Sadece bilim insanlarının değil, uzaya merakı olan yatırımcıların hayal olarak kalacağını düşündüğü her şey gelişen teknolojiyle gerçeğe dönüşüyor.
İLK UZAY ASANSÖRÜ 2050'DE FAALİYETE GEÇEBİLİR
Shizuoka Üniversitesi'yle işbirliği içerisinde olan Japon inşaat firması Obayashi ise tüm engellerin zamanla çözülebileceğini düşünüyor. İlk kez geçtiğimiz yıllarda planlarını açıklayan şirket, 2050 itibarıyla ilk uzay asansörünü faaliyete geçirmek istiyor.
Yer eş zamanlı yörüngeye bir uzay istasyonu kurmayı düşünen Obayashi, karbon nanotüpten imal edilen tam 96 bin kilometre uzunluğunda dev bir urgan kullanmayı planlıyor. Uzay seyahatlerinin gelecekte çok popüler olacağını söyleyen Japon yetkililer, asansörü bu doğrultuda uzay türizmi için kullanarak ciddi bir maddi gelir elde etmenin peşinde.
Diğer taraftan birçok bilim insanı ise Obayashi'nin planlarının çok da uygulanabilir olmadığını düşünüyor. Buna göre 96 bin kilometre uzunluğundaki karbon nanotüp urganın imal edilebilmesi şu an için imkansız. Ayrıca devasa urgan bir şekilde üretilebilse dahi yeterli sağlamlığa sahip olamayacağı da belirtiliyor. Obayashi firması ise karbon nanotüpün şimdilik sadece bir aday materyal olduğunu söylüyor.
ABD'li milyarder gözünü uzaya dikti
Uluslararası Uzay İstasyonu'nun bozulan antenini değiştirmek için uzay yürüyüşüne çıkan Rus kozmonotlar yeni bir rekora imza attı. Ancak kozmonotlar anteni yanlış şekilde takınca tüm çaba boşa gitmiş oldu.
Budget Suites of America isimli otel zincirlerinin sahibi Amerikalı girişimci Bigelow, uzayla ilgili bir hayalini gerçekleştirmeye hazırlanıyor.
Gözünü uzaya diken iş adamı, Dünya'nın yörüngesinin etrafında dönecek bir otel projesi için çalışmalara başladı bile.
Düşündüğünüz zaman bir hayal gibi görünen bu proje, aslında çok ütopik bir proje değil.
Projenin lansmanı yapıldı ve Bigelow, bu uzay oteli için bir yol haritası yayınladı.
Şirket 2021 yılında yörüngeye 2 tane B330 modülü yollayarak uzay turizmini hayata geçirmeyi planlıyor.
Bu aslında ünlü iş adamının hayata geçirdiği ilk proje değil.
Daha önce de Bigelow uzaya merakı yüzünden 1999 yılında Bigelow Aerospace'i kurmuş ve 2016 yılında da benzer bir projeyi başarıyla hayata geçirmişti.
ISS için geliştirilen kapsül istasyona eklenmişti. Görünen o ki bu son projeyle Bigelow adından uzunca bir süre söz ettirecek.
Uzay'da yeni bir rekora imza attılar
En uzun uzay yürüyüşü rekorunun artık yeni sahipleri var. 2 Rus kozmonot bu alandaki rekoru kırdı.
2 Şubat'ta iletişim anteni olarak kullanılan eskimiş elektronik kutusunu değiştirmek için uzay yürüyüşü yapan Rus kozmonotlar tam 8 saat 13 dakika boyunca uzay yürüyüşü yaptı.
Aslında planlanan yürüyüşün süresi bu kadar uzun olmayacaktı. Her şey planlandığı gibi gitmediği için ikili fazladan zaman harcamak gerekince, yeni bir uzay yürüyüşü rekoruna imza atıldı.
Ancak Rus kozmonotlar anteni yanlış şekilde takınca tüm çaba boşa gitmiş oldu. Zira görev sonunda anten olması gerekenin 180 derece tersi yönünde duruyordu.
Yeni rekorun sahiplerinden biri olan Alexander Misurkin istasyondan söktüğü eskimiş elektronik kutuyu uzaya fırlattı.
27 kilo ağırlığa sahip olan elekronik kutu uzay istasyonunun ilk hizmete girdiği dönemlerde, 1990'lı yıllarda yapılmış elektronik parçalardan oluşuyor.
Tamir için uzay yürüyüşü yapılmasına neden olan anten hala işlev görüyor. Uzay istasyonuna dönen ekibin tamiri bitirmek için ise bir sonraki yürüyüşü 15 Şubat tarihinde yapacak.
Uzay istasyonunun düşeceği bölge belli oldu
Yaklaşık 100 kiloluk enkazın düşebileceği ülkeler arasında Türkiye de gösterilmişti. Amerikan Uzay Gözetim Ağı ise uzay istasyonun düşeceği bölge ile ilgili yeni bir iddia ortaya attı.
Tiangong-1 (Gök Saray-1), kontrolden çıkmış bir şekilde gezegenimize doğru ilerliyor.
Çin'in 2011 senesinde yörüngeye fırlattığı istasyonun birkaç ay içinde gezegenimize düşmesi bekleniyor.
Daha önce yapılan açıklamada moloz yığınının isabet edebileceği ülkeler arasında Türkiye de gösterilmişti. Avrupa Uzay Ajansı'ndan (ESA) yapılan açıklamaya göre, Ocak 2018'de gezegenimize düşmesi beklenen uzay istasyonun tehdit ettiği diğer ülkeler, Hindistan, İtalya ve Suudi Arabistan olarak belirlenmişti.
Çin'in 2011'de uzaya gönderdiği Tiangong-1'in tahmini düşüş enlemleri belirlendi. Buna göre Tiangong-1 43 Kuzey ile 43 Güney enlemleri arasına düşecek. Amerikan Uzay Gözetim Ağı tarafından yapılan açıklama çok geniş bir alanı kapsıyor.
Her ne kadar belirtilen bölgelerde yaşayan insan nüfusu az olsa da tehlike oldukça büyük. Zira uzay istasyonun bir yerleşim birimine isabet etmesi bir felakete yol açabilir. Bununla birlikte Tiangong 1'in muhtemelen bir okyanusa düşeceği tahmin ediliyor.
Çinli yetkileri, 2016'da uzay istasyonunun kontrolünü kaybettiklerini doğrulamıştı.
Çin'in uzay ajansı, Birleşmiş Milletler'e istasyonun Ekim 2017 ila Nisan 2018 arasındaki zaman diliminde Dünya'ya çarpacağı bilgisini vermişti.
Harvard'da çalışan Astrofizikçisi Johanthan McDowell, istasyonun yörüngesinde yere en yakın noktanın 300 kilometrenin altında olduğunu söylüyor.
McDowell'a göre, istasyonun yeryüzünde nereye çarpacağı, ancak birkaç gün öncesinde tespit edilebilecek.
1991'de Sovyetler Birliği'ne ait 20 tonluk Salyut 7 istasyonu, bir diğer 20 tonluk uzay aracına takılı halde Dünya'ya çarpmış, ayrılan parçalar Arjantin'in Capitán Bermúdez kentine düşmüştü. 1979'da ise NASA)'nınkontrolünü neredeyse tamamen kaybettiği 77 tonluk uzay istasyonu Skylab da hızla yeryüzüne düşüşe geçmiş, büyük parçalardan bazıları Batı Avustralya'ya düşmüştü.
İşte uzaya gönderilen hayvanlar
Neil Amstrong'tan çok önce insanlık, canlıların uzay şartlarında hayatta kalıp kalmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Ölüm deneyinin kurbanları ise hayvanlardı! Uzayda inatla yaşayan ve dünyaya canlı dönmeyi başaran ilk canlıyı merak ediyor musunuz? Tarihte deney amaçlı birçok hayvan uzaya gönderildi. Kimisi hayatta kaldı; ancak bazıları o kadar da şanslı değildi! İşte uzaya yollanan ve kimisinin dakikalar içinde öldüğü uzay hayvanları...
Uzaya yollayan ilk canlılar ne maymundu ne köpek! 1947 yılında yani insanlıktan çok önce uzaya gidip yaşamayı başaran ve Dünya'ya geri dönen bir canlı türü var, hem de oldukça küçük!
Sinek dünyadan uzaya gönderilen ilk canlı olma özelliği taşıyor. Özel malzemeyle kaplanmış bir kutunun içine konulan sinek sürüsü 1947 yılında uzaya fırlatılıyor.
Ve uzayın derinliklerine girmesime rağmen herhangi bir zarar görmediği gibi, dünyaya da sağlam bir şekilde dönmeyi başarıyorlar. Sineklerin yakaladığı bu başarı insanlığa elbette yetmiyor!
İnsanlığın gerçekten uzaya gidip gidemeyeceğinin anlaşılması için sinekten büyük canlıların da uzaya yollanması şarttı. Bu anlamda köpekler, maymunlar kurban seçildi.
Laika
Dünyanın yörüngesine ilk kez 1957 yılında sineklerin ardından daha büyük bir canlı gönderildi.
Laika adlı köpek başıboş bir sokak köpeği olmasına karşın kendisiyle birlikte elemeye giren diğer iki eğitimli rakibini geride bırakmayı başardı.
Fırlatmadan birkaç saat sonra hayatını kaybetse de Laika’nın yaptığı yolculuk, canlı bir yolcunun uzay mekiğinden sağ çıkabileceğini ve yerçekimsiz ortama dayanabileceğini gösterdi.
Uzay köpekleri
Fotoğrafta SSCB Bilimler Akademisi’ndeki bakıcılar uzay programındaki köpekleri tanıtırken görülüyor.
1950’li ve 1960’lı yıllarda Ruslar uzaya en az 57 kez köpek gönderdi.
Ancak uzaya fırlatılan köpeklerin sayısı aslında daha az, çünkü pek çok hayvan birden fazla kez gönderilmişti.
Küçük Adam
Resimde, katılacağı uzay uçuşundan önce yapılan eğitim alıştırmaları sırasında kapsüle bağlanmış bir sincap maymunu görülüyor.
Küçük Adam adı verilen bu maymunun benzer bir eğitim sürecinden geçen “yoldaşı” Gordo, 1958 yılında yerden 500 km yüksekliğe ulaşan 15 dakikalık bir fırlatmaya katılmıştı.
Gordo dünyaya sağ salim döndü ancak iniş sırasında uzay aracının paraşütü açılmadı ve denize çakıldı.
Gordo'nun kapsülü bulunamadı.
Able ve Baker
Uzaya yaptıkları ilk yolculuktan sağ çıkmayı başaran iki maymun, Able ve Baker, NASA’nın basın toplantısında kameralara poz veriyor.
1959 yılında çekilen fotoğrafın soldaki 3.2 kilo ağırlığındaki makak maymunu Able, sağdaki ise Peru’dan getirilen 5 kilo ağırlığındaki sincap maymunu Baker.
İki hayvan yolculukları esnasında normal yerçekimi gücünün 38 kat fazlasına, 9 dakika boyunca da yerçekimsiz ortama dayandı.
Able, dünyaya döndükten dört gün sonra vücudunda enfeksiyona yol açmış bir elektrotun çıkarıldığı ameliyat sırasında öldü.
Baker ise 1984’e kadar yaşamayı başardı.
Eğitimdeki bir şempanze
Yuri Gagarin’in Nisan ayında yörüngeye fırlatılmasından birkaç ay önce 1961 kışında NASA, Mercury programının eksiklerini gidermek için şempanzeleri kullanıyordu.
Bu şempanzelerden yaklaşık 20 tanesi New Mexico eyaletinde bulunan Holloman Hava Kuvvetleri Üssü’nde uzay uçuşu ekipmanlarının simülasyonlarında kullanıldı.
Zaman ayarlı görev
Holloman eğitim programı kapsamında, şempanzelere kendilerine verilen ışık ve ses komutlarına uygun olarak basit görevleri nasıl yerine getirecekleri öğretildi.
Resimdeki el bu eğitim sırasında test edilen Jim isimli bir şempanzeye ait: Kendisinden farklı olan şekli yani ortadaki çemberi seçmesi istenen Jim, karelerden birini seçerek hata yapıyor.
Kapsül pozisyonu
Holloman programında eğitilen şempanzeler, yukarıda görülene benzer bir Merkür Kapsülü içinde fırlatılmaya hazırlanıyordu.
Uzayda
Holloman programı kapsamında eğitilen şempanzelerden iki tanesi başarıyla yörüngeye yerleştirildi.
Ham isimli şempanzenin Ocak 1961’de yaptığı yolculuk 16 dakika 59 saniye sürdü.
Ham’den 10 ay sonra fırlatılan yoldaşı Enos dünyanın etrafında tam iki tur atmayı başardı.
Güvenli dönüş
Ham, yörüngedeki kısa süren yolculuğunun ardından kapsülüyle birlikde Atlantik Okyanusu’na düştü.
Kurtarma ekibi tarafından denizden çıkarılan Ham’in vücudundaki tek hasar burnundaki küçük bir çürüktü.
İnsanlı uzay uçuşu
Ham ve Enos’un yolculuklarını başarıyla tamamlamasıyla, NASA uzaya insan göndermeye hazır olduğuna karar verdi.
20 Şubat 1962 tarihinde, John Glenn dünyanın yörüngesine fırlatılan ilk ABD'li oldu.