AB, Türkiye'ye güç verecek
ANKARA (İHA) - Türkiye'nin yıllardır süren Avrupa Birliği macerası Aralık ayında verilecek karara göre şekillenecek. AB'nin Türkiye'yi üyeliğe kabul etmesi durumunda, üst üste yaşanan krizlerle nefes alamayan Türk ekonomisi can suyu bulacak. Üyelik durumunda başta Türkiye'nin bölgedeki siyasi durumu ile sosyal ve ekonomik göstergeleri olumlu etkilenecek. Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından hazırlanan 'AB'ye Tam Üyeliğin Türkiye'ye Katkıları' başlıklı araştırmada üyelik durumunda hem AB'nin kazanımlarını hem de Türkiye'nin kazanımlarını değerlendirildi. Buna göre, Türkiye'nin üyeliğe kabul edilmesi ile önemli siyasi, ekonomik ve sosyal sorunları olan Orta Doğu bölgesindeki sorunların çözümünde, barış ve istikrarın sağlannmasında daha aktif politikalar izlenebilecek. AB üyesi Türkiye, yakın ilişkiler içinde olduğu Balkan ülkelerine bölgesel sorunların çözümünde katkıda bulunabilecek ve destek sağlayabilecektir. AB'nin içinde Türkiye'nin yer alması, Türkiye'nin silahsızlanma, suç ve uyuşturucu ile mücadele, çevre ve küresel ticaret gibi uluslararası konularda AB vasıtasıyla daha etkili olabilmesini sağlayacak. Avrupa Birliği'ne tam üyeliğin sağlanmasıyla AB'nin kanat ülkesi olacak Türkiye, Yunanistan ile Ege Deniz'inde var olan sorunlarını da çözümleyecek.
AB'ye üyelik durumunda Türkiye'nin, Yunanistan ve Bulgaristan ile sınırlarının bugün ifade ettiği anlamı kaybetmesi ile Ege Denizi AB'nin bir iç denizi olacak. Türkiye, 2000 yılı verilerine göre GSYİH yüzde 4.5'ini ayırdığı savunma harcamalarına daha az bütçe ayırarcak ve bu kaynak daha verimli alanlarda kullanılacak. Tam üyelik Türkiye'nin hem AB ülkeleri, hem de üçüncü ülkeler ile gerçekleştirdiği ticarette rekabet gücünün artmasını sağlayacak, aynı zamanda, iç piyasadaki rekabeti de artırarak, tüketicilerin tercihlerinde çeşitliliğe yol açacak. AB üyesi olacak Türkiye'de Ekonomik ve Parasal Birlik oluşumuna katılmak için yapılacak düzenlemeler, Türkiye ekonomisinde yaşanan istikrarsızlıkların temel nedenlerinin çözümünde kilit rol oynayacak. Ekonomik ve mali politikalar daha şeffaf, belirgin ve öngörülebilir olacak. Sosyal Güvenlik Harcamaları, tarım destekleri, teşvik uygulamaları ve kamu kurulluşlarına sağlanan yardımların düzenlenmesi bütçe harcamalarının kontrolünü kolaylaştıracak, bunun yanı sıra yolsuzluğu engelleyecek.
ÜYELİK DURUMUNDA ÇİFTÇİLERE, KIRSAL KALKINMA İÇİN MALİ DESTEK SAĞLANACAK Tam üyelik özellikle diğer üye ülkelerden gelen yatırımcılar için yerleşme ve faaliyet süreci boyunca istenilen belgelerin azaltılmasına ve halihazırda bu ülkelerden gelen yabancıların istihdam edilmesinde karışlaşılan sorunların ortadan kaldırılmasına yardımcı olacak. Tam üyelik sonrası artacak olan yabancı yatırımlar, araştırma geliştirme harcamalarının önemli ölçüde yükselmesini sağlayacak. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği tarım sektörü reformuna imkan tanıyacak ve mevcut tarım potansiyelinin daha verimli şekilde kullanımını sağlayacak. Türkiye'nin Ortak Tarım Politikası'na dahil olması ile kısa vadeli tarım politikaları yerine daha istikrarlı ve tutarlı tarım politikaları üretilecek.
Tam üyelik doğrultusunda, tarımsal faaliyetlerin denetimi, sağlık, istatistik ve diğer verilerin toplanması açısından önem ve öncelik taşıyan üretici organizasyonları da geliştirilecek. Türkiye'nin Avrupa birliği tam üyeliği hedefi doğrultusunda tarım alanlarında gerçekleştireceği en önemli reformlarından biri AB'nin kırsal kalkınma politikalarına paralel olarak işleyebilecek ve Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) kapsamında mali destek sağlanan bir kırsal kalkınma politası belirlenecek. Tam üyelikle birlikte aynı zamanda tarım ürünleri ticaretinde AB ve Türkiye arasında engel teşkil eden bazı unsurlar ortadan kalkacak. AB pazarına Türk ürünleri engelsiz girebilecek ve böylece özellikle AB'nin dış ticaret açığının bulunduğu ve Türkiye'nin dış ticaret fazlası verdiği taze meyve, sebze, fındık, çay ve baharat gibi ürünlerin piyasasının genişlemesine neden olacak. Tam üyelik FEOGA'nın da katkısıyla tarımsal yapıyı iyileştirici etkiler yapacak. Desteklenen ürünlerin sayısı artacak, yeni ürünlerin desteklenmesi ile ilgili kooperatifler devreye girecek, pazarlamada üretici kuruluşların payı artacak.
