ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Uzak gelecek perspektifi olmadan AB'nin de halihazırda bir dünya cenneti olmadığı daha iyi görülüyor" dedi.
AK Parti Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti grubunda bugün yaptığı konuşmasının büyük bir bölümünü dış politikaya ayırdı. Erdoğan, dış politika konusundaki konuşmasına ise AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri değerlendirerek başladı. "Türkiye'nin iç ve dış dinamiklerini aynı anda harekete geçirdiğimiz başarının önümüze yeni yollar ve imkanlar sunduğunu sizlere müjdelemek isterim. Türkiye, uzun yıllarının yorgunluğunu ataletini üzerinden attıkça çözülmesi imkansız görünen sorunlar çözüm yoluna girmektedir. Bölgemizdeki gelişmelerin, temasların, ziyaretlerin hemen hepsi ülkemizin yükselen yıldızını işaret ediyor. Diplomatik girişimler ekonomik gelimelerle paralel olarak yepyeni umutların yeşermesine sebep oluyor. Dış ilişkilerimizde, komşularımızla ilişiklerimizde 1 yıl öncesindeki kaygılar yerini sıcak gelişmelere bırakmış bulunmaktadır. Türkiye'nin önemine ve gücüne yaraşır iddiamızın bu ülke hakkıyla temsil edildiğinde ne kadar gerçekçi bir iddia olduğunun her geçen gün biraz daha ortaya çıkmış olmasıyla ne kadar öğünsek azdır. Bu gerçek sadece komşularımıza, sadece AB ülkelerine yansımıyor. Bütün dünya devletleriyle ilişkilerimize de ayrıca yansımaya devam ediyor" diyen Erdoğan, konuşmasında Almanya'ya yaptığı son seyehati de değerlendirdi.
Almanya'da katıldığı formu seçkin bir tartışma olarak nitelendiren Erdoğan, "Orada genişlemiş Avrupada farklılaştırılmış entegrasyon stratejilerinin nasıl geliştirileceği konusunda bir konuşma yaptığım gibi ayrıca da son derece faydalı temaslarımız oldu. Bu vesileyle AB ile bütünleşmiş bir Türkiye'nin geniş bir coğrafyada muhtemel siyasi ve kültürel ayrımaların önlenmesinde vazgeçilmez bir sorumluluk üstlenerek Avrupa kıtasının barış, istikrar ve güvenliğine önemli kıtkılarda bulunacağını anlatma imkanımız oldu" dedi. Türkiye'nin AB topluluğu için bir yük değil, yepyeni bir ekonomik dinamizm kaynağı olacağını belirten Erdoğan, "Kaldı ki Avrupa-Kafkasya ve Orta Asya-Ortadoğu arasındaki ulaştırma ve enerji şebekelerinde bulunan Türkiye, Avrupa ekonomisinin sürdürülebilir kalkınması açısından ilave bir stratejik önem de taşımaktadır. Bunu da oradaki tüm dostlarımıza ayrıca vurguladık" dedi.
"AB DÜNYA CENNETİ DEĞİL" Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun yanında AB üyeliği üzerinden dünya barışına katkıda bulunmak için Türkiye olarak elimizi uzattığımızı, uzattığımız elin havada kalmayacağını, kendilerine bu seyehatte açık açık söyledim. Ayrıca bu seyehatteki açık ve kapalı görüşmelerde diğer katılımcılara Türkiye üzerine söylenen sözlerin, hemen hepsi daha önce söylenmemiş ve ülkemiz adına göğsümüzü kabartacak sözler olduğunu da ifade etmek isterim. Türkiye'nin AB'ye girmesinin gereği ve önemi bu kadar ileri düzeyde tespitlerle ifade edildi ki, bizim dahi AB hedefimizle ilgili beyanlarımızı aşan bir arzu ve istek belirtildi. Bir kez daha gördük ki, AB, sadece genişlemle esasında değil derinleşme esasında kendi geleceğini görmeye çalışıyor. Türkiye'nin AB'ye öyelik talebi ilk anda genişleme çerçevesinde bir sorun gibi gözükürken, esasında AB'nin derinleşmesiyle ilgili bir açılımdır. Zaten böyle de olması gerekmektedir. Biz artık reform paketlerinden, attığımız adımlardan söz etme ihtiyacı duymazken, muhataplarımız, attığımız adımlara atıfta bulunmadan ve takdirlerini belirtmeden sözlerine başlamıyorlardı. Tereddütler bitme noktasına gelmiştir. İtirazlar bir iki meseleye inmiştir. Biz hiç arzu belirtmesek de gelinen noktada AB'nin Türkiye'ye duyduğu ihtiyaç daha büyük önem kazanmıştır. Ve konuşulan da budur. Zira dünyanın dikensiz bir gül bahçesi olmadığı, uzak gelecek perspektifi olmadan AB'nin de halihazırda bir dünya cenneti olmadığı daha iyi görülüyor. AB toplantılarının ekseni artık değişmiştir. Yeni temel başlıklar güvenlik boyutuyla Türkiye gibi büyük bir ülkenin AB'ye neler kazandıracağı boyutuyla ve Türkiye'nin kazanacakları boyutuyla ele alınıyor".