AB ülkelerinin liderleri, 25-26 Mart'ta düzenlenecek zirve toplantısında Türkiye ile ilişkilerin de içinde bulunduğu birçok başlığı görüşmek üzere bir araya gelecek. AB dışişleri bakanları ise 22 Mart'ta bu zirveye hazırlık amacıyla toplanacak. Bakanların toplantısında Türkiye ile ilişkiler, Rusya, Myanmar, Batı Balkanlar dahil olmak üzere birçok konu görüşülecek.
AB liderlerinin Aralık 2020'deki zirvesinde, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Türkiye ile ilişkilerde izlenecek yol hakkında bir rapor hazırlaması istenmişti. Bu rapora AB Dışişleri Bakanları Toplantısında son hali verilecek ve rapor zirve toplantısında liderlere sunulacak.
AB yönetimi, Doğu Akdeniz konusunda Türkiye'nin olumlu adımlar attığını ve bu sayede olumlu bir gidişat bulunduğunu düşünüyor. AB'nin, Türkiye ile ilişkileri kapsamlı şekilde değerlendirdiğini belirten AB yetkilileri, Borrell'in raporunun da sadece Doğu Akdeniz'i değil, birçok konuyu içerdiğine işaret ediyor.
Bir üst düzey AB yetkilisi, Türkiye hakkında birlik ülkeleri arasında geçmişe nazaran benzer düşünen ülke sayısının daha fazla olduğunu söyledi. Yetkili, "Türkiye ile ilişkiler zor. Ama son zamanlarda AB içinde daha fazla birliktelik görebiliyorum, çünkü Türkiye'nin hamleleri, Doğu Akdeniz'deki durumun iyileşmesini sağladı." dedi.
Aynı AB yetkilisi, Türkiye'nin sıradan bir komşu olmadığına, NATO üyesi ve AB üyeliğine aday ülke konumunda bulunduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin AB için ne ifade ettiğini ve Borrell'in raporunun yönünü şöyle anlattı:
"Yüksek Temsilci Josep Borrell en başından beri bu çok özel ortakla AB'nin çok önemli ikili ilişkilerinin düzelmesi için çalışıyor. Türkiye sadece büyük bir ülke, bölgesel bir güç değil. Türkiye aynı zamanda aday ülke olmasının yanı sıra AB için kilit öneme sahip bir ülke. Bu nedenle Yüksek Temsilci'nin niyeti bu ilişkiyi rayına oturtmak. Bu, birçok konuyu kapsıyor. İkili ilişkiler, Türkiye'nin bölgesel tavrı, mülteciler, göçmenler bunlar arasında. Şu anda bir pozitif gündemimiz var. Bunu ele alacağız. Hala bilinmezler ve Türk tarafından kabul edemeyeceğimiz şeyler var. Bunları konuşacağız ama Yüksek Temsilcinin vermek istediği yönde bir değişiklik yok. Bu da ilişkileri rayına oturtmak ve sorunların çözümü için konuşmak."
AB yetkilileri, Borrell'in kapsamlı raporunda sadece Doğu Akdeniz'in değerlendirilmediğini, demokrasiden insan haklarına kadar birçok konu bulunduğunu belirterek, "Devlet ve hükümet başkanlarının görüşmelerinde tüm farklı ihtimaller masada olacak." ifadesini kullandı.
AB içinde Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Fransa, Türkiye'ye Doğu Akdeniz'deki enerji arama çalışmaları nedeniyle kısıtlayıcı tedbir talep ediyordu ancak bu talep Almanya, İspanya ve İtalya başta olmak üzere AB ülkeleri tarafından kabul görmedi.
AB yönetimi, bir yandan da Doğu Akdeniz konulu uluslararası konferans düzenlenmesi üzerinde çalışmalar yürütüyor ve konferansın düzenlenmesi için bir süredir olası katılımcıların kimler olabileceğine yönelik nabız yokluyor.
Üst düzey AB yetkilisi, "Bu konferans konusunda iyi yönde ilerleme kaydettik." değerlendirmesinde bulundu.
AB'nin, Türkiye ile ilişkiler konusunda yeni Amerikan yönetimiyle de benzer şekilde hareket etmek istediği aktarılıyordu. AB yetkilileri, Washington'da yönetim seviyesinde henüz tüm atamaların yapılmadığını, politikaların tam olarak belirlenmediğini hatırlatarak, bazı konuları konuştuklarını ancak Türkiye hakkında detaylı görüşmeler yapmadıklarını söyledi.
Bir AB yetkilisi, Türkiye'nin AB için öneminin altını bir kez daha çizerek, "ABD ile istişarelerimizde Türkiye konulardan birini oluşturuyor. Türkiye, AB'ye aday ülke, yakın bir komşu ve NATO üyesi. ABD ile görüşürken Türkiye ile ilgili Rusya veya Çin hakkında konuştuğumuz gibi konuşamayız." görüşünü paylaştı.