Ab Bakanı Başmüzakereci Egemen Bağış:

AB Bakanı Egemen Bağış, AP’da Türkiye’nin eleştirilmesine yönelik sorulara cevap verdi. Bakan Bağış, “Saçmalamak da bir özgürlüktür, başkalarına zarar vermediği sürece saçmalayabilirler. AP üyesi bazı şahısların bu özgürlükleri kullandıklarını görüyorum” dedi.

Keçiören’de Sebahat-Mevlüt Akbunar Okul Öncesi Eğitim Birimi’nin açılışına katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, program sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap verdi.

Bir gazetecinin, “AP’de az önce kabul edilen ve Türkiye’nin sert sözlerle eleştirildiği bir tasarı onaylandı, nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusuna cevap veren Bakan Bağış, “AP’de 700 küsür üye var, her birinin farklı yaklaşımları var. Türkiye’de ne olduğunu bilmeden, anlamadan, tek taraflı olarak yorumlayan batı medyasının etkisi altında kalıp bir takım kararlar alabilirler. Bu alacakları kararlar hak ettiği kadar değerlendirilir. Bu tür kararlar ile ilgili bizim tutumumuz çok nettir, herkes işine gücüne baksın. Türkiye kimseden ültimatom alacak bir ülke değildir. Türkiye devlet olma geleneği yeni olan bir ülke de değildir. Bin yılı aşkın bir süredir devlet olma geleneği olan, kendi gelenekleri çerçevesinde konulara yaklaşımını net bir şekilde ortaya koyabilen bir ülkedir. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir, Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye’de yapılan her şey demokrasinin kuralları içerisinde, sosyal devletin kuralları içerisinde, hukuk çerçevesinde yapılır. İşte bizi eleştirenlerin kendi ülkelerinde yaşananlara bakarlarsa, bu tür toplumsal eylemlerde onların güvenlik güçlerinin nasıl görev yetkilerini aştıklarını biraz incelerlerse, o tür durumlarda kendi ülkelerine hiçbir şekilde eleştiri getiremeyenlerin bugün Türkiye üzerinden medyatik şov yapmaları düşündürücüdür. Bunların kendi saçmalama özgürlükleri çerçevesinde değerlendirilmesine inanıyorum. Saçmalamak ta bir özgürlüktür, başkalarına zarar vermediği sürece saçmalayabilirler. AP üyesi bazı şahısların bu özgürlükleri kullandıklarını görüyorum. AB bugün gerçekten akıl tutulması içindedir. Türkiye ile ilgili eleştirilerinin yüzde 95’i 23 ve 24. Fasılların içeriğinde ele alınması gereken kurallarken ve AB’nin kuralları bu fasılların açılmasını bir şart olarak ortaya koymuşken, sadece Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek taraflı vetosu nedeniyle açamadıkları fasılları şimdi Türkiye’nin önüne getirmek, Türkiye’yi eleştirmek aslında hadsizliktir, insafsızlıktır, mantıksızlıktır. Eğer gerçekten Türkiye’deki bu tür konularla ilgili hassasiyetleri varsa o zaman yarım ada devleti olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek taraflı vetosunu kaldırtsınlar, 23 ve 24. Fasılların açılış kriterlerini belirlesinler, Türkiye’ye de desinler ki, ‘Türkiye’de bizim üye ülkelerimizde olmayan bir takım uygulamalar var, bunları düzeltelim’ desinler. Bizde o zaman eleştirilerini değerlendirelim var mı, yok mu? Bugün Türkiye7de yaşananlar AB ülkelerinde yaşananlardan çok daha farklı değildir. Tam tersi Türkiya7de bu konularda çok daha büyük hassasiyet vardır, çok daha büyük gösterilen nezaket vardır. Benim Başbakanım 4.5 saat eylem yapan kardeşlerimizin 11 farklı temsilcisiyle görüştü, onların hissiyatını anlamak için bir çaba ortaya koydu. Avrupa’da daha geçen sene yaşananlar, şuanda Avrupa’nın bazı şehirlerinde yaşananların hangisinde Başbakan seviyesinde bu kadar vakit harcanmış, bu kadar hassasiyet ölçülmeye çalışılmıştır, AP hangi AB üyesi ile ilgili böyle bir karar almıştır? Ben birazda durup aynaya bakmalarını kendilerine tavsiye ediyorum” diye konuştu.

“Başbakan’ın üslubuna da eleştiri var, buna ne diyorsunuz?” şeklindeki soruya cevap veren Bakan Bağış, “Bugün Washington Gazetesi’nin bir haberi var, dünyadaki liderlerin kendi ülkelerindeki popülaritesini ve güvenilirliğini ölçmüşler. Şuanda kendi milleti tarafından en çok saygınlığı olan lider Recep Tayyip Erdoğan çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Başbakanlarının üslubu ile ilgili bir sorunları yok. Başbakanımızın popülaritesi ve halkının güveni açısından bakıldığında Obama’dan da Merkel’den de Kameron’dan da çok daha üst seviyededir. Sayın Başbakanımızın üslubu ile karar vermesi gereken bir kesim varsa o da Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır. Diğerleri kendi halkları ile kurdukları üslubu gözden geçirsinler, kendi halklarının kendilerine neden güvenmediğini incelesinler, iğneyi kendilerine batırdıktan sonra çuvaldızı da bizim göğsümüze batırsınlar. Ama herkes kendi işine baksın. Başbakanımız söyledi biz gerekirse referandum da yaparız, Türkiye’de 7-8 ay sonra seçimler var, o seçimlerde vatandaşımız üslupla ilgili vereceği kararı verir. Kendi üsluplarına bakmadan dışarıdakilere ahkam keserken kendi içlerindeki sorunlarını görmeyenlerin bir kez daha konumlarını gözden geçirmeleri, kendilerini hesaba çekmeleri gerekir” şeklinde konuştu.

Bağış; “Yabancı basının bu olaylara ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz” şeklindeki soruyu ise ”Suriye’de günde 100 kişi kendi devleti tarafından sistematik bir şekilde öldürülürken, dünyanın bir çok ülkesinde katliamlar gerçekleşirken, doğal felaketler gerçekleşirken, kendi ülkelerinde, işte Boston Maratonu’nda da gördük, Londra’daki gösterilerde de gördük, bu tür konulara birkaç dakika ayırdıktan sonra başka konulara geçen batı medyasının Türkiye’de olayları sanki üçüncü dünya savaşı başlıyormuş gibi bir eda ile saatler süren yayınlarla reklam bile almadan vermeleri düşündürücüdür. Bu yayınları kim finanse ediyor, her konuda reklam alan bu kanallar bu konulardaki yayınlarını niye böyle yapıyorlar bende merak ediyorum. Batılı siyasiler önce kendi yayınlarına bir sorsunlar bu değirmenin suyu nereden geliyor ya da Türkiye’de büyümeden neden bu kadar rahatsızlar. Türkiye IMF’ye borcunu kapatmışken, terör belasını başından defederken, en düşük faiz ve en düşük işsizlik oranlarını yakaladığı bir dönemde neden birleri anında dünyanın dört bir yanından saldırıya geçiyor, bunun arkasında ne var, kim var, bunu neden yapıyorlar? O soruların cevabını da onlar versinler” ifadeleriyle cevapladı.