerine getirilmelidir."
Avrupa Birliğinin de atması gereken adımlar olduğunu belirten Özdemir, 26 Mayıs’ta oluşacak olan Avrupa Parlamentosu kurumsal yapısının öncelikli konularından birisinin genişleme süreci ve Türkiye’nin üyeliği olması gerektiğinin altını çizdi.
Özdemir, "Türkiye'nin üyeliği önündeki siyasi engeller kaldırılmalı, öngörüden uzak ikircikli politikalardan vazgeçilmeli ve tüm aday ülkelere uygulanan kriterleri yerine getirdiği takdirde tam üye olacağına dair güçlü bir siyasi irade ortaya koyulmalıdır." dedi.
Bu anlamda tam üyelik yolunda "Yargı ve Temel Haklar" başlıklı 23. ve "Adalet, Özgürlük ve Güvenlik" başlıklı 24. fasılların öncelikli olarak açılmak üzere müzakere sürecinin canlandırılması gerektiğini dile getiren Özdemir, Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi ve vize mutabakatı gibi spesifik alanlarda AB kurumları ile bürokratlar düzeyinde devam etmekte olan müzakere sürecinin neticelendirilmesi gerektiğini söyledi.
Özdemir, "Bizler, TBMM AB Uyum Komisyonunun CHP’li üyeleri olarak, siyasi iktidarın Avrupa Birliği müktesebatına ve mevzuatına yönelik getirdikleri tüm düzenlemeleri bugüne kadar desteklediğimiz gibi bugün de 9 Mayıs Avrupa Günü vesilesiyle bir kez daha güçlü bir şekilde desteklediğimizi beyan ediyoruz." diye konuştu.
- "Mantık çerçevesine oturtmak mümkün değil"
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Avrupa'yı eleştirilerin yanında Türkiye'nin üyelik sürecinde kendisine düşen görevleri ne kadar yerine getirdiğinin de sorgulanması gerektiğini söyledi.
Kaboğlu, Kopenhag Kriterleri'yle yola çıkıldığını ancak bugün bu ilkelerin işlemez hale geldiğini öne sürdü.
CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, "Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) verdiği yanlı kararı büyük Türk milletinin 23 Haziran seçimlerinde doğru şekilde değerlendireceğini" ifade etti.
CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesiyle ilgili, "Aynı zarftaki üç pusulada sorun yok ama büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde şaibe oluyor. Bunu mantık çerçevesine oturtmak mümkün değil." dedi.
Toplumun, daima hakları elinden alınanların yanında yer aldığını ve bu haksızlığa da karşılık vereceğini dile getiren Şahin, farklı dillerde "Her şey çok güzel olacak" yazan bir döviz gösterdi.
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, İstanbul seçimlerine "olağanüstü hal koşullarında" gidildiğini savunarak, seçim sürecinde İçişleri ve Adalet bakanlarının görevlerinden istifa etmesi, Belediye Başkanının da Belediye Meclisi tarafından seçilmesi gerektiğini öne sürdü.