AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Füle: Türkiye'ye vizeler kolaylaştırılmalı

Avrupa Birliği (AB) Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle, Avrupa ülkeleri tarafından Türkiye'ye uyguladığı vizelerin kolaylaştırılması gerektiğini söyledi. Füle, ilgili merci olarak vize muafiyetlerine ve konsolosluk sayılarının artırılmasına eğileceklerini de bildirdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile AB Bakanı Egemen Bağış, TUSKON'un ‘Türkiye-AB Ortak Çıkarları Yeniden Değerlendirme’ konulu konferansı kapsamında verilen gala yemeğine katıldı. Yemeğe TUSKON’un davetlisi olarak Türkiye’ye gelen AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle ve AB Ticaretten Sorumlu Komiseri Karel De Gucht da iştirak etti.
Yemekte söz alan Stefan Füle, Türkiye ile Avrupa'nın ortak menfaat ve faydaları olduğuna işaret etti. Füle, "Yakın bir temasımız söz konusu. Avrupa'nın Türkiye'nin ithalat ve ihracatında önemli bir yeri var. O kadar iç içeyiz ki, belli ürünlerimizi bir birinden ayırmak kolay değil." ifadelerini kullandı.
İktidar ve muhalefeti bir araya getiren yeni anayasa hedefine değinen Füle, bu anlamda Türkiye'nin önünde tarihi bir fırsat olduğunu belirtti. Füle, "Burada ülkenin bütün bireylerini koruyacak çerçeve getirmek, haklarını teminat altına almak önemlidir.“ dedi.
Türkiye’nin aşamayacağı bir engel olmadığını iddia eden Füle, anayasa konusunda mutabakatın önemli olduğunu, siyasilerin ve sivil toplum örgütlerinin burada olumlu tavır takındığını dile getirdi. AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri, yeni anayasanın yanında ifade özgürlüğü ve Kürt sorunu gibi konularda da merhale alınması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’ye Pozitif Gündem ile geldiğini aktaran Stefan Füle, “Bu, Türkiye’yi AB’ye yaklaştıracak. Reformlara katkı sunacak. Burada bulunan bireylerin hayat kalitesini artıracak.” öngörüsünde bulundu. Gelinen aşamada vizelerin kolaylaştırılmasını öneren Füle, “Biz, ilgili merci olarak vize bedeli muafiyetlerinin getirilmesi, uzun zaman geçerli olan vizelerin verilmesi, konsolosluk sayılarının artırılmasına dair faaliyetler yürüteceğiz.” açıklamasını yaptı. Gümrük Birliği’nin en önemli değerlerden biri olması, ticari engellerin minimuma indirilmesi adına ellerinden geleni yapacaklarını vaat etti.

DE GUCHT: TÜRKİYE AVRUPA İÇİN FIRSAT HALİNE GELİYOR
AB Ticaretten Sorumlu Komiseri Karel De Gucht da kendisinin Türkiye ve AB bağlarının güçlendirilmesinden yana olduğunu anlattı. Türkiye'nin tarihi, konumu ve idare anlayışı ile Avrupa'ya yakın olduğunu anlatan De Gucht, "Bu ülke, her bir yanıyla artık kapımızda değil içimizde." dedi.
Türkiye ve Avrupa'nın ekonomide bir birini tamamladığına işaret eden De Gucht, buna rağmen entegrasyonun ve katılımın kolay olmadığını savundu. Entegrasyonun ekonomide daha önemli olduğunu dile getiren De Gucht, şöyle devam etti:
"Bakın siyasi tartışmaların oluşturduğu heyecan eksikliği yatırımcılarda ve tüketicilerde yok. Onlar karşılıklı diyalogu artırıyor. AB ve Türkiye firmaları arasında güçlü bağ var. Ekonomik bunalıma rağmen Avrupa Türkiye'de yaptığı yabancı yatırımı artırmaya devam etti. Yatırımlar ve arkadaşlıklar devam ediyor, iddialı yatırımcılar Türkiye'den Avrupa'ya geliyor. Türkiye'nin gittikçe büyüyen piyasası da Avrupa için fırsat haline geliyor. Türkiye'nin Akdeniz, Afrika ve Ortadoğu ülkelerine erişimi büyük bir artı. Bu, bize yeni fırsatlar sunuyor. Türkiye'nin ihraç ürünleri, Avrupalı yatırımcılar taraıfından önemli görülmektedir. Şunu reddetmemeliyiz; Avrupa'nın üzerinde kara bulutlar var. Buna mukabil Türkiye ayrıcalıklı bir konumda. Türkiye'nin ekonomide en önemli sorunu cari açık. Bu sorununun minimuma indirilmesinin en önemli yolu da ülkenin AB nin fabrikasına daha fazla entegre olması ile olur. "

MERAL: AB, TÜRKİYE'NİN POTANSİYELİNDEN DAHA FAZLA İSTİFADE ETMELİ
TUSKON Başkanı Rızanur Meral ise kurum olarak Türkiye'nin AB üyeliği adına gereken katkılarda bulunduklarına işaret etti. Meral, "Bu amaçla yapılandırdığımız AB Temsilciliğimiz 5 seneden fazla Brüksel’de Türkiye-AB bağlarının güçlendirilmesi için elinden geleni ardına koymamaktadır. Siyasi bağlara katkımızın yanında rakamları elimizde olan son 3 sene içinde üye derneklerimiz tarafından AB üyesi ülkelere karşılıklı yatırımları artırmaya matuf olarak 300’ü aşkın ticaret heyeti gönderilmiş ve yine buna yakın sayıda heyet de Türkiye’de ağırlanmıştır." ifadelerini kullandı.
Dünyada kara bulutlar belirirken Türkiye ekonomisinin iyi bir performans ortaya koyduğunu vurgulayan Meral, şunları kaydetti: "Türkiye’nin batısında yer alan gelişmiş ve doğusunda yer alan gelişmekte olan piyasalarla yakın temas içerisinde bulunması mecburidir. Hem makro denklemler hem şirket ve işletmelerimizin gereksinimleri AB’nin Türkiye’nin kendi bölgesinde oluşturduğu potansiyelinden daha fazla istifade etmesini, Türkiye’nin de AB üyesi ülkelerin piyasaları ile daha fazla entegre olmasını ve birikimlerinden faydalanabilmesini şart koşmaktadır. Son dönemde bölgemizdeki siyasi değişiklikler hiç şüphesiz hepimizi yakından ilgilendirmektedir. Ortak komşularımız olan bölge ülkelerinin sıhhatli bir şekilde işleyen istikrarlı devletler haline gelmeleri ve halklarının taleplerine karşılık vermeleri ortak önceliklerimizdir.
Geçtiğimiz 1 sene bölgemizdeki gelişmelerden beklentilerimizin de paralel olduğunu ve ortak çalışmamızın gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye bölgesinde artan bir değer olarak ortaya çıkmaktadır. Dış siyasette aldığı inisiyatifler, gittikçe güçlenen demokratik işleyişi ve göz kamaştırıcı ekonomik performansı ile gelişmekte olan ülkeler için örnek gösterilen bir ülke haline gelmiştir. Bu başarılı performansta çok kuvvetli iç dinamiklerimiz kadar özellikle 2000’lerin başlarından beri dış bir çıpa olarak reform süreçlerini tetikleyen ve güçlü performansta çalışmamızı mümkün kılan AB yolunun katkısı da çok nettir. Son dönemdeki siyasi ve ekonomik gelişmeler içerisinde bu katkının hem ülkemiz hem de Avrupa’daki muhataplarımız tarafından unutulmaya başladığını üzülerek izlemekteyiz. Biz AB sürecinin ülkemize bugüne kadar çok ciddi katkıda bulunduğuna inanmaktayız.