ABD, güven bunalımı yaşıyor
WASHINGTON (İHA) - ABD'de yayınlanan tarafsız bir araştırma, Amerikan gizli haber alma birimlerinin, Bağdat'tan kaynaklanan kitle imha silahı tehdidini şişirdiği iddiasında. ABD, şu anda, gelecekteki çıkarlarını da tehlikeye sokabilecek bir inandırıcılık sorunu ile karşı karşıya.
ABD hükümetinin, Irak'ta olduğu iddia edilen kitle imha silahlarını arayan ekiplerini, kamuoyuna pek hissettirmeden geri çektiği veya ekiplerin görev alanlarını değiştirdiği biliniyor. Siyasi gözlemciler, Bush hükümeti resmen itiraf etmese de Irak'ta kitle imha silahı bulunmadığının gün gibi ortada olduğunu vurgulayarak, Amerikalılar'ın Bağdat'a girmesinden 7 ay sonra, bütün aramaların boşuna olduğu yönündeki verilerin arttığını belirtiyor. Başkan George W. Bush'un ise bütün bu bilgilere karşı kayıtsız kalmaya devam ettiğini kaydeden gözlemciler, kitle imha silahları öne sürülerek izlenen aldatma taktiğinin, günün birinde ABD'nin kapısını çalacağını bildiriyor.
Siyasi gözlemciler, ufukta yeni bir askeri çatışma yaklaşırken, Washington kendisine destek verilmesi ve bir koalisyon kurulması için çağrı yaptığında, olumlu cevap alamayabileceğine dikkat çekerek, "Beyaz Saray'da kim oturursa otursun, müttefiklerini ikna etmekte çok zorlanacak. ABD'ye hiç olmadığı kadar şüpheyle ve eleştirel bir gözle yaklaşan dünya kamuoyu ise apayrı bir mesele" görüşünü savunuyor.
Gelecekte Amerikan Kongresi'nin üyelerinin bile hiç şüphe duymadan, gizli istihbarattan gelen bilgilere inanmakta zorluk çekeceğini ifade eden gözlemciler, bu durumun, bilgiler bir savaşı haklı kılmak için kullanılabilecek nitelikte ise daha da çetrefilleşeceğini ileri sürüyor.
Siyasi gözlemciler, ABD hükümetinin, izlediği Irak politikası ile çok güven kaybettiğini ve uzun vadede kendi çıkarlarını zedelediğini belirterek, Almanya ve Fransa gibi savaş karşıtlarının haklı çıktığını vurguluyor. Ancak, küresel terör ile mücadele çağında, gizli istihbarat örgütleri arasında işbirliğinin her zamankinden daha vazgeçilmez bir konumda olduğunu kaydeden gözlemciler, "Fakat örgütlerden gelen bilgilerin politik çıkarlara alet olmaması gerek" diyorlar. Gözlemciler, bunun için de BM kapsamında, uluslararası güvenlik risklerini izleyecek ve değerlendirecek sürekli bir kurum oluşturulmasının en sağlıklı yol olduğunu savunuyor.
