KADIN

'Aaa yeter bağırma' yerine atılması gereken 7 adım

Bir çocuk psikoloğu, problemli davranışları yok etmek için ceza vermenin zaman kaybı olduğunu savunuyor ve bunun yerine bazı önerilerde bulunuyor.

'Aaa yeter bağırma' yerine atılması gereken 7 adım

Problemli bir çocuğunuz olduğunu varsayalım. Eğer bu küçük bir çocuk ise kardeşlerine vuruyor olabilir. Veya siz iş yerinizdeki sabah toplantınıza yetişmeye çalışırken, ayakkabılarını giymeyi reddediyor olabilir. Eğer bir ergen ise her zamanki tartışmalarınızdan birinde size uygun olmayan laflar sarf ediyor olabilir.

Çözüm: onları cezalandırmak, değil mi?

Yale Ebeveynlik Merkezi yöneticisi Alan Kazdin bunun çözümünün ceza olmadığını söylüyor. Cezalandırmak, sizin daha iyi hissetmenizi sağlayabilir ancak, çocuğun davranışını değiştirmeyecektir.

Kazdin cezalandırmak yerine, olumsuz davranış zamanla kaybolana kadar, ebeveynlerin görmek istedikleri davranışları olumlu bir şekilde pekiştirdikleri radikal bir tekniğin uygulanmasını savunuyor.

Çocuk istismarı ile ilgili son çalışmalarımı raporlarken, ailelerin kabaca üç kategoriye ayrıldıklarını fark ettim. Sezgisel olarak her şeyi mükemmel bir biçimde yapan az sayıda ebeveyn var. Az sayıda da olsa çocuklarına dehşet verici bir şekilde küfürlü konuşan insanlar bile var. Ancak orta seviyede olan büyük bir çoğunluğa sahip bir ebeveyn grubu mevcut. Bu insanların ağızları bozuk değil ama çok iyi ebeveynler oldukları da söylenemez. Meşguller ve stresliler, bu nedenle bir gün çok yumuşak davranırken ertesi gün çok sert davranabiliyorlar. Çağın gerisinde kalmışlar veya çocuk psikolojisi hakkında hiçbir bilgileri yok ve bütün bunları çözmek için mücadele veriyorlar.

Khazan: İnsanlar ebeveynlik hakkındaki düşüncelerini nereden ediniyor? Birinin çocuğu olduğu zaman ne tür bir ebeveyn olacağını belirleyen şey ne?
Kazdin, Bu tam olarak birinin kendi ebeveynleri tarafından belirlenmiyor veya söylenmiyor. Örneğin; kötü muamele görmüş çocukların çoğu, büyüdüklerinde kötü birer ebeveyn olmuyor.

Diğer taraftan, bazı şeyler iki şekilde aktarılıyor.

Bunlardan biri model olma. Model olmanın, bir insan üzerinde muazzam bir etkisi vardır ve ebeveynler bunu genellikle stratejik veya yapıcı bir şekilde kullanmaz. Çocukların, çocukken ve yetişkin olduklarında nasıl davranacaklarını sıklıkla ebeveynlerinin modeli belirler. Örneğin; ebeveynlerin çocuklarını disipline etme şekilleri, çocukların yaşıtlarını nasıl disipline edeceklerini belirler. Çok alaycı ebeveynlerin çocukları yaşıtlarına ve başkalarına karşı alaycı olacaktır. Bir çocuğa ebeveynleri ne kadar çok vuruyorsa, o da yaşıtlarına o kadar çok vuracaktır.

Bir diğer şey ise beyinlerimizin çevreden olumsuz şeyleri alma eğiliminde olmasıdır. Evrimsel bir bakış açısından bunun duruma göre uyarlanabilir olduğu düşünülüyor. Eğer bir ebeveyniniz, bir sevgiliniz veya bir çocuğunuz varsa, 10 farklı güzel davranışta bulundukları zaman 11.'den hoşlanmadığınızda ciddi şekilde eleştirirsiniz.
Şu halde, var olan çeşitli seçenekleri bulmaya çalışırsınız. Aklınızdaki seçeneklerin başka bir ebeveynin aklında ve hatta diğer akrabaların aklında olma ihtimali yüksektir.
Ve bu aynı zamanda birinin kişiliğinden de etkilenmiştir. Yani örneğin; birinin kişiliği bir nebze daha fevridir. Bazıları daha dışa dönük, bazıları ise daha içe dönüktür ve bunların hepsi normaldir.

Çocukların olumsuz davranışlarından kurtulmanın yolu ceza değildir.

Mizaç denilen şey doğuştan gelen psikolojik bir eğilimdir. Örneğin; uyumlu mizacı olan genç bir çocuk hemen beslenmezse bu çok büyük bir problem değildir. Eğer bir anne böyle bir çocuğu bir yabancıya verirse ağlamaya ve surat asmaya başlamaz. Bunlar insanların oldukça normal farklılıklarıdır.
Veya varsayalım siz doğum sonrası depresyonu yaşayan bir annesiniz. Eğer bu durum çok uzun sürerse çocuğunuzu nasıl büyüteceğinizi etkiler. Daha az samimi ve sevecen olursunuz.
Yani gerçekten çaresizsiniz. Bağırırsınız, ikna etmeye çalışırsınız, çok iyi bir ebeveyn olduğunuzu düşünürsünüz. Dünyadaki tek iyi ebeveynin kendiniz olduğunu düşünürsünüz. Oturursunuz ve “Hayır, kız kardeşini bıçaklamıyoruz, o senin sahip olduğun tek kız kardeş ve eğer sen onu bıçaklarsan daha fazla yaşayamaz” dersiniz. Çocuğunuzla bunu yapmak her zaman iyidir çünkü bu, düşünce tarzlarını ve problemleri çözme şekillerini değiştirir. IQ’larını geliştirir ama bu, davranışlarını değiştirmeleri için iyi değildir.

Yani bunu yapmak iyi bir şey ama görünen o ki bu durum davranışlarını değiştirmiyor. Ve bu durumun başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali yüksektir, çünkü maalesef ebeveynlerin şöyle muhteşem ifadeleri vardır: “Sana bin kere söyledim”.Araştırmalar gösteriyor ki talimat vermek insanın hareketlerini çok değiştirmiyor.

Khazan: Bu ne anlama geliyor?

Kazdin: Örneğin; muhtemelen dünya üzerinde “Ne?! Sigara içmek benim için kötü bir şey mi, neden bana bunu söylemediniz?” diyen biri yoktur. İnsanlara bir şeyler söylemek yardımcı olabilir ama genellikle davranışlarını çok fazla değiştirmez.
Ebeveynler nedenini düşünmeye başlayabilir ama muhtemelen iyi niyetli olsalar bile işleri daha fazla kızıştırıyorlar, (Örneğin; bağırmak, çocuklarını sıkıca tutarak sürüklemek gibi). Bir çocuğun olumsuz davranışından kurtulmanın yolu ceza değildir. En iyi ceza, (Örneğin; yalnız kalma cezası gibi küçük bir ceza veya muhakeme) bile işe yaramaz.

Khazan: Peki ceza vermeden hareketlerini değiştirmenin en kolay yolu nedir?

Kazdin: Varılan sonuç davranış analizi denilen bir araştırmanın ürünüdür. Buna göre, davranışı değiştirmek için 3 şeye odaklanır: Davranıştan önce ne geliyor, bu davranışı nasıl işleyeceğiniz ve sonuç olarak ne yapacağınız.
Davranıştan önce oluşan bir sürü şey vardır ve siz bunları stratejik olarak kullanırsanız çocuğu razı edebilirsiniz. Farz edelim çocuk sürekli kollarını önünde kavuşturup “hayır” diyor. Bu çok da büyütülecek bir şey değil, aslında değiştirmek basit ama ebeveynler bunu yapamıyor. Onun yerine “bunu yapsan iyi olur çünkü ben öyle diyorum” veya “gitmemiz gerekiyor” ya da “bunu yapsan iyi olur yoksa sana zorla yaptıracağım” diyor, bu tipik bir ebeveyn davranışı.

Peki davranıştan önce ne gelir?

Biri uysal talimatlar, diğeri ise seçim. Örneğin; “Sally, giyin” – bunu söylerken kibar ve uysal bir ses tonunuz olsun. Ses tonu uyumlu olup olmayacağınızı gösterir. “Sarah, yeşil montunu veya kırmızı hırkanı giy. Dışarı çıkacağız, tamam mı?” İnsanlar için seçim, itaat olasılığını arttırır. Ve seçim önemli değildir, önemli olan seçimin görünümüdür. Gerçek bir seçimin olması önemli değildir, insanlar bununla ilgili çok şey hissetmez ancak bir seçim şansınız olduğunu hissetmek fark yaratır.

Yani davranıştan önce gelen şey budur.

Ve şimdi davranışın kendisi. Uyumu sağladığınız zaman, eğer bu istediğiniz davranış ise, bunu vurgulayıp övebilirsiniz ... coşkuyla ve tam olarak neyi övdüğünüzü söylemeniz gerekir.
Burda [Yale Parenting Center’da], iki çeşit çocukla ilgileniyoruz. Biri, çok saldırgan ve ciddi psikiyatrik problemleri olan çocuklar. Diğeri ise ebeveynlerin yardım almak için getirdikleri normal çocuklar. Çocuklar bize çok uç noktada öfke nöbetleriyle geliyorlar – 45 dakika yerde yatıyorlar, ebeveynlerine vuruyorlar, bazen bazı şeyleri kırıyorlar, karışıklığa neden oluyorlar – ve ebeveynler bu öfke nöbetlerinin düzelmesini istiyor. Çocuklarını öfke nöbeti nedeniyle cezalandırmışlar ama tabi ki bu, durumu daha da kötüleştirmiş. Bize; “Öfke nöbetleri için bir şey yapabilir misiniz?” diyorlar.
Ailelere “Çocuğunuzun daha önce makul bir öfke nöbeti oldu mu?” diye soruyorum ve aileler genellikle; “Hayır, doktor, bu nedenle buradayız” diyorlar. Bu durumda biz de bunu sizinle geliştireceğiz diyoruz ve ebeveynlerle “öfke nöbeti oyunu” adı verilen bir şey üzerinde çalışıyoruz. Pilotların uçuş simülasyonları gibi biz de simülasyonlar yapıyoruz, sahte öfke nöbeti simülasyonları. Ve daha sonra aileler çocuklarına gidip “Tamam Billy, şimdi bir oyun oynayacağız” diyorlar.

Bu arada, oyun bir aracı, yani halihazırda kimse gerilmeyecek veya herhangi bir şeyi cezalandırmayacak. Şimdiden gerçekten çok iyi bir durumdayız.
“Bir oyun oynayacağız ve bu oyun şöyle olacak: ben sana bir şeyi yapamayacağını söyleyeceğim ama gerçekten yapamayacağın bir şeyi ve sen bir öfke nöbeti geçireceksin ve çılgına döneceksin ama bu defa annene vurmayacaksın ve yere yatmayacaksın. Ve bu sadece bir oyun ama bunu yapabilirsen sana bu küçük çizelgede iki puan ekleyeceğim” diyorum.
Ve anne eğilip gülümseyerek nazikçe fısıldıyor “Tamam Billy, bu gece televizyon izleyemezsin”. Ve Billy öfke nöbeti geçiriyor ve annesine vurmuyor veya yere yatmıyor.
[Sahte öfke nöbetinden sonra] çocuk muhtemelen biraz gülümsüyor ve annesi büyük bir coşkuyla “Bu olağanüstüydü! Bunu yaptığına inanamıyorum!” diyor.

Seçim, itaat etme olasılığını arttırır.Ve seçim önemli değildir, önemli olan seçimin görünümüdür.
Çocuğa pratik yaptırmak beynini değiştiriyor ve alışkanlıklarının oturmasını sağlıyor. Ve bunu sadece bir kere yapıyoruz. Şimdi Billy’ye; “Billy, iddiaya girerim bunu tekrar yapamazsın. Dünya üzerinde bunu ard arda iki defa yapabilecek bir çocuk tanımıyorum” diyoruz. Billy gülümsüyor ve “Hayır yapabilirim, bunu yapabilirim” diyor ve ben “Tamam, tamam öyleyse bir daha yap” diyorum.
Şimdi bunu bir kez daha yapıyoruz ve aynı şey oluyor. Eğer öfke nöbetinin birçok bileşeni varsa, davranışını değiştirin – bu seferlik, herhangi bir şey yapmayın. Bir süre boyunca günde bir veya iki defa pratik yapın.
Bunu her birkaç günde bir yaptığınız zaman oyun dışında yine gerçek bir öfke nöbeti yaşayabilir ama bu öfke nöbeti küçük veya çok daha iyi bir nöbet olabilir. Şimdi gidip; “Billy buna inanamıyorum, oyun bile oynamıyorduk ve yaptığın şeye bak, kız kardeşine sinirlendin ama kimseye vurmadın! Billy, bu muhteşem” deyin.
Bu oyunu belki biraz daha oynamanız gerekir ancak daha sonra oyun dışındaki bu öfke nöbetleri muhtemelen iyi nöbetler haline gelecektir.
[Değişim] genelde bir ila üç hafta alır. Ama bu sadece tek bir örnek. Aileler bize yangın çıkaran ve öğretmenlerine saldıran çocuklar için de geliyorlar ve bu da işin ciddi kısmı. Bazen de çocukları sebze yemediği veya ev ödevlerini yapmadığı için geliyorlar.

Esas yaklaşım, davranıştan önce sizin bu davranışı değiştirmek için ne yapabileceğinizdir? Pratik denemelerini tekrarlayabilir misiniz? Övebilir misiniz? Genelde aileler disiplinin cezalandırmak olduğunu düşünürler ancak bu, davranışı değiştirmenin bir yolu değildir.

Bu her yaşta geçerlidir. Varsayalım ergenlikte olan bir kızınız var ve size; “Anne, sen tam bir pisliksin. Bugüne kadar benim için ne yaptın? Sen sadece kendini düşünüyorsun” diyor.
Bu durum, ailelerin camdan atlamak istemelerine neden olur. Çünkü bütün hayatlarını bu lanet çocuğa adamışlardır. Peki bu ergen davranışlarından nasıl kurtulacağız? Biz buna olumlu karşıtlık diyoruz: Bir şeylerden kurtulmak istediğiniz zaman, bunun yerine koymak isteyeceğiniz şey nedir? Çünkü ondan kurtulmak, yerine bir şey koymayacaktır.
Khazan: Bu genç kız örneğine bakacak olursak, bu harekete karşılık olumlu bir davranışnasıl oluşturulur?
Kazdin: Diyelim ki bu genç, yemek masasında sakin bir şekilde oturuyor ve olumsuz şeyler söylemiyor. Sadece, “Marion, seninle yemek yemek güzel, burada olman güzel” deyin. Muhtemelen bu pekiştirme Marion’ın yemek masasında oturarak olumsuz bir şey söylememesini sağlayacaktır. Hatta Marion “Bana avokado ve nohutu uzatabilir misin?” bile diyebilir ve siz de sadece “Tabii ki” deyin.
Burda bir coşkuya ihtiyacınız yok.
Kolay davranışlardan zor olanlara doğru ilerleyin, kısa bir süre içinde Marion’ın yemek masası haricinde de güzel şeyler söylediğini göreceksiniz. Biz, ailelere yapıcı durumlara yönelmeleri konusunda yol gösteriyoruz ve çok kısa zamanda artık “sen bir pisliksin” sözlerini duymayacaklar, bunun yerine olumlu karşıtlıkları kurmuş olacaklar. Baskı altına almayı denemeyin – “Senin için yaptığım bunca şey için bana tavır yapamazsın!” Araştırmalar, bu durumda çocukta kaçmaya yönelik davranışlar gelişeceğini gösteriyor. Okuldan eve geldikleri zaman sizinle iletişime geçmek istememelerine neden olur ve size karşı olumsuz hareketler oluşturur.
Khazan: Bu bence çok etkileyici, çünkü bunun işe yarayacağını hissediyorum, ancak aynı zamanda da bunun ailelerin karar vermesi için zor bir şey olduğunu düşünüyorum. Siz de böyle düşünüyor musunuz?
Kazdin: Elbette, kısmen de olsa aldığımız eğitime aykırı bir durum bu. Bizim düşündüğümüzün aksine işliyor – eğer bir çocuk bir şeyi yapmıyorsa onu cezalandırmanız gerekir.
Aileler hüsrana uğruyorlar çünkü etkileyici bir araçları olmadığını düşünüyorlar ve bu nedenle de güç kullanmayı tercih ediyorlar. Ve bu güç, her şeyi daha da kötüleştiriyor.
Biz onların çocuklarını değiştiremeyiz. Biz aileleri değiştiririz ve böylece onlar da çocuklarını değiştirebilirler.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler