...ve medyada ona nasıl çakıldığını görmüş, ''Çok şükür ki tüm Amerika çıldırmamış!'' demiştik.
Donald Trump'ı daha yakından tanımak, ''Ulan inşallah bu herif Amerika Başkanı seçilmez, yoksa yandık!'' diye düşünmek için **tıklayın.
Tabii bir de Donald Trump'a benzeyen şeyler** listemiz vardı, gününüzü güzelleştirecek cinsten :)
Donald Trump ne kadar çizgifilm karakteri gibi gözüküyorsa, işte o kadar Cefakar Mahmut Hoca gibi görünen Bernie Sanders, bu yazımızın konusu.
8 Eylül 1941 doğumlu Bernie Sanders'ın babası, aile üyeleri 2. Dünya Savaşı'nda Yahudi Soykırımı esnasında katledilen ve Amerika'ya kaçan Polonyalı bir Yahudi. Annesiyse New York'lu bir Yahudi ailenin kızı. Bu durum, elbette Bernie Sanders'ı Yahudi, hattâ bu seçimlerdeki tek Yahudi aday yapıyor.
1981-1989 yılları arasında Vermont, Burlington valiliği yapan Bernie Sanders, 1991 yılında ABD Kongresi'ne seçildi; milletvekili olmadan önce tam 16 yıl boyunca kongrede bağımsız politikacı olarak yer alarak bu alanda bir rekor kırdı.
2006'da senatoya seçilen Sanders, **senatodaki tek demokrat&sosyalist politikacı olarak tanınıyor.
Bernie Sanders'ın iç politika ajandasında iktisadi reformlar, vatandaşlar arasındaki gelir eşitsizliği, LGBT hakları ve azınlık politikaları gibi dişe dokunur konular yer almakta. Bizi ilgilendiren dış politika ajandası ise, Demokrat Parti'nin ılımlı tavrını daha da barışçıl bir şekle sokuyor:
Irak Savaşı esnasında savaş karşıtı savunmaların en ateşlisini yapan Bernie Sanders, bu seçimlere büyük şirketlerin servetlerinin denetlenmesi ve küresel ısınma gibi konularla hazırlanıyor. Buradan, aldığı ilk Oscar'ındaki konuşmasını bu iki konuya ayıran Leonardo DiCaprio'nun da Bernie Sanders'ı desteklediğini çıkarabilir miyiz? Bizce çıkarabiliriz :)
Konuşmayı yeniden izlemek için tıklayın.
Bernie Sanders'ın, 1963 yılında henüz bir öğrenciyken ırkçılığa karşı bir yürüyüşte polis tarafından yaka paça götürüldüğü fotoğrafı bugünlerde internette en çok dolanan resimlerden biri :)
1963'ün ABD'nin Afrika-Amerikalı'lara karşı pek de iyi davranmadığı, Martin Luther King'in tutuklu olduğu yıllardan biri olduğunu tekrar hatırlatalım.
---