HABER

"AB için geç kalmayalım"

BRÜKSEL (İHA) - Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz Avrupa Birliği (AB) için Türkiye'nin hedef alacağı tarihin Bulgaristan ve Romanya'nın gerisine düşmeyeceği bir zamanla olması gerektiğini söyledi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda lobi çalışmalarında bulunmak amacıyla düzenleyeceği "AB Üyeliğine Doğru Türkiye'nin Sağladığı İlerleme Konferansı" öncesinde Brüksel'de bir basın toplantısı düzenleyen Mesut Yılmaz, AB yolunda nihai düzenlemelerin hayata geçirilmesi için takvimin daraldığını, bu nedenle de Meclis'in Ekim ayından açılmasından önce olağanüstü toplantıya çağrılabileceğini belirtti. Reformların gerçekleşmesi için gereken partiler arası uzlaşmanın sağlanmasının beklendiğini kaydeden Yılmaz, Meclis tatile girene kadar hükümet olarak bir uzlaşmaya gireceklerini umduğunu ifade etti.

Kopenhag zirvesinden sonra Avrupa Birliği'nin genişleme sürecinin daralacağını vurgulayan Yılmaz, Türkiye'nin AB ile ilişkilerde tarihinde en üst noktada olduğunu da belirtti.

Siyasi kriterlerin yerine getirilmesine herkesin önem verdiğini, söz konusu kriterlerin Türkiye'nin ulusal bütünlüğü ile ilişkilendirildiğini hatırlatan Yılmaz, "Türkiye burada bir cesaret gösterebilirse, bu kriterleri yerine getirebilirse, Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakereleri için masaya oturabilirse, ondan sonraki süreçte Türkiye'de böyle farklılıkların ortaya çıkmayacağını düşünüyorum" dedi.

AB'ye tam üyelik için verilen süreçte Türkiye'nin diğer aday ülkelerden daha hızlı yol alabileceğini işaret eden Mesut Yılmaz, Türkiye için bana göre hedef alınması gereken tarih, Bulgaristan ve Romanya'nın gerisine düşmemek olmalıdır. 2007 yılında tam üyelik kararının alınması 2008 yılında da tam üye olarak AB'ye katılmak olmalıdır" diye konuştu.

Söz konusu hedefin gerçekleştirilebilecek bir hedef olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Bu hedefin yerine gelmesi için de Aralık ayına kadar ki performansımız tayin edici olacaktır. Eğer Aralık ayında tam üyelik müzakerelerine başlarsak inanıyorum ki bu gecikmeyi de telafi edecek şekilde 2007'de Bulgaristan ve Romanya ile ikinci genişleme dalgasına katılabiliriz" ifadelerini kullandı.

"AB ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL PARTİLER ARASINDAKİ UZLAŞAMAMA"
Meclis'teki bütün muhalefet partileriyle temas halinde olduklarını koalisyon ortağı MHP ile bir uzlaşma sağlayamadıklarını, sayısal olarak yeterli olacak bir uzlaşmanın sağlandığı anda Meclis'i toplantıya çağırabileceklerini belirten Yılmaz, "Önümüzde belirlenmiş bir takvim var. Aralık ayında Avrupa Birliği genişleme konusunu esas alan bir zirve toplantısı yapacak. Kopenhag zirvesinin en önemli gündem maddesi genişlemedir. Geçen hafta yapılan Sevilla zirvesinde genişleme konusu bir müzakere konusu değildi. Orada sadece genişleme konusunda bir durum tespiti yapıldı. Aday ülkelerin çalışmaları konusunda bir genel değerlendirmeye gidildi ve bunun Kopenhag'da sonuca bağlanacağı ifade edildi. Türkiye bağlamında Sevilla deklarasyonda dile getirilen hususlar da bu çerçevededir" dedi.

Aralık ayındaki Kopenhag zirvesinin en önemli gündem maddesinin genişleme olduğunu hatırlatan Mesut Yılmaz, "Daha önce açıklandığı, Sevilla zirvesinde de teyid edildiği gibi Kopenhag'da muhtemelen 10 aday ülkenin tam üyeliğine karar verilecektir. 2 aday ülke için hızlandırılmış bir strateji benimsenecektir. Ama Türkiye ile ilgili Kopenhag'da alınacak karar konusunda herhangi bir ip ucu söz konusu değildir. Bu da gayet doğaldır. Çünkü alınacak olan karar bizim önümüzdeki dönemde ortaya koyacağımız performansa göre şekillenecektir. Eğer Kopenhag biz Kopenhag kriterlerini yerine getirebilirsek muhtemelen Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlama kararı alınacaktır. Sevilla'da bunun sinyalli verilmiştir, bana göre bunun teyidi yapılmıştır" diye konuştu.

Avrupa Birliği yolunda en önemli engelin Meclis'te uzlaşma olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Önümüzdeki aylarda uzlaşmayı sağlayabilirsek inanıyorum ki Kopenhag zirvesinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılması için bir takvim alma imkanımız olacaktır" dedi.

Dikkat edilecek hususun Kopenhag zirvesinden sonra genişleme fırsatının bugün olduğu kadar birinci gündem maddesi olmayacağını, muhtemelen gelecek süreçte gündemin genişleme değil derinleşme olacağını ifade eden Mesut Yılmaz, "Artık ondan sonra topluluğa yeni katılacak ülkeler ile ilgili süreç bugünkünden çok daha yavaş ilerleyen bir süreç olacaktır. Belki de bu genişlemeden dolayı ilave bir takım engellemelere uğrayabilecek bir süreç olacaktır. Dolayısıyla Türkiye için Kopenhag zirvesinde tam üyelik alınması kararı bana göre fevkalade önemli bir karardır. Bu kararın Kopenhag'da alınmaması halinde Avrupa Birliği treni Türkiye için ilelebet kaçmış olmayacaktır. Ama en azından belirsiz ve daha zor bir konjonktüre ertelenmiş olacaktır. Türkiye şu anda AB üyeliği ilişkilerinde tarihinin en ileri ve olumlu noktasındadır. Bunu değerlendirebilmemiz için bu adımları atmamız gerekmektedir" diye konuştu.

Yılmaz terör örgütleri konusunda da PKK ile ayniyet gösteren KADEK'in AB'de örgüt listesine alınması için çalıştıklarını, AB'nin de konunun vehametini yakında anlayacağını ve bu listeye KADEK'i de dahil edeceğini sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler