HABER

'AB inanılırlığı ve prestiji gittikçe yok oluyor'

LEFKOŞA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, referandum sonrası Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri unutan Avrupa Birliği'nin (AB) inanılırlığı, güvenilirliği ve prestijinin gittikçe yok olduğunu söyledi.

Verilen sözleri unutmadıklarını ve takipçisi olacaklarını vurgulayan Gül, Kıbrıs'ta barışın ve istikrarın temelinde KKTC'nin ekonomik ve sosyal bakımdan güçlenmesinin yattığına inandıklarını; bunun için çok çalıştıklarını vurguladı. Gül, "Kıbrıs sorunuyla Türkiye'nin AB üyeliği arasında herhangi bir bağlantı kurulması kesinlikle yanlış bir hesaptır. Kıbrıs sorunu Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine karşı kullanılmamalıdır" diyerek, bu yanlışta ısrar edenlerin, bu yolun çıkmaz yolu olduğunu anlamasını ve Türkiye'nin politikalarının şantajlarla, sıkıştırmalarla değişmeyeceğini bilmesini istedi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Gül, Kıbrıs sorununu Birleşmiş Milletler (BM) zemininden AB zeminine çekmek ve Türkiye'den tavizler beklemenin çıkmaz yol olduğunu ifade ederek, "Türkiye ve Kıbrıs Türkleri şantajlara geçmişte nasıl boyun eğmemişlerse bundan sonra da asla boyun eğmeyeceklerdir" dedi.

Gül, Kıbrıs'ta barışın ve istikrarın temelinde KKTC'nin ekonomik ve sosyal bakımdan güçlenmesinin yattığına inandıklarını vurgulayarak Kıbrıs Türk halkının refah düzeyinin yükseltilmesi için çok çalışmak gerektiğini vurguladı; "Herkes 10 çalışıyorsa biz 20 çalışacağız, herkes 10 saat uyuyorsa biz 5 saat uyuyacağız. Unutmayın ki hala barış sağlanmamıştır" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin koşullar ne olursa olsun KKTC ve Kıbrıslı Türk kardeşlerinin her zaman yanında olacağını, Kıbrıs'a ilişkin tarihi ve ahdi hak ve yükümlülüklerine sahip çıkmaya devam edeceğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Gül, Lefkoşa'daki Cumhuriyet Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, Kıbrıslı Türklerin bayram coşkusunu Türkiye hükümeti ve halkı adına paylaşmaktan büyük kıvanç duyduklarını söyledi.

"KIBRIS MİLLİ DAVAMIZDIR"

Gül, Barış Harekatı'nı yapan hükümetin başbakanı ve Kıbrıs davasının önemli destekçilerinden Bülent Ecevit'i kaybetmenin üzüntüsünü dile getirerek Ecevit'i rahmetle andı. Kıbrıs Türk halkının bugünkü aşamaya uzun ve zorlu bir yolu aşarak geldiğine işaret eden Gül, Kıbrıs Türkü'nün kendi kaderini belirleme iradesinin, özgür ve onurlu yaşam sürme talebinin 15 Kasım 1983'te KKTC'nin ilanıyla vücut bulduğunu kaydetti. "Bugün Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik düzen, iki ayrı ırk, iki ayrı dil vardır" diyen Abdullah Gül, KKTC'nin dayandığı temel ilkeleri "Özgürlük insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulcu demokrasi" diye sıraladı.

Gül, KKTC'nin bu ilkeler üzerinden gittikçe gelişmesinden, giderek olgunlaşan ekonomisinden Anavatan olarak gurur duyduklarını kaydederek, "Bu başarılar kahraman Kıbrıs Türk halkının çabalarıyla elde edilmiştir. Sizleri bir kez daha kutluyorum ve sevincinize katılıyoruz" dedi.

Değişim sürecindeki dünyanın beraberinde belirsizlikler, siyasi tıkanmaları ve yeni itilafları gündeme getirdiğini, risk ve tehditlerin yoğun yaşandığı bir coğrafyada bulunulduğuna işaret eden Abdullah Gül, Türkiye'nin amacının, bölgede çatışma ve ihtilafların giderilmesi, sorunların barış yoluyla çözülmesi, barış ve istikrarın bütün bölgede temin edilmesi olduğunu vurguladı. Gül, Türk dış politikasının temelini Atatürk'ün "yurtta barış dünyada barış" ilkesinin oluşturduğunu ifade ederek, izledikleri çok boyutlu dış politika çerçevesinde bir yandan komşularla ikili ilişkileri geliştirirken öte yandan Avrupa Atlantik kurumlarıyla ilişkilerin gelişmesine de önem verdiklerini belirtti.

"Ezcümle Türkiye bölgesindeki güvenlik, barış ve istikrarın teminatıdır. Bu doğrultuda KKTC'yle birlikte çözüm yolunda çabalar sarf etmeye devam edeceğiz" diyen Abdullah Gül, AB'ye tam üyeliğin de Türk dış politikasının bir başka temel hedefi olduğunu, bunun bölge istikrarına katkıda bulunacağına inandıklarını söyledi. Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması ve öngördüğü AB perspektifinin bu çabalarla bütünleştiğini belirten Gül, "Doğu Akdeniz'in istikrarlı bir AB bölgesi olmasını istiyoruz. Referandumdan sonra o zamanki AB Genişlemeden Sorumlu Komiser Verheugen AB parlamentosundaki konuşmasında 'Rumlar bizi aldattı' demiştir. Üzülerek görüyorum ki bunlar bugün adeta unutuluyor. Bunları bazıları unutabilir ama biz asla unutmayacağız tüm bu sözlerin takipçisi olacağız. AB, verdiği bu sözleri hatırlamadığı sürece, inanılırlığı, prestiji ve güvenilirliği yok olmaktadır" şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kıbrıs'ın kendileri için milli bir dava olduğunu, Kıbrıs Türk halkı ve KKTC'nin kapsamlı bir çözümün kurucu eşit iki tarafından biri olduğunu kaydederek, "Yeni bir ortaklık ancak iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve garantörlük haklarımız gibi vazgeçemeyeceğimiz temel ilkeler üzerine inşa edilebilir. Sorunun çözüm yeri BM'dir. Çözüm BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde iki halkın iradesine dayanacaktır. Uzlaşı yolunu iki taraf bulacaktır. Adanın gerçekleri dikkate alınmadan asla bir çözüm mümkün olmayacaktır" dedi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler