Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye’nin eğitim sistemiyle ilgili bir dizi açıklama yaptı. Selçuk’un açıklamalarında en dikkat çekici ifadesi "Bizim bir şey yapmanın ötesinde kıyameti koparmamız lazım eğitimde” oldu. Deneyimli gazeteci Abbas Güçlü de Selçuk’un ifadelerine tepki gösterdi. Güçlü’ye göre Selçuk, eski akademisyen alışkanlıklarıyla yapılması gerekenleri hatırlatıyor ancak bunu yaparken ‘icraat koltuğunda olduğunu unutuyor.’
Abbas Güçlü’nün egitimajansi.com’da yayınlanan yazısı şöyle:
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, eski akademisyen alışkanlığı ile hala eğitimde yapılması gerekenleri hatırlatıyor. Oysa icraat koltuğunda artık kendisi oturuyor ve söylediklerini yapacak olan da bizzat kendisi!..
Bakan Selçuk, akıl vermeyi çok sever.
Bir akademisyenden de zaten daha fazlası beklenmez.
Ama o artık bir Milli Eğitim Bakanı ve yerim dar oynayamıyorum deme lüksü yok.
İşte o yüzden, bir an önce Bakan olduğunu hatırlamalı ki, kangrene dönüşen sorunlar bir an çözülsün.
Yoksa, lafla peynir gemisi yürümüyor!..
Bakan Selçuk, dün bir grup eğitim gönüllüsü ile bir araya geldi ve hasbihalde bulundu.
Basına sadece kendi konuşması yansıdı ve baştan aşağı, o yapılmalı, bu yapılmalı şeklinde.
Konuklar ne önerdi bilmiyoruz ve eminiz ki onlar da benzer önerilerde bulunmuşlardır.
Türk Eğitim Sistemi'nin en büyük sorunu da bu zaten.
Öneren çok yapan yok!
İşte Akademisyen Ziya Selçuk'un, icra makamındaki Bakan Ziya Selçuk'a çok önemli önerileri!
Bakalım söylediklerinin takipçisi olacak ve Bakan Selçuk'tan hesap sorabilecek mi?..
Kıyamet Koparmamız Lazım
Bizim bir şey yapmanın ötesinde kıyameti koparmamız lazım eğitimde. Bunu gerçekten yapabiliriz. Çok çok farklı bir çağ geliyor. Dijitalin, biyolojik olanın birlikte olduğu bir tekillik çağı geliyor. Bizim bu çağa hazırlanmamız lazım.
Türkiye'nin şimdiye kadar ortaya koyduğu birçok başarıyı eğitimle taçlandırmasının zamanı geldi
Bizim bir şey yapmanın ötesinde kıyameti koparmamız lazım eğitimde. Bunu gerçekten yapabiliriz. Çok çok farklı bir çağ geliyor. Dijitalin, biyolojik olanın birlikte olduğu bir tekillik çağı geliyor. Bizim bu çağa hazırlanmamız lazım.
Yeni Çağa Hazır Olmamız Lazım
Çok farklı bir çağ geliyor. Dijitalin, biyolojik olanın birlikte olduğu bir tekillik çağı geliyor. Bizim bu çağa hazırlanmamız lazım. Sadece gelecek için değil şimdi için bir şey yapmamız lazım.
Bayat Müfredat!
Dışarıdan propagandist şekilde çocuklara verilen, hayattan uzak, bayat müfredatların sorgulanması gerektiğini, bunlar için görevdeyiz.
Eğitim ve zorunlu kelimesini yan yana getirenlere 'durun' demek için buradayız.
Eğitimi endüstrinin ihtiyacıyla sınırlayanlara 'lütfen gökyüzüne bakın' demek için buradayız.
Kutupsuz Sevgi!
Kutupsuz sevgi için buradayız. Artı eksi için burada değiliz. Koşulsuz sevgi için buradayız.
Bizim bilimle, aklı, gönlü, kokteyl yapmaya ihtiyacımız var. Bizim çift kanatlı olmaya ihtiyacımız var. Evrensel anlayışın yerel temsili için düşünmeye ihtiyacımız var. Bu nedenle 'yerli düşün küresel davran' demek durumundayız.
Özgür Akla Koyalım!
Gelin hep beraber bu ülkeyi aklın, bilimin, gönlün merkezi yapalım ve medeniyete yeni bir filiz için muhafaza ettiklerimizin zehrini akıtalım.
Çocuğumuzu sevdiğimiz kadar çocuk kavramını da sevelim. Öğretmenlere sahip çıkalım ki çocuklar onların vesilesiyle özgür akla koşsunlar.
Hepimiz deli gömleklerimizi yakalım gitsin.
Peki Bunları Kim Yapacak?
Bakan Beyin söylediklerine katılmamak mümkün değil.
Kaldı ki, ülkeyi ve eğitimi, 16 yıldır içinde bulunduğu parti yönetiyor ve çağdışı dediği müfredat programını da Talim Terbiye Kurulu Başkanı'yken bizzat kendisi hazırladı.
Kabahatli aramanın hiç kimseye bir yararı yok.
Dünü dünde bırakalım, geleceğe bakalım ve Akademisyen Ziya Selçuk'un söylediklerini, Bakan Selçuk'un hayata geçirmesi için hep birlikte takipçisi olalım...
Ülke hepimizin.
Hayrına yapılan her şey, herkesten çok bizi mutlu eder.
Eğitimde, taş taş üstüne koyanı da baş tacı ederiz...