AB Bakanı Ve Başmüzakereci Bağış, Kayseri'de

Kayseri Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin, "Bu süreci durduracak sadece iki opsiyon vardır. Ya AB sürecinden Türkiye resmen çekilecektir ya da yine oy birliğiyle Türkiye'nin AB sürecini karşı taraf bitirecektir. Ticaretin, müzakerenin aynı zamanda hoşgörünün merkezi Kayseri'den Avrupa'daki kendini bilmez bazı siyasilere hodri meydan diyorum: Bulun 27'yi ondan sonra gelin konuşalım. Bulamıyorsanız ne bizim vaktimizi siz israf edin ne biz sizinkini" dedi. Bağış, Kayseri Sanayi Odasındaki Türk Akreditasyon Kurumu Danışma Kurulu Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de artık milletin iradesinin sadece iktidar değil, aynı zamanda muktedir olduğu bir dönemin yaşandığını söyledi. Bundan rahatsız olan çevreler olabileceğini ancak bunun hiçbir zaman kendilerini yıldırmayacağını vurgulayan Bağış, milletin kendi inancı, kararlılığı ve azmi ile kurduğu demokrasiye hep beraber sahip çıkacağını kaydetti. Bağış, bu süreçte rahatsız olanların farklı bahanelerle Türkiye üzerine bir takım oyunlar kurduklarını ifade ederek, şöyle devam etti: "Başımıza bela olmuş, memleketin kanını emmiş terör belasından kurtulduğumuz bir süreçte, belki de ekonomik göstergelerimizin cumhuriyet tarihimizin en iyi noktalarını gösterdiği bir süreçte, enflasyon rakamlarının, faiz oranlarının, işsizlik rakamlarının en iyi olduğu bir dönemde, İstanbul'un üçüncü havalimanı projesine 30 milyar avro gibi bir yatırımı ve kirayı ödemeye özel sektörümüzün hazır olduğunu ilan ettiği bir süreçte, bir Fransız-Japon konsorsiyumunun nükleer santral için Türkiye'ye 20 milyar dolar yatırım yapmayı ilan ettiği bir süreçte, üçüncü boğaz köprüsünü bir Türk, bir İtalyan ve Kore firmasının ortaklaşa yaparak, Türkiye'ye yaklaşık 11 milyar avroluk bir yatırım ilan ettiği süreçte, İstanbul'un bir parkındaki 6 ağacın başka bir parka nakledilmesi üzerine çıkan gösteriler yumağı son 3 haftadır gündemi işgal ediyor. Aslında işgal edilen sadece Gezi Parkı ve Türkiye'nin gündemi değil. Türkiye'nin geleceği ipotek altına alınmaya, işgal edilmeye çalışılıyor. Ben bunu eylemcilerle ilgili söylemiyorum. Eylemcilerin büyük bir kısmının aslında iyi niyetli, farklı sebeplerle bu gösterilere katılan temiz kalpli kişiler olabilme ihtimali yüksektir ama bu olayların perde arkasında yaşananları değerlendirdiğimiz zaman, bazı istihbarat kuruluşlarının bize verdikleri brifinglerde edindiğimiz intibayı değerlendirdiğimiz zaman, bu işin arkasında gerçekten çok kötü niyetli, Türkiye üzerinde çok farklı oyunlar kuran, Türkiye'nin zenginleşmesinden, kalkınmasından, demokratikleşmesinden, şeffaflaşmasından rahatsız olan çevrelerin eskiden olduğu gibi bulanık suda balık avlama arzularının tezahürü olarak bu oyunları, bu pusuları, bu tuzakları ülkemize kurdukları çok net bir şekilde ortada ama biz bugüne kadar her sıkıştığımızda milletin destiğiyle, milletin iradesiyle, milletin dualarıyla, milletle birlikte, millet için bütün sorunları aşmış bir anlayışa sahibiz. Bundan sonra da gücümüzün kaynağı, önce Hak sonra halk olacaktır." - "Bulun 27'yi ondan sonra gelin konuşalım" "Türkiye'nin AB sürecinde arıza çıkarmayı maharet zanneden çevrelerin unuttuğu bir gerçek var; Güneş Avrupa'ya her sabah İstanbul'dan doğuyor" diyen Bağış, İstanbul'un Avrupa medeniyetini şekillendiren Roma İmparatorluğunun ve Bizans İmparatorluğunun başkentliğini yaptıktan sonra Osmanlı'nın başkenti olduğunu kaydetti. Avrupa'nın hem spor başkenti hem de kültür başkenti olabilmiş fazla Avrupa kenti olmadığını ancak İstanbul'un içinden deniz geçen ve iki kıta üzerine kurulan tek şehri olduğunu vurguladı. İstanbul'un aynı zamanda Avrupa'nın en güzel, en dinamik ve hoşgörülü şehri olduğunu dile getiren Bağış, "Bakmayın siz Avrupa'da bazı siyasilerin kafalarına göre demeçler verdiklerine... 800 yıldır camilerin, kiliselerin, havraların insanlığa birlikte huzur verdiği bir şehirdir İstanbul. Oralarda ise ayrımcılığın pençesi altında inleyen halklar ve maalesef hükümetler vardır ama biz Kayseri'nin pratik zekasıyla, dinamizmiyle AB içerisinde önümüze engel koymak isteyenlere hakettikleri dilden gerekli cevabı veririz" ifadelerini kullandı. Bağış, AB'nin Türkiye'den sorumlu bakanı değil, Türkiye Cumhuriyetinin AB'den sorumlu bakanı olduğunu vurgulayarak, önceliklerinin her zaman Türkiye'nin, Türk insanının çıkarları olduğunu, Türkiye'nin kalkınması, genişlemesi, zenginleşmesi için atılması gereken adımlar olduğunu anlattı. AB'ye üyelik sürecinin, sonucundan çok daha önemli olduğuna dikkati çeken Bağış, şöyle konuştu: "Avrupa'da filan siyasetçi şöyle demiş, falan siyasetçi yaklaşan seçimler için Türkiye'yi kendisi için bir platform haline getirmeye çalışmış, istismara kalkışmış, onların hiçbiri bize havlu attıramaz. AB süreci oybirliğiyle başlamış bir süreçtir. Bu süreci durduracak sadece iki opsiyon vardır. Ya AB sürecinden Türkiye resmen çekilecektir ya da yine oybirliğiyle Türkiye'nin AB sürecini karşı taraf bitirecektir. Ticaretin, müzakerenin aynı zamanda hoşgörünün merkezi Kayseri'den Avrupa'daki kendini bilmez bazı siyasilere hodri meydan diyorum; Bulun 27'yi ondan sonra gelin konuşalım. Bulamıyorsanız ne bizim vaktimizi siz israf edin ne biz sizinkini. Çünkü biz, siz isteseniz de istemeseniz de Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarına o yüksek yaşam standartlarını hep beraber yakalayacağız, gerçekleştireceğiz. TÜRKAK Toplantısını Kayseri'de yapmamız da bu kararlılığın bir tezahürüdür." - "Gurbetçiler bulundukları ülkelerin vatandaşı ve seçmeni olsunlar" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Kazlıçeşme mitingindeki bayrak asma çağrısını anımsatan Bağış, 21 Haziran'da Kayseri'ye gelmesi planlanan Erdoğan'ı halkın balkon ve pencerelerine Türk bayrağı asarak karşılamasını istedi. Bağış, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu büyük fitnenin, oyunun Türkiye'nin içindeki ve dışındaki rant şebekelerinin ortak operasyonu olduğuna dikkati çekerek, "Buna karşı biz milletin gücüyle bu pusuları yıkacağımızı net bir şekilde ortaya koyduk ama hala anlamak istemeyen, idrak edemeyen, hala istismar edilen kesimler olabileceği düşüncesiyle bayraklarımızı hep birlikte asarak gurumuzu, ortak paydamızı hep beraber sergileyelim istiyorum" dedi. AB üyesi ülkelerde yaşayan gurbetçilerden de bulundukları ülkelerin vatandaşı ve seçmeni olmalarını isteyen Bağış, "Mutlaka seçmen kayıtlarını yaptırsınlar ve siyasi tercihleri çerçevesinde demokratik haklarını doyasıya kullansınlar. Avrupa'da bizden çok daha az sayıda bulunan bazı lobilerin, örgütlü olmasından veya siyasete seçmen olarak kayıtlı olmasından dolayı, ülkemiz aleyhinde yürüttükleri kampanyaları bilinçli siyasi çabalarla bozabiliriz. Bu konuda da bütün kardeşlerimizin birlikte hareket etmesi gerekir" diye konuştu.