WASHINGTON (İHA) - Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Colin Powell, görevini Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice'a devretmeye hazırlanırken, yeni Bush yönetiminin dış politikada en karmaşık konusu Avrupa'yla ilişkiler olacak.
Bush yönetimi, ikinci görev döneminde Avrupa'yla ilişkileri geliştirme ve sorunları ortadan kaldırmaya çalışmanın öncelikli amaç olacağını açıkladı. Ancak hem farklı diplomasi yaklaşımları hem de Irak konusunda ortaya çıkan görüş ayrılıkları bazı Avrupalılar'ı dost olmaya kolay kolay ikna edemeyecek gibi görünüyor.
Başkan George W. Bush, bu konuda elinden geleni yapmaya çalışıyor. Kasım ayındaki seçimlerin ardından Başkan Bush'un ilk iki ziyaretçisi Avrupalı liderlerdi. Ayrıca Bush'un ülke dışına yapacağı ilk gezi de Avrupa'ya olacak.
Hem Başkan George Bush hem de Dışişleri Bakanı Colin Powell, Avrupa'yla bozulan ilişkileri geliştirmekte kararlı. Bu amaçla, Avrupa ve ABD arasında ortak yürütülen çalışmaları vurgulamakta ısrar ediyorlar. Bu çerçevede Orta Doğu barış süreci, Libya'yla yürütülen başarılı diplomasi, Ukrayna krizi sırasında uygulanan ortak baskı sık sık gündeme geliyor. Ancak bazı uzmanlar, bu konularda ABD ve Avrupa'nın zaten ortak bir politika yürüttüğünü, bunun başarı olarak kabul edilmemesi gerektiği eleştirisini yöneltiyorlar.
Anlaşmazlık yaratan konularda ise hala bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Bu konulardan birisi İran. Avrupalı liderler bu ülkeyle diplomasinin sürdürülmesi gerektiği görüşünü savunurken ABD İran'ın verdiği sözlere güvenmediğini ve gerekirse bu ülkeye yaptırımlar uygulanacağını her fırsatta gündeme getiriyor.
Dışişleri Bakanı Colin Powell, yaptığı bir konuşmada ABD ve Avrupa'nın farklı yaklaşımlara sahip olduğunu söyledi. "Bazı konularda biz sesimizi yükseltmekten çekinmiyoruz. Avrupa bazen sesimizi bu kadar yükseltmemizden hoşlanmıyor" diyen Powell sözlerini "Ancak sorunlara çözüm buluyorsak bu çok da kötü bir yöntem olmayabilir" diye sürdürdü. Ancak Washington sesini alçaltmaya niyeti olduğunu göstermezse, bazı konularda Avrupa'yı ikna etmesi çok kolay olmayacak. Avrupa'nın başlıca kaygısı, ABD'nin kendisini dinlemiyor ve gerekli gördüğü değişiklikleri yapmıyor olması.
George Bush'un yeniden başkan seçilmesi, Irak savaşı konusunda öfkeli olan kesimlerde bir hoşnutsuzluk ve gelecekte de benzer olayların yaşanabileceği endişesine yol açtı.
Aslında, dış politika hedefleri birbirine yakın olan ABD ve Avrupa'nın daha çok ortak nokta bulabilmesi, birlikte hareket edebilmesi gerekiyor. Ancak tarafların birbirlerine olan güveni derinden yaralandı ve bu yara henüz iyileşmedi. Washington, Avrupa'ya kapılarını açtığını söylüyor. Ancak Bush yönetimi, sözlerini hareketleriyle desteklemediği sürece, ABD'ye yoğun eleştiri yönelten Avrupalıları, ilişkileri geliştirmeyi desteklemek için ikna etmek kolay olmayacak.