Borrell, Berlin'de düzenlenen gayriresmi AB Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrasında Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda ele alınan konulardan Doğu Akdeniz hakkında AB'nin çıkarlarını korumaya kararlı olduklarını belirten Borrell, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile dayanışma içinde olduklarını dile getirdi. Türkiye'nin tek taraflı eylemlerden kaçınmasını istediklerini aktaran Borrell, şunları ifade etti:
"Hem Türkiye'nin hem AB'nin çıkarına olacak şekilde daha sağlıklı bir ilişki için yol bulmak istiyoruz. Bu nedenle diyalog için gerçek bir alan bırakarak ortak çıkarlarımızı da savunmak için iyi bir yol izlemeliyiz. Diyaloğa ciddi bir şans vermek istiyoruz. Almanya'nın bu yöndeki çabaları için de teşekkür ederim. Ben de yüksek temsilci olarak Türkiye ile zor ve karmaşık ilişkilerimizde müzakerelere alan açmak için çaba göstereceğim."
Borrell, AB içinde Türkiye'nin faaliyetlerine yönelik bir rahatsızlık bulunduğunu, bu nedenle AB Konseyinin ilgili çalışma gruplarının çalışmalarını hızlandırılmasını istediğini, Rum kesiminin daha önce iki TPAO yetkilisinin isminin bulunduğu kısıtlayıcı tedbirler listesine yeni isimler eklenmesini önerdiğini söyledi.
Borrell, "Türkiye ile ilerleme olmaması durumunda 24 Eylül'deki AB Konseyi toplantısında tartışılmak üzere daha fazla kısıtlayıcı tedbir geliştirebiliriz." dedi.
Kısıtlayıcı tedbirlerin neler olacağı sorulan Borrell, çeşitli seçenekler arasında kişilere yönelik tedbirler bulunduğunu ancak duruma göre varlıkların dondurulması, Avrupa limanlarının, teknolojisinin kullanımı, finansal ve Türk ekonomisinin Avrupa ekonomisiyle bağlantılı sektörel faaliyetlerinin de gündeme gelebileceğini aktardı. Borrell, "Şu anda sadece isimler gündemde." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de bir çatışma riski bulunduğu görüşünü savunan Borrell, Almanya'nın yaptığı gibi bir ara buluculuğun önemine değindi. Borrell, Türkiye ile AB arasında karmaşık ilişkiler olduğunu belirterek, Türkiye ile ilişkileri "zehirleyen" her konuda görüşmeleri gerektiğini söyledi. Önceliğin Doğu Akdeniz olduğunu aktaran Borrell, diğer konuların önemli olmakla birlikte aciliyet taşımadığını kaydetti.
AB'nin özgür ve adil olmadığı gerekçesiyle Belarus'taki seçimin sonuçlarını tanımadığını hatırlatan Borrell, göstericilere yönelik şiddeti kınadıklarını söyledi. Belarus yönetiminin diyalog yolunu tercih etmesi gerektiğini ifade eden Borrell, ülkenin yönetimindeki bazı kişilere yaptırım uygulanacağını aktardı.
Borrell, yaptırımlara ilişkin çalışmaların sürdüğünü, 11 üye ülkenin yaptırımların bir an önce hayata geçirilmesini istediğini ancak sürecin devam ettiğini söyledi.
Yaptırım uygulanacak kişilerin kimler olacağı sorulan Borrell, üye ülkelerin bazılarının hala isimler verdiğini, listedeki kişi sayısının 20'ye yükseldiğini ama ilerleyen günlerde bunun artabileceğini aktardı.
"Belarus ikinci Ukrayna olmamalı." diyen Borrell, Belarus halkının Rusya'ya ya da AB'ye yakın olup olmamayı tartışmadığını, tartışılan konunun demokrasi, özgürlükler ve insan hakları olduğunu vurguladı.
Borrell, Rus makamlarının Belarus'taki meselenin ülkenin iç işlerini ilgilendirdiğini söyleyerek, dış müdahale istemediğini hatırlattı. Borrell, "Bu durum Rusya için de geçerli. Belarus'un geleceğine sadece Belarus halkı karar verebilmeli." ifadesini kullandı.
Borrell, Rusya'nın Belarus'a müdahale etmemesini umduğunu dile getirdi.