Ab İlerleme Raporu

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Onatça, AB 2012 İlerleme Raporu’nun açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, “Rapordaki eleştirileri dikkate almak ve çağdaş, ileri demokrasiyi gerçekleştirmek için kararlı adımlar atmaya devam etmeliyiz” dedi.

Onatça, yaptığı açıklamada, AB İlerleme Raporu'nun, Türkiye’nin son yıllarda durağanlaşan AB ile ilişkilerinin geldiği noktayı gözler önüne serdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"AB uyum süreci, bir dönem, Türkiye’nin ekonomisini ve demokrasisini güçlendiren, toplumun hayat standardını yükselten birçok reforma öncülük etmiştir. Ancak bu reformların duraksadığını görmekteyiz, rapor da bunun sonuçlarına dikkat çekiyor. Türkiye reform rotasına yeniden girmeli ve AB’ye üyelik yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam etmelidir. Ekonomimizdeki gelişmelerle uluslararası planda yakaladığımız prestiji ancak bu şekilde devam ettirebiliriz."

Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda Türkiye ekonomisine, sivil asker ilişkilerine ve anayasa çalışmalarına ilişkin olarak da olumlu değerlendirmelerin yapıldığına dikkat çeken Onatça, şunları kaydetti:

“Rapor, Türk ekonomisinin yapısal açıdan sağlam temellere dayalı olduğunu ve Avrupa'daki krize rağmen Türkiye'nin büyümeye devam ettiğini belirtiyor. Bu memnuniyet verici. Ancak dün açıklanan Orta Vadeli Program’da Türkiye’nin 2012 yılı büyüme oranın ancak yüzde 3,2 seviyesinde gerçekleşeceği belirtiliyor. Türkiye’nin yüzde 5 büyüme oranına ise ancak 2015’te ulaşması öngörülüyor. Bu büyüme oranlarıyla ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması mümkün durmuyor. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için, büyümenin yaklaşık yüzde 7 hızıyla devam etmesi ve bu seneki gibi yüzde 3’lerde kalan senelerin az olması gerekiyor. Yüzde 5-7 gibi bir ekonomik büyüme oranı yakalayabilmemiz için sanayinin rekabet gücünü artırmamız şart. Bunun için işgücü piyasalarında verimliliği artıracak ve enerji piyasalarında maliyetleri düşürecek reformların hayata geçmesi gerekli."

Onatça, açıklamasını şöyle tamamladı:

“AB üyelik sürecinde izleyeceğimiz kararlı tutum, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirecektir. Bunun koşullarından biri güçlü ve canlı bir ekonomi, ikincisi ise siyasi olarak tartışılmayan model bir ülke olmaktır. Bu bölgesel ve küresel istikrara katkı için de önemlidir.”