Anket Biden'ın oyların yüzde 52'sini, Trump'ın ise yüzde 42'sini alacağını gösteriyor. Özellikle de kadınların ve ileri yaştakilerin Trump'a karşı olduğu ve bu iki grupta da iki haneli farkların ortaya çıktığı görülüyor.
Ancak ankete göre, yarışın başa baş geçmesi beklenin 12 eyalette fark Biden'ın lehine 6 puana düşüyor. Biden'ın bu eyaletlerde Trump'a attığı fark, anketlerdeki normal hata payı içinde ve çoğu anket bu eyaletlerdeki yarışın sıkı geçeceğini gösteriyor.
Bu durum da ulusal çaptaki oy farkına karşın, Trump'ın 2016'da yaptığı gibi ulusal halk oyunu almadan, başkanlık için gereken yeterli delege sayısını bulup, yarışı kazanmasını sağlayabilir.
ABD'deki iki aşamalı seçim sistemi nedeniyle Beyaz Saray'a giden yol, 538 delegeli Seçici Kurul'da 270 delegenin desteğini almaktan geçiyor.
Her eyaletin delege sayısı da kabaca nüfusuna göre belirleniyor.
Seçmenler bulundukları eyaletin delegelerini, delegeler de başkan ve başkan yardımcısını seçiyor.
Peki, 2016'da son ana kadar Hillary Clinton'ı, Trump'ın önünde gösteren anketler, bu kez de yanılabilir mi?
Times gazetesinin Washington Muhabiri Henry Zeffman'ın analizine göre Pennsylvania, Florida, Michigan ve Wisconsin gibi yarışın başa baş geçmesi beklenen eyaletlerde yapılan anketlerdeki hata payı, 2016'daki kadar olsa bile Biden tüm bu eyaletlerde Trump'ı yenilgiye uğratıyor.
Bir başka deyişle Zeffman, Trump'ın Beyaz Saray'ın anahtarını elinde tutabilmesi için anketlerdeki Trump lehine hata payının çok daha fazla olması gerektiğini söylüyor.
Zeffman bunun mümkün olduğunu ancak çok da muhtemel olmadığını belirtiyor. Times muhabiri bu tezini şöyle açıklıyor:
"İlk olarak, dört yıl önceki anketlerin ne kadar hatalı olduğu konusunda hatalı bir algı var. FiveThirtyEight internet sitesine göre kampanyanın son üç haftasında, anketler Clinton'Ia ortalama 3,1 puan önde gösterdi. Bu geçmişe bakıldığında son derece standart bir hata payı. 2012'de Barack Obama'ya verilen destek 3,3 puan az gösterildi ve başa baş bir yarış olması bekleniyordu, ancak Obama rahat kazandı. Fakat, 2016'da eyalet anketlerindeki hata payı daha büyüktü ve ortalama 5,2 puandı."
Zeffman, "anket şirketlerinin normalde Demokrat Partili olarak görülen Pennsylvania, Michigan ve Wisconsin'deki şok Trump zaferlerini göremediğini" vurguluyor.
Bunun nedeninin de, Trump'ın üniversite okumamış seçmenler arasındaki popülerliğinin hafife alınması olduğunu söyleyen Henry Zeffman, çoğu anketçinin sistemlerini bu seçmenleri yansıtacak şekilde değiştirdiğini ve 2018 ara seçimlerinden önce son 10 yılın en doğru kamuoyu yoklamalarının yapıldığını belirtiyor.
Zeffman 2016 ile bir başka fark olarak da, Biden'ın anketlerde Trump'a attığı farkın Clinton'dan daha büyük ve daha istikrarlı olmasına işaret ediyor ve analizini şöyle sürdürüyor:
"Clinton'da olduğu gibi seçime birkaç gün kala fark azalmadı, Bu kez anketçiler Pennsylvania gibi eyaletlerin önemini fark etti ve burada da sık ve kaliteli anketler yapılıyor. Çok daha az sayıda kararsız ve üçüncü bir adaya oy vereceğini söyleyen seçmen var. Biden'ı kişisel olarak beğenenlerin sayısı Trump'tan ve Clinton'dan fazla. Kampanya döneminde de beğenenlerin sayısı arttı. Seçmenler kampanyada Biden'ı gördükçe, daha çok beğeniyorlar gibi görünüyor."
Ancak Zeffman, az sayıda anket şirketinin de bu unsurların hiçbirinin Trump'a oy vereceğini anketçilere söylemekten çekinen "utangaç Trump" seçmenlerini yansıtmadığını vurguladığını söylüyor.
2016'da Trump'ın önemli eyaletlerde kazanacağını bilen Trafalgar Gorup'tan Robert Cahaly, bunun tekrarlanacağını söylüyor. Gazeteye konuşan Cahal, "Anketlerde, asıl görüşlerini açıklamak istemeyen insanları sayamıyor" diyor.
Ancak Times muhabiri, Trump'ı önde gösteren anketçilerin bile bu metodolojiye güvenmediğini ve durum böyle olsa Trump'ın, seçmenin sadece bir ekranda tercihini belirttiği internet üzerinden yapılan anketlerde çok daha iyi performans göstereceğini söylüyor.
Zeffman, anketçilerin kafasını karıştıran tek verinin önemli eyaletlerde kayıt yaptıran, Cumhuriyetçi Partili seçmenlerin sayısı olduğunu belirtiyor. Florida'da Cumhuriyetçiler Mart ayından bu yana seçmen kütüğüne 344 bin kişi kaydederken, Demokratlar sadece 198 bin seçmen kaydettirdi. Aynı eğilim Pennsylvania ve North Carolina eyaletlerinde de görülüyor.