ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB süreci, güçlü bir Türkiye'den yana olan herkesin özenle katkıda bulunması gereken bir süreçtir" dedi.
AK Parti Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin içeride güçlendikçe dışarıda da her alanda gücünün hissedilmeye başlandığını belirtti. Hükümeti kurdukları tarihten itibaren iddialarının bu olduğunu kaydeden Erdoğan, "İçeride gücümüzü toplarsak, dışarıda da güçlü oluruz demiştik. İktidara geldiğimiz günden bu yana izlediğimiz siyaset, başlangıçtaki öngörülerimizi, siyasetimizin bu noktadaki isabetini doğrulamıştır. Ülkemizin içeride artan gücü yurtdışında itibarımızı arttırmıştır, arttırmaktadır. AB istikametindeki kararlı yürüyüşümüz nasıl sonuç verdiyse ve aşılmaz görünen eşikler nasıl aşıldıysa, komşu devletlerle ilişkilerimizin gelişmesi, bölgesel ittifaklardaki etkinliğimizin artması da içerideki ekonomik ve siyasi istikrarımızla doğrudan ilişkilidir" diye konuştu. Bu ortamı sadece ekonomik göstergelerle açıklamanın eksik ve yanlış olacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, komşu ülkelerle her alanda artan ilişkilerde dört misli bir iyileşme olduğu için ihracatın 3 milyar dolardan 12 milyar dolara çıktığını kaydetti.
Ülkeden ülkeye, kıtalar değiştirerek koşturduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, Mayıs ayı içinde yaptığı seyahatleri ve Haziran ayında gerçekleştireceği ziyaretleri anlattı. Erdoğan, 12-13-14 Mayıs'taki Endonezya seyahatini anlatırken son yaşanan deprem felaketine de değinerek, "Endonezya'da yaşanmış olan maalesef bu acı deprem hadisesi ki 2 yıl aradan sonra yaşanan bu hadiseyle bugün gelen haberlere bakıldığında 5 bini aşkın maalesef ölüm söz konusu. Tüm Endonezyalı kardeşlerimize başsağlığı dilerken, ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Bunda da, önceki hassasiyetimizin bugün de Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, milletimiz olarak, Kızılayımız olarak, çeşitli sivil toplum örgütleri olarak Endonezyalı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu buradan bir kez daha ifade etmek isterim" şeklinde konuştu.
İçte ve dışta paralel bir politika izlediklerinin altını çizen Erdoğan, bütün bunları 'Türkiye'nin imkanlarını, potansiyelini görmek istemeyen, siyaseti sadece içerideki dar mindere, sığ sulara, çatışma alanlarına çekmek isteyenler için anlattığını' kaydetti. Erdoğan, 12 Haziran tarihinde Hırvatistan, 13-14 Haziran'da Makedonya, 28 Haziran'da Strasburg'da olacağını belirtti.
"DIŞ ZİYARETLERİN HEPSİ, DÖNÜŞÜ OLAN ZİYARETLERDİR" Erdoğan, dış ziyaretlerin hepsinin geri dönüşü olan ziyaretler olduğunu kaydederek, "AK Parti olarak iktidara gelirken 'Her şey Türkiye için' demiştik. Kastımız, muradımız işte budur. Türkiye'nin ufkunu açmak, zincirlerini kırmak, dünyayla ilişkilerini sağlam temeller üzerine oturtmak. Derdimiz bu. Biz göreve gelene kadar yıllık olarak dış sermayenin, küresel sermayenin 1 milyar doları aşmadığı bir Türkiye vardı. Şimdi 9.7 milyar dolara çıkan bir küresel sermaye var Türkiye'de. Bu rakamın daha da yukarıya çıkacağı kendini göstermeye başladı. Bu yürüyüşün öncüsü millettir. Bu yolda menzile varacak olan da millettir. Siyasi, ekonomik, diplomatik adımlarımızın hepsi birbirini tamamlar niteliktedir. İçeride halkımıza ne söylüyorsak dışarıda da aynısını söylüyoruz" dedi.
Kalkınmanın barışa, barışın da refaha büyük katkı sağladığını, bunun iç ve dış gelişmelerde önemli yansımaları olduğunu belirten Erdoğan, "Herkes için refahın olmadığı yerde, herkes için barış ve güveni temin etmek de mümkün olmuyor. Refahı küreselleştirmek, adaleti yaygınlaştırmak durumundayız. Refahtan daha az pay alan toplumlar olduğu sürece küresel barıştan söz etmek de işte bu yüzden mümkün olmuyor. Türkiye'nin iddiası, amacı, kalıcı barışı gerçekleştirmek. Ülkelerin ekonomik kalkınmayı dış gelişmelerden bağımsız olarak gerçekleştirme imkanı yoktur" diye konuştu.
AB sürecine de değinen Erdoğan, izledikleri dış politikanın, Cumhuriyet'in temel felsefesini geliştiren, düşman üretmeyi değil dost kazanmayı öngören bir politika olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Bu politikamızı daha da geliştirmek için iktisadi ve ticari ilişkiler geliştiriliyor. AB süreci, güçlü bir Türkiye'den yana olan herkesin özenle katkıda bulunması gereken bir süreçtir. Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını geliştirmek için önce Türkiye'nin fotoğrafına bütün olarak bakıyor, sonra bütün dünya haritasına bakıyoruz. Amaç, Türkiye'nin medeniyet yolundaki yürüyüşünün kesintisiz olarak ileriye taşınabilmesidir."
Erdoğan konuşmasında dünyada bir kutuplaşmanın körüklendiğini belirterek, "Son yıllarda bir kutuplaşma eğilimiyle karşı karşıyayız. Bu tanımlama risk ya da tehdit içeren özellikler taşıyor. İslam ülkeleri ile batı arasında cereyan ediyor. Almanya ziyaretinde ayrımcılığı vatandaşlarımızdan dinledim. Bu üzücü bir durum. Toplumlar birbirine yaklaşacağı yerde uzaklaşıyor. Ötekileştirme 'biz' ve 'onlar' ayrımı körükleniyor. Medeniyetler ittifakı ve 20 akil kişinin İstanbul'daki son toplantısının geniş bir destek ve kabul görmesi, bu girişimin isabetli olduğunu göstermiştir. Bize göre bu değerler kimsenin tekelinde değildir" diye konuştu.
SSK ve BAĞ-KUR prim borçları ile ilgili yeniden yapılandırma çalışmalarında sona gelindiğini ifade eden Erdoğan, borç yapılandırma süresinin 30 Haziran'a kadar uzatıldığını açıkladı. Başbakan Erdoğan, "SSK'dan 215 bin başvuru kabul edildi. 2.2 katrilyon lira borç yapılandırılmıştır. İki kurumdan kabul edilen toplam başvuru 827 bin oldu. Yeniden yapılandırılan toplam borç tutarı da 7.5 katrilyon liradır. Başvurular 31 Mayıs'ta sona eriyordu. Bu süre bir ay daha uzatıldı" dedi.