KAYS EBU SEMRA - Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak ilan ederek, "Yüzyılın Anlaşması" planının siyasi boyutunu uyguladığını, Bahreyn'in başkenti Manama'da bu ay düzenlenmesi planlanan çalıştayla da ekonomik boyutunu uygulamaya çalıştığını belirtti.
Ureykat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Washington yönetiminin Filistin davasına karşı yürüttüğü politikaları kınayarak, Bahreyn ve ABD iş birliğinde 25-26 Haziran'da başkent Manama'da düzenlenmesi planlanan çalıştaya tepki gösterdi.
FKÖ Genel Sekreteri, "ABD, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan edip büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyarak, Yahudi yerleşim birimlerini yasallaştırarak, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nı (UNRWA) ortadan kaldırma girişimlerinin yanı sıra İsrail'in işgal edilmiş Golan Tepeleri üzerinde otoritesini tanıyarak ve 1967 sınırlarında iki devleti çözüm ilkesini gündemden düşürerek, 'Yüzyılın Anlaşması' planının siyasi boyutunu uyguladı." dedi.
- "Barışa karşılık toprak yerine para prensibi"
Bahreyn'de düzenlenecek "Refah İçin Barış" adlı ekonomi çalıştayının "Yüzyılın Anlaşması" planı için atılan bir adım olduğuna işaret eden Ureykat, "Artık yalnızca ekonomik boyut kaldı. Bu nedenle barışa karşılık toprak prensibini, barışa karşılık para prensibiyle değiştirmek istiyorlar. ABD, hayata geçirmeyi planladığı ekonomi projelerini, 'Yahudi yerleşimcilerle birlikte yaşam' hedefiyle yerleşim birimlerine bağlamaya çalışacak. ABD, Yüzyılın Anlaşması planıyla yerleşim birimlerini refaha kavuşturmayı amaçlıyor." diye konuştu.
Çalıştayın Filistin'in dik duruşu ve hakkını çalmak isteyen projeleri reddetmesi neticesinde başarısızlığa uğrayacağını aktaran Ureykat, Filistin yönetiminin bu çalıştaya karşı çıktığını hatırlatarak, Arap ülkelerine ve davet edilen diğer ülkelere de çalıştayı boykot etme çağrısını yineledi.
- "Biz kimseye adımıza konuşma izni vermedik"
Ureykat, "Arap Barış Girişimi ile Arap Birliği zirvelerinde Filistin konusunda alınan kararlar net. Herkesin bunlara uyması gerek. Herkesten beklentimiz de bu yönde. Filistin olarak bizim boykot ettiğimiz bir çalıştaya başkalarının katılması garip. Bu Filistin ulusal projesini yok etmeyi istemek demek." ifadelerini kullandı.
ABD'nin uluslararası meşru kararları yok saydığını ve bunları işgalci İsrail yerleşim birimlerini yasallaştırmak amacıyla aldığı kararlarla değiştirmeye çalıştığını belirten Ureykat, şöyle devam etti:
"Bir kez daha Bahreyn'deki çalıştaya katılma daveti alan herkese, 'Biz kimseye adımıza konuşma izni vermedik' diyorum. Uluslararası toplum, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulmasından yana olduğunu iddia ediyor. Ama ABD tüm bunlara 'hayır' diyor. Uluslararası toplumun bu tutumuna rağmen Bahreyn'deki çalıştaya katılmak nedendir?"
Saib Ureykat, bazı Arap partilerinden Bahreyn'deki çalıştaya karşı çıkmak adına eş zamanlı olarak Lübnan'da bir konferans düzenleme davetini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
- Filistin'de siyasi bölünmüşlük
Öte yandan Filistin'deki siyasi bölünmüşlüğe değinen Ureykat, bunun ABD'nin kullandığı bir açık olduğunu, bölünmüşlüğü bitirerek birliği sağlamaya çalıştıklarını belirtti.
Filistin'de bölünmüşlüğün devam etmesinin "Yüzyılın Anlaşması" planı ile Bahreyn'deki çalıştaydan daha tehlikeli olduğunu aktaran Ureykat, "Bu kara sayfa kapanmalı. Eğer bu bölünmüşlüğü bitiremezsek her türlü tehlikeye maruz kalacağız." değerlendirmesinde bulundu.
- "Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon
Beyaz Saray basın ofisinden yapılan açıklamada, Bahreyn'in ABD ile iş birliği içinde 25-26 Haziran'da başkent Manama'da "Refah için Barış" adlı ekonomik çalıştaya ev sahipliği yapacağı belirtilmişti.
Çalıştayın, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda ne zaman açıklanacağı netlik kazanmayan "Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon olduğu ifade ediliyor.
Filistin yönetimi, çalıştaya katılmayacağını açıklarken, konferansa davet edilmesi beklenen ülkelere boykot çağrısı yapmıştı. Filistin yönetiminin bu çağrısına rağmen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Katar'ın Manama'daki çalıştaya katılacağı duyurulmuştu.