HABER

AB Raporu'nda islamcı terör

AB Raporu'nda islamcı terör

ANKARA (ANKA)- Avrupa Birliği güvenlik üst kuruluşu Europol'ün hazırladığı "AB Terörizmde Durum ve Eğilimler Raporu 2007"de "Terör parası yardım kuruluşlarıyla, zekatın yanlış kullanımıyla toplanıyor, nakit taşıma kuruluşlarıyla Avrupa dışına çıkıyor, sonra kaynağı gizlenerek Avrupa'ya geri gelebiliyor" denildi.

Okul, dini yerler ve hapishanelerin İslamcı terör örgütleri için üye bulma yerleri olduğu kaydedilen raporda, teröristlerin hızlı "köktenci" oldukları belirtildi. Raporda, güvenlik güçlerinin internete çok müdahale edemedikleri, ancak vatandaşların "hacklamaları" nedeniyle terörist sitelerin azaldığı, bu grupların propagandayı "forum" ve "büyük çaplı depolama" siteleri üzerinden yaptıkları kaydedildi.

Haftalar içinde köktenci oldular

Raporun "İslamcı Terörizm" bölümünde İngiltere ve Almanya'da engellenen sırasıyla uçak ve tramvay bombalama olayları da anlatıldı. Bu olaylarla ilgili tutuklanan kişilerin öncesinde hızla "köktenci" olmalarının yıllar değil haftalar ya da aylar aldığı belirtildi. Irak, Afganistan olayları ve Hz. Muhammed karikatürlerinin motivasyonda etkili olduğu kaydedilen raporda, bu olaylardaki teröristlerin Avrupa'da yetişmiş kişiler oldukları hatırlatıldı.

AB'de, Ekim 2005-Aralık 2006 arasında toplam 340 kişinin İslami terör saldırıları dolayısıyla tutuklandığı, bunların yüzde 10'unun terör saldırıları hazırlığı yapmak, planlamak ya da icra etmekle suçlandığı belirtildi. Tutuklamaların, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İsveç'te yapıldığı ve büyük bir bölümünün terör örgütü üyeliği şüphesinden gerçekleştiği kaydedildi. Diğer sık görülen suç etkinliklerinin ise terörizmi finanse etmek ya da yataklık olduğu belirtildi.

"İslamcı teröristler"in yüzde 7'si kadın

Rapora göre, İslamcı terörizm suçlamasıyla tutuklanan kişilerin yüzde 7'sini kadınlar oluşturuyor. Bu rakam, tüm terör istatistikleri hesaba katıldığında yüzde 12'ye çıkıyor. Bu kadınların en fazla suçlandıkları konu ise, örgüt üyesi olmak ve örgüte yataklık yapmak. Kadınların işlediği suçların içinde, barınak temin etmek ve sahte belge hazırlamak da bulunuyor. Bu terör grubunda saldırı planlama, hazırlama ya da uygulamayla ilgili herhangi bir kadın tutuklanmamış durumda.

İslamcı terörizm iddiasıyla tutuklanan kadınların yüzde 70'inin AB vatandaşı olduğu belirtilirken, toplam tutuklamaların çoğunun Fransa, İspanya, İtalya ve Hollanda'da gerçekleştiği ve bunların Cezayir, Fas ve Tunus kökenli olduğu bildirildi. Kuzey Afrika'dan gelen şüpheliler çoğunlukla "Salafist Vaaz ve Akın Grubu" ile "Fas İslami Savaşçılar Grubu" gibi terörist gruplarla bağlantılı bulunuyor.

Tutuklananların üçte ikisinin 26-41 yaşları arasında oldukları, 30 yaşın üzerindekilerin örgüt eylemlerinde belirleyici bulundukları, sahtecilik, finansman gibi konuların yanı sıra eylemleri de gerçekleştirdikleri, küçük yaştakilerin ise yakalanma olasılıklarının daha fazla olduğu kaydedildi.

İnternetteki terör

Güvenlik güçlerinin, Belçika, Danimarka, Fransa ve Almanya'da İslamcı terörle ilgili propaganda faaliyetlerini incelemeye aldıkları belirtilen raporda, "Ancak, bu konuyla ilgili polis araştırmalarının sayısı, internette dönen propagandaya oranla küçüktür" denildi. Bunun kısmen, interneti terörizm için kullananları tutuklamak için gerekli mevzuatın yetersizliğine bağlı olduğu belirtilirken güvenlik güçlerinin internetteki teröristleri tanımada zorlandığı kaydedildi.

El Kaide'nin bütçesi yılda 30 milyon dolar idi

İslamcı terör eylemleri için toplanan paranın zor saptanabileceği, ancak polisin değişik yöntemlerle başarılı izleme faaliyetleri gösterdiği belirtilen raporda, "El Kaide'nin 11 Eylül saldırılarından önceki dönemde yaşayabilmek için yılda 30 milyon dolara ihtiyacı bulunduğu örneği verilmektedir" denildi. El Kaide'nin şu anda ne kadar paraya ihtiyacı olduğunun bilinemediği belirtilen raporda, bu tür İslamcı bir örgütün para kaynağının tamamını AB'de toplamadığı, finanstan sorumlu kişilerden ancak yüzde 10'unun Avrupa'da yakalandığı hatırlatıldı.

Zekat'ı istismar ediyorlar

Rapora göre, terör örgütlerine mali ya da lojistik destek, yasal ya da yasadışı fonlar üzerinden sağlanıyor, ayrıca küçük şirketlerden de yararlanılabiliyor. Diğer bir önemli kaynak da özel bağışlardan ve "zekat"ın istismar edilerek yanlış kullanımından sağlanıyor. Fonlar genellikle yardım kuruluşları, organizasyonları ya da bireyler tarafından toplanıyor.

Raporda, AB içinde legal ya da illegal olarak toplanan ve terörizmin finansmanına giden paranın miktarına ilişkin bir tahmin bulunulmazken şöyle deniliyor:
"AB'de ‘zekat' adı altında toplanan paranın terörizmin finansmanı için kullanıldığına ilişkin kuvvetli şüpheler vardır. En son İngiltere kökenli bir yardım örgütünün, deprem kurbanlarına yardım olarak gönderdiği büyük miktarda paranın İngiltere'de uçaklara sabotaj girişimine karışan Pakistan'daki şüphelilere gittiği bildirildi. Yasal olarak toplanan fonlar dünya çapında bankacılık sistemiyle herhangi bir şüphe uyandırmadan transfer edilebilir."

İslamcı terörizmin yasa dışı kaynaklarının araba çalmaktan, kimlik, bilet sahteciliği ya da sahte kredi kartı hazırlamak gibi finansal suçlara kadar uzandığı belirtilen raporda, teröre ayrılan toplam paranın tahmin edilemeyeceği, ancak elde edilen paranın nakde çevrildiği ve transfere ihtiyaç duyulduğu hatırlatıldı. Rapora şöyle devam ediliyor:

"Bankacılık sistemi ve postane hesapları, kredi kartı ve ATM kartları, çekler, seyahat çekleri üzerinden transferler saptanmıştır. Bununla birlikte fonlar için en çok kullanılan transfer usulü; nakit taşıyıcılar, alternatif iletim sistemi aracılığıyla nakit transfer ya da bazı firmalar gibi yasal nakit kanallarıdır. İletim sistemleri iki yönde kullanıldı: Avrupa'nın içine ve Avrupa'nın dışına doğru. Paralar AB'ye üye ülkelerde toplandı ve gelişkin bankacılık sistemiyle bölgelere ya da Orta Doğu'ya iletildi. Para, o zaman bir başka yöne transfer edilebilir hatta, fonu sağlayan ve fonlardan yararlanan arasındaki orijinal hattı gizleme amacıyla Avrupa'ya geri dönebilir."

Örgüte üye alma

Raporda geçen yıl AB'de 24 kişinin Irak'taki terör örgütü Ensar el-İslam'la bağlantılı "üye kaydetme" eyleminden tutuklandığı, bunun "Avrupa'da, koalisyon güçlerine karşı savaşacak silahlı güç toplamaya çalışan kişiler bulunduğunu gösterdiği" belirtildi. Bu tür örgütlere üye kayıtları en çok okullarda, cami gibi dini toplanma yerlerinde ya da hapishanelerde yapılıyor, propaganda malzemesi olarak Müslümanların küresel cihad içinde yer almaları gerektiği iddiasını destekleyen videolar, broşürler ve filmler kullanılıyor.

Avrupa'da da eğitim merkezleri var

Geçen yıl AB'de 8 kişinin, İslamcı terör örgütü için eğitim kampı kurmak, eğitim sağlamak ya da vermek suçundan tutuklandığı ancak asıl eğitim merkezlerinin denizaşırı bölgelerde bulunduğu da kaydedildi. İngiltere'nin güneyinde iki kamp ortaya çıkarıldığına değinilen raporda, "Bu kamplara katılanlar İslam'ı son derece kökten yorumuyla düşünüyorlar ve patlayıcı sağlama, terörist hücre oluşturma ve finanse etme konusunda eğitim görüyorlar" denildi. Eğitilen kişilerin İslamcı askeri terminolojiyle adlandırıldıkları, şebekenin diğer kişileriyle uluslararası bağlarını korudukları kaydedilen rapora göre, kamplar genellikle Orta ve Yakın Doğu'da, ya da Güney Doğu Asya'da bulunuyor. Sahel ülkelerindeki (Sahra Çölü'nün güneyi) terörist kampları, çoğunlukla bu bölgeleri yeni terörist kaynağı olarak gören Magrip El Kaidesi'ne ait durumda.

AB dışındaki durum

Raporun İslamcı terörün AB dışındaki durumuyla ilgili bölümünde Bosna'da bombalı saldırıya hazırlanan Türk vatandaşıyla ilgili bilgi yer aldı. Bosna asıllı İsveçli arkadaşıyla ve AB birliklerinin Afganistan'dan çekilmesi için eylem hazırlığındayken yakalanan ve tutuklanan Türk'ün 13 yıl hapis cezasına çarptırıldığı hatırlatıldı.

İslami terörün küresel medya saldırısı

Raporda propaganda materyalinde artış görülmesine karşın, statik sitelerin sayısında azalış görüldüğü çünkü bu sitelerin vatandaşlar ve emniyet güçlerince kolayca çökertildiği kaydedildi. Teröristlerin kişilerin propaganda için forumlara başvurduğu, buralarda görsel materyale ulaşma yollarını duyurduğu ancak bunları yapanların da kolaylıkla bulunup sorgulandığı belirtilirken şöyle denildi.

"Muhtemelen, en profesyonel ve en verimli propaganda çıkış noktası şu anda ‘el-Sahab Media Production Company'dir. El-Sahab, belgesel gibi görünen videolar, söyleşiler, konuşmalar ya da haber programları üretmektedir. El-Sahab ürünlerinin bir başka karakteristiği, İngilizce altyazıya sahip olmasıdır. Spikerin İngilizce kullanmaya başladığı yerde Arapça altyazı da eklenmektedir. Orijinal El Kaide yönetimi mensuplarının Haziran 2006'dan sonra bilinen bütün konuşmaları el-Sahab logosu altında yayınlanmıştır." "VOICE OF CİHAD"

Diğer grupların kendi propaganda çıkış noktaları bulunduğuna değinilen raporda, Irak ve Afgan grupların katliam ya da konuşmalarının ses ve video dosyalarını Irak İslam Devleti el-Furkan Media Production Company ve Afganistan'da "Voice of Jihad" üzerinden yayınladıkları, ancak bunların "habercilikte" el-Sahab'ı taklit etmeye çalıştıkları kaydedildi.

Raporun bu bölümünün sonunda, "Üye Ülkelerde İslamcı teröristler tarafından planlanmış ya da çökertilmiş saldırılar ayırt etmeden kitlesel kayıplara yol açmayı hedeflemektedir" saptaması yapıldı.

En Çok Aranan Haberler