Tüm dünyada bu yıl en yakından takip edilen seçimlerden birisi de ABD'deki başkanlık yarışı.
Demokrat Parti'de adayı belirlemek için ön seçim süreci başladı. Cumhuriyetçi Parti'de ise Başkan Donald Trump bir kez daha aday gösteriliyor.
Son kamuoyu yoklamalarına göre, Trump'ın karşısında aday olma şansı bulunan isimler arasında eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, Vermont Senatörü Bernie Sanders, Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren, Minnesota Senatörü Amy Klobuchar, Indiana'daki South Bend'in Belediye Başkanı Pete Buttigieg ve işadamı Tom Steyer yer alıyor.
Demokrat Parti'nin ilk ön seçimi Iowa eyaletinde yapıldı. Ancak buradaki ön seçimlere, süreçte yaşanan düzensizlikler ve sonucun belirlenmesinde görülen sıkıntılar damgasını vurdu. Iowa'daki ön seçimden Buttigieg ve Sanders kafa kafaya çıktı. Buttigieg 13; Sanders ise 12 delege kazandı.
İkinci ön seçimin yapıldığı New Hampshire'ı ise Sanders kazandı. Adayın kim olacağının netleşmesinin ise Mart ayının ortasına doğru olması bekleniyor.
ABD'de Kasım ayına kadar sürecek olan başkanlık seçim süreciyle ilgili merak edilenleri derledik:
ABD'de seçmenler 3 Kasım 2020, Salı günü yapılacak.
Aynı gün, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi'nin tamamı için de oy kullanılacak.
Ayrıca, Senato'nun 100 sandalyesinin 33'ü içinde seçmen oy kullanmış olacak.
Birçok eyalette valilik ve eyalet meclisi seçimleri de yapılacak.
ABD'de siyaset, uzun yıllardır iki büyük partinin egemenliği altında bulunuyor.
Demokrat Parti, modern liberalizmi temsil ediyor. Parti genel olarak devletin kamu hizmetlerini üstlenmesi, eğitimin parasız ya da makul bir ücret karşılığında sunulması, herkesi kapsayan genel bir sağlık sigortası sisteminin kurulması, sosyal programlar uygulanması, çevrenin korunmasına dönük tedbirler alınması ve işçi sendikalarının güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Beyaz Saray'daki son Demokrat başkan 2008 ve 2012 yıllarında seçimi kazanan Barack Obama olmuştu.
2016'daki seçimlerde Demokratların adaylığını eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton kazanmıştı. Clinton, ülke genelinde daha çok oy almasına karşın, Trump Seçici Kurul'da daha fazla delege kazanarak başkan olmayı başarmıştı.
Demokrat Parti'nin bu yıl öne çıkan adayları, şu ana kadarki kamuoyu yoklamalarındaki sıralamalarına göre şöyle:
Cumhuriyetçi Parti ise Amerikan muhafazakarlığı olarak isimlendirilen görüşü temsil ediyor. Bu görüş, devletin ekonomi ve sosyal hayattaki rolünün asgariye çekilmesini, vergilerin düşürülmesini, serbest piyasa kapitalizmini, silah taşıma hakkını, işçi sendikalarının kapatılmasını ve göç ile kürtaj gibi konularda çok daha kısıtlayıcı düzenlemelerin getirilmesini savunuyor.
Bu iki ana partinin dışında Yeşiller ve Bağımsızlar gibi kendi adaylarını çıkartan çok ufak siyasi oluşumlar da mevcut.
Şu anda partilerin aday belirleme süreci devam ediyor. Ön seçimlerin nasıl yapılacağına dair ABD Anayasası'nda herhangi bir düzenleme olmamasından dolayı bunun usülleri eyalet yasalarıyla belirleniyor.
Ön seçimler, iki farklı türde yapılıyor. Bunlardan ilki, eyalet düzeyinde yapılan parti toplantıları ("caucus"). Burada herhangi bir oy kullanılmıyor. Katılımcılar toplantıların yapıldığı alanlarda destekledikleri adaya ayrılan bölgeye geçip burada duruyor ve yapılan sayım sonucu hangi adayın daha çok destek aldığına karar veriliyor.
Ancak bu yıl Iowa'da parti toplantısı şeklinde yapılan ön seçimlerde sonuçların açıklanması süreci oldukça sıkıntı oldu. Yaşanan kaos, Demokrat Parti'nin Iowa eyalet başkanının istifa etmesine yol açtı.
Iowa ön seçimi, küçük bir eyalet olmasına karşın ilk ön seçimin yapıldığı yer olması nedeniyle kazanan adaya moral vermesi ve ön plana çıkarmasından dolayı önemli görülüyor.
İkincisi ise oy kullanma usulüyle yapılan ("primaries") ön seçimler. Eyaletlerin büyük bir bölümünde bu yöntem kullanılıyor ve oy kullanma süreci baştan sona partiler değil, eyalet yönetimi tarafından yapılıyor.
Yapılan ön seçimler sonucunda en yüksek sayıda delegenin desteğini alan isim, partinin başkan adayı oluyor. Başkan adayları, partilerin büyük kurultaylarında resmi olarak açıklanıyor.
Cumhuriyetçi Parti'nin merkez yönetim kurulu olan Cumhuriyetçi Ulusal Komite, Trump'a destek verme kararı aldı. Bunun üzerine bazı eyaletlerde ön seçimler iptal edildi. Trump'ın yeniden aday olması bekleniyor.
Esas adaylık yarışı Demokrat Parti'de yaşanıyor. Ön seçim süreci başladı ve adayın Mart ayı başındaki Süper Salı'nın ardından netleşmesi bekleniyor.
Süper Salı, başkanlık adaylığı yarışının en önemli dönemeçlerinden birini temsil ediyor.
Bu gün, en fazla sayıda eyalette ön seçimin düzenlediği tarih olma özelliği taşıyor.
Genellikle, Süper Salı'dan çıkan sonuçların ardından özellikle çekişmeli yarışlarda aşağı yukarı hangi ismin partinin adaylığını kazanacağı da netlemiş oluyor.
Bu yıl, Süper Salı, 3 Mart'a denk geliyor. Bu tarihten sonra Demokrat Parti'nin de başkan adayının büyük oranda netleşmiş olması bekleniyor.
ABD'de eyaletlerde Şubat ayında başlayan ön seçimlerin Haziran ayında tamamlanması öngörülüyor.
Ancak, özellikle Süper Salı ve hemen takip eden iki hafta içinde yapılacak diğer ön seçimlerle birlikte adayın da Mart ortasında belli olacağı tahmin ediliyor.
ABD'de başkanlık seçim kampanyası için herhangi bir süre kısıtlaması bulunmuyor. Ancak parti adaylığını kazanan kişiler genellikle 18 ay civarında bir süre kampanya yürütmüş oluyor.
Partiler, başkan ve başkan yardımcısı adaylarını yaz aylarında düzenledikleri kurultayda açıklıyor.
Demokrat Ulusal Kurultay, 13-16 Temmuz tarihleri arasında yapılacak.
Cumhuriyetçi Ulusal Kurultay ise 24-27 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek.
Resmi açıklamaların ardından her iki partinin başkan ve başkan yardımcıları, televizyondan canlı yayınlanan toplam dört tartışmada karşı karşıya gelecek.
Bunlardan üçü başkan adayları, biri de başkan yardımcıları arasında yapılacak. Başkan adaylarının ilk tartışmasının Indiana eyaletinde 29 Eylül'de yapılması planlanıyor. Diğer iki tartışma için öngörülen tarih ise Ekim ayı.
Başkan yardımcılarının tartışma tarihi 7 Ekim, yeri ise Utah.
Dünyadaki birçok sistemin aksine, ABD'de halk oylamasında en yüksek oyu alan aday başkan seçilmiş kabul edilmiyor.
ABD'de halk başkanı doğrudan değil, dolaylı seçiyor. Seçmenler bulundukları her eyaletin, başkanı seçecek olan Seçici Kurul'daki delegelerini seçiyor. Bir eyalette en çok oyu alan parti, o eyaletin tüm delegelerini kazanmış sayılıyor.
Eyaletlerin delege sayısı da büyüklüklerine göre belirleniyor. Bu da nüfusu yüksek olan eyaletlerin başkanın seçiminde daha belirleyici rol üstlenmesine neden oluyor.
Seçici Kurul'da en fazla delegeye sahip ilk altı eyalet 55 sandalye ile California, 38 ile Texas, 29 ile New York ve Florida, 20 ile Illinois ve Pennsylvania olarak sıralanıyor.
Seçici Kurul'da 538 delege yer alıyor ve başkan seçilmek için 270 delege sayısına denk gelen eyalette seçimi kazanmak gerekiyor.
Teoride, Seçici Kurul'un halk oylamasına en yüksek oyu alan adayı seçmesi öngörülüyor. Ancak uygulama pek böyle işlemiyor.
2000 yılında Demokrat aday Al Gore ve 2016'da da yine Demokrat aday Hillary Clinton, toplamda rakiplerinden daha fazla oy almalarına karşın, Seçici Kurul'da çoğunluğu sağlayamadıkları için başkan seçilemedi.
ABD'de bazı eyaletleri, değişmez bir şekilde uzun yıllardır aynı partinin adayı kazanıyor. Belli bir partinin kalesi olan eyaletler, o partinin rengiyle anılıyor.
Idaho, Alaska ve güneydeki birçok eyalet, Cumhuriyetçi Parti'nin kaleleri olduğundan "kırmızı eyaletler" olarak adlandırılıyor.
California, Illinois ve ülkenin kuzeydoğusundaki eyaletlerin desteği ise Demokrat Parti üyelerine ve bu nedenlede "mavi eyaletler" olarak biliniyor.
Çekişmeli eyaletler ise herhangi bir partinin kalesi olmayan yerler olarak tanımlanıyor. Bu eyaletlerde adaylar ve kampanyalara göre, farklı partiler kazanabiliyor ve bu nedenle de başkanlı yarışı esasen kritik çekişmeli eyaletler üzerinde yoğunlaşıyor.
Ohio ve Florida, en önemli ve kritik çekişmeli eyaletler arasında yer alıyor. 2020 seçimlerinde Arizona, Pennsylvania ve Wisconsin de çekişmeli eyaletler arasında yer alacak gibi görünüyor.
Yine birçok konuda olduğu gibi, oy kullanma usulleri de eyaletten eyalete değişiyor.
Birçok eyalet erken oy kullanma imkanı tanıyor. Ayrıca çeşitli nedenlerle seçim günü sandık başına gidemeyecek olanlar için postayla oy kullanma hakkı da veriliyor.
Seçim günü ise şahsen sandık başına gidip, imza karşılığı oy kullanmak gerekiyor.
Her eyalet sayım işlemini kendisi gerçekleştiriyor ve çok büyük bir çekişme olmaması halinde, akşam saatlerinde sonuçlar da belli oluyor.
Adaylardan hiçbirisinin Seçici Kurul'da mutlak çoğunluğa ulaşamaması halinde, Temsilciler Meclisi, genel seçimde en çok oy alan üç aday arasından başkanı seçiyor.
Senato da kalan diğer aday arasından başkan yardımcısını belirliyor.
Bu duruma tarihte bir kez rastlanıldı. 1824 yılında Demokrat aday John Quincy Adams, Temsilciler Meclisi'ndeki oylamayı kazanarak başkan oldu.
Seçimin ardından bir geçiş dönemi başlıyor. Bu dönemde yeni başkanının kendi ekibini kurması, bazı konularda üst düzey yetkililerden bilgilendirme almaya başlaması ve yeni programının detaylarını belirlemesi öngörülüyor.
Mevcut başkanın tekrar seçildiği durumlarda ise, mevcut politikalar ve işleyiş kesintiye uğramadan devam ediyor.
Anayasa'ya göre, mevcut ya da yeni seçilen başkanın dönemi 20 Ocak'ta yapılan yemin töreniyle resmen başlıyor.
Törenin ardından başkan resmen göreve başlamış oluyor.