Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ABD ve Ukrayna hükümetleri arasında Kırım ve Türk Akımı ile ilgili tehlikeli adımların atılmasını öngören anlaşmanın belgelerini paylaştı.
Toplantıda, Kırım'da yaşanan gerginliğin perde arkası, ABD'nin Rusya yanında Türkiye'yi de hedef alması ve genelde Avrasya enerji hatlarını, özelde ise Türk Akımı'nı hedef alan sabotaj girişimlerini paylaşan Perinçek "Bugün dünya kamuoyuna ilk kez çok önemli bir gelişmeyi yani Amerika Birleşik Devletleri ile Ukrayna arasında yapılan bir anlaşmayı açıklıyoruz. 16 Kasım 2018 günü Amerikan Dışişleri Bakanı ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Washington'da buluştular. Ukrayna Dışişleri Bakanı'nın yaptığı açıklamaya göre Amerika Dışişleri Bakanı Pompeo'nun daveti üzerine gerçekleşti. Bu buluşma Rusya kadar Türkiye'yi de ilgilendirmektedir. Bu iki bakan hükümetler adına çok tehlikeli bir anlaşma yaptılar. Anlaşmanın İngilizce metnini dün Amerika Dışişleri Bakanlığı'nın sitesine yüklediler. Bu çok önemli, anlaşma 16 Kasım 2018 tarihinde yapıldı fakat anlaşma, mutabakat metni dün yani 27 Kasım'da Amerika Dışişleri Bakanlığı'nın sitesinden duyuruldu. Bu stratejik bir ortaklık anlaşması, sıradan bir anlaşma değil. Bu anlaşmanın çok önemli, Türkiye'yi tehdit eden bir yönü var. Bu anlaşmada çok açık bir şekilde Türk Akımı'nın Avrupa bağlantısı hedef alınıyor ve Amerika Birleşik Devletleri ile Ukrayna Türk Akımı'nın Avrupa bağlantısını durdurmak için stratejik bir işbirliği yapacaklarını, eşgüdümde bulunacaklarını ve durdurmak için faaliyet yürüteceklerini anlaşmaya bağlamış bulunuyorlar" diye konuştu.
Mutabakata göre tarafların üç alanda ortak çalışma komitesi oluşturmaya karar verdiğini ifade eden Perinçek, bu alanların "Güvenlik ve Rus Saldırganlığı ile Mücadele, Hukuk Devleti ve İnsani Sorunlar ve Ekonomi ve Enerji" başlıklarında belirlendiğini açıkladı.
‘KERÇ PROVOKASYONUNUN ABD VE UKRAYNA TARAFINDAN 16 KASIM'DA PLANLANDIĞI BELGELERLE KANITLANDI'
ABD ve Ukrayna'nın düşmanca bir eğilim içine girmelerinin Türkiye'yi de tehdit ettiğine dikkat çeken Perinçek "Bu metin, ABD ve Ukrayna hükümetlerinin Türkiye'ye düşmanca bir eğilim içine girdiklerini ve Türkiye'yi tehdit ettiklerini gösteriyor. Bu metinde aynı zamanda itiraflar da var. Bir yandan bu stratejik tehdit metni stratejik itirafları da içermektedir. Bu itiraflar metnin kabul edildiği günle dünyaya ilan edildiği gün arasındaki farkta kendini gösteriyor. İki bakan 16 Kasım günü buluşuyorlar, sırf bakanlar arasında bir mutabakat değil, Amerika ve Ukrayna hükümetleri arasında bir mutabakat belgesinden söz ediyoruz. Bu belge 16 Kasım'dan 27 Kasım yani düne kadar dünyaya ilan edilmedi. Tarihler önemli çünkü Kerç Boğazı'nda Rusya'yı tehdit eden uygulamalar ortada. Rusya'nın egemenliğine ve karasularına yönelik bir takım kışkırtmalar dünya tarafından yaşandı. Bu kışkırtmalar öyle görünüyor ki bu belgelerle artık kanıtlanmıştır. Bu kışkırtmalar Amerika'da 16 Kasım günü planlanmış ve tam kışkırmanın göbeğinde 27 Kasım günü bütün dünyaya Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı sitesine yüklenerek ilan edilmiştir. Bu antlaşma Amerika'nın davetiyle yapılan buluşma üzerine Rusya'yı hedef alan ve aynı zamanda yalnızca Rusya'yı değil Türkiye'mizi, bütün Avrasya ülkelerini ve dünya barışını hedef alan bu Azak Denizi, Kerç Boğazı ve Kırım yarımadasına yönelik tehditlerin Amerika'da planlandığını gösteriyor. Yani planlanmış, bu antlaşma yapılmış fakat antlaşma ilan edilmemiş, kışkırtmadan sonra ilan edilmiş. Yani Ukrayna'nın bazı gemilerinin Rusya karasularına girmesinden sonra hem itiraf hem tehdit olarak Amerika Dışişleri Bakanlığı sitesine konulmuş. Bu anlaşma kışkırtmanın itirafı. Aynı zamanda bir tehdit hem Rusya'ya hem Türkiye'ye hem de Almanya'ya. Çünkü bu metinde Ukrayna'nın bazı stratejik çıkarlarını ve enerji konusundaki bazı ‘sözümona' haklarının korunacağı belirtildikten sonra Türk Akımı hedef alınıyor, Türk Akımı'nın engelleneceği, durdurulacağı ifade ediliyor. Ama antlaşmanın başka bir yönü de var; Almanya'da hedef alınıyor. Üçüncü olarak bu antlaşmada Rusya'dan Almanya'ya giden Kuzey Akımı'nın durdurulacağı da girişimler arasında gösteriliyor. Yani burada Amerika Birleşik Devletleri ve Ukrayna hükümetleri Rusya'yı hedef alıyor, bir. Türkiye'yi hedef alıyor, iki. Rusya Almanya ilişkisini, enerji hatlarında bağlantısını yani Kuzey Akımı'nı da hedef alıyor. Böylece Amerika ve Ukrayna bütün Avrasya'yı hedef alıyor" dedi.
‘TÜRKİYE HEM KARADENİZ'DE HEM EGE'DE HEDEF ALINIYOR'
Türkiye bu Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki stratejik anlaşmayla kuzeyden Karadeniz üzerinden de tehdit edilmektedir, kuşatılmaktadır. Hepimiz Doğu Akdeniz ve Ege'deki gelişmeleri kaygıyla izliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs mart ayından beri Türkiye'yi hedef alan askeri tatbikatlar yapıyor. Ege'deki tatbikatlar açıkça namlular Türkiye'ye dönmüş durumda. Amerika Birleşik Devletleri'nin, İsrail destroyerlerinin, Amerika'nın 6. Filo'sunun, Yunan sözümona bir takım muhripleri ve Güney Kıbrıs deniz kuvvetlerinin hepsi birlikte namlularını Türkiye'ye çevirmişler. Türkiye'yi hedef aldıklarını açık açık söylüyorlar. Bütün dünya basını bunu, Türkiye'yi hedef alan yeni bir Doğu Akdeniz askeri ittifakının oluştuğu şeklinde veriyor. Şimdi Türkiye Doğu Akdeniz ve Ege'den bu tehditlerle karşı karşıya. İkincisi hepimiz biliyoruz. Menbiç, Fırat'ın doğusundaki Amerika Birleşik Devletleri piyonları olan PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi, hepsi aynı zaten, DAEŞ yani İŞİD terör örgütlerini Türkiye'nin üzerine sürüyor, kışkırtıyor, buralarda mevzilendiriyor. 13 tane Amerikan üssü Suriye Irak'ın kuzeyinde kurulmuş durumda. Bunu bize daha iki sene önce Suriye yetkilileri belirttiler. Demek ki Türkiye, Amerika, Ukrayna, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs tarafından, Hakkari sınırından Doğu Akdeniz ve Ege'ye kadar ve Karadeniz üzerinden de tehdit ediliyor. Güneyde Amerika, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs askeri ittifakı, kuzeyde de Amerika ve Ukrayna ittifakı Türkiye'yi hedef alan planlarını ve eylemlerini ortaya dökmüş bulunuyor" ifadelerini kullandı.
‘MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGEMİZİ DERHAL İLAN ETMELİYİZ'
Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin hedef alındığının ve buna karşılık Türkiye'nin derhal Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmesi gerektiğinin altını çizen Perinçek "Türkiye Hükümeti, Doğu Akdeniz ve Ege'deki Münhasır Ekonomik Bölgemizi derhal ilan etmeli ve KKTC ile bu konuda yapacağı anlaşmayı dünyaya duyurmalıdır. Türkiye, Akdeniz'deki enerji kaynaklarını koruyacağı gibi, Karadeniz ve Balkanlar'da da Avrasya'nın enerji güvenliğine destek olacaktır" dedi.
‘ABD'NİN SABOTAJLARI GEÇERSİZ KALACAK'
Perinçek "Yeni bir dünya kurulmaktadır. Enerji hatları, Yeni Dünyanın damarlarıdır. ABD bu damarları kesmek istiyor. Türkiye bu girişimleri Avrasya'daki müttefikleri ile işbirliği içinde geçersiz kılacaktır. ABD'nin sabotaj girişimleri yenilmeye mahkumdur" diye ekledi.