AA Editör Masası'nın konuk olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri değerlendirdi. Oktay, "ABD ile ilişkilerdeki sorunumuz aslında bir Brunson sorunu değildi. Böyle bir sorunumuz yoktu. Biz bunun sorun olduğunu da hala düşünmüyoruz" dedi.
İşte Oktay’ın yaptığı açıklamalardan satır başları:
ABD İLE İLİŞKİLERDE YAŞANAN NORMALLEŞME
Bu bölgede yaşamanın bir bedeli var. O bedel güçlü olmayı gerektiriyor. Bedelin kendisi güçlü olmak. Güçlü olmak zorundasınız. Ekonomik siyasi ve ekonomik anlamda güçlü olmak zorundasınız.
Sistem değişikliği güçlü olmanın gereğini yerine getirdi.
Yoğun bir manipülasyon dönemi yaşadık. Üç dört parametre vardır sıkıntılı olunan. Ama toplama baktığınızda dünyadaki birçok ülkeden çok daha iyi şartlarda ekonomik parametrelere sahip bir ülkenin birdenbire bir manipülasyonun içine girmesi.
Biz bütün gücümüzle bununla mücadele ettik. Topyekun mücadele ettik.
Siyasi anlamda da birçok manipülasyonun olduğunu görüyorsunuz.
Topyekun bununla mücadele dip arkada bırakmaya başladığınızda bunu siyasi yansımalarını göreceksiniz.
ABD ile ilişkilerdeki sorunumuz aslında bir Brunson sorunu değildi. Böyle bir sorunumuz yoktu. Biz bunun sorun olduğunu da hala düşünmüyoruz
İRAN'A YAPTIRIMLAR
Yaptırım uygulanacaksa bunun adresi BM'dir Bir ülkenin çıkarları doğrultusunda oluşturduğu yaptırım kararlarına tüm ülkelerin uymasını beklemek, her şeyden önce anlamlı ve adil değil.
Yaptırımlardaki tutumumuz ne olacak bunu açıkça ifade ettik. Bugün zaten açıklama olacak, sonuçlarını göreceğiz.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
Kaşıkçı cinayeti baştan sona hangi açıdan baksanız uluslararası boyutta her tarafı dökülen bir olay. Türkiye açısından baktığınızda da bütün şeffaflığıyla ve devlet ciddiyetiye olaya yaklaşıldığı son derece başarılı yürütüldüğü bir konu diye görüyorum ben. Dokunulmazluk olması sınırlarınız içindeki bir binada hertürlü cinayetin işlenebileceği anlamına gelmez. Cinayetin bize yansıdığı andan itibaren çok ciddi bir sınav vermiştir erek istihbaratımız gerek emnyiet birimlerimiz. Türkiye sınırları içinde hiç kimsenin böyle bir cinayete kalkışamayacağı ve kalkışırsada bunun bedlini ödeyeceği mesajı verilmiştir. 15+3 18 kişinin tutuklanmasını görüyoruz.Cinayet boyutu kabul edildi aydınlatıldı. 15 kişi kabul edildi ve tutuklandı ama bizim arzu ettiğimiz şey, Türkiye sınırları içinde işlenen bu cinayetin yargılamayı burada yapmak ve iadesini istiyoruz. Planlı bir cinayet olduğuyla alakalı bir ikinci aşama geldi. Bizim arzu ettiğimiz bir üçüncü boyutu. Evet bir cinayet işlenmiştir evet planlıdır, o zaman bu planlı cinayetin işlenmesi talimatını kim verdi? Bunun cevabını arıyoruz son derece basit. Ceset nerede ? Ceset nereye gitti? Öyle planlı ki, siz bir ülkeye gelirken aynen benzeyen başka birisini getirir misiniz? Böylesine detaylı planlanmış. Bütün bunların aydınlatılması gerekiyor.
Suudi Arabistan'la da iletişim kanalı açık şekilde devam ediyor. Elimizde veriler olduğunu ifade ettik. Türkiye bir adım önde gitmektedir. Güvenlik ve istihbarat birimlerimizin çalışmalarıyla şeffaf bir şekilde devam etmektedir.
FIRATI'IN DOĞUSU VE MÜNBİÇ'TEKİ GELİŞMELER
Türkyie'nin bu konudaki yaklaşımı çok net oldu. ilk etapta güney sınırımızda olan bu oluşumdan sınır hattındaki koridordan ne kadar rahatsız olduğumuzu PKK'nın YPG'nin adının ne olduğunun bir anlamı yok. Böyle bir oluşuma izin vermeyeceğimizi ifade ettik. Münbiç olayı ilk başta ABD'nin burada PKK'nın YPG'nin varlığına müsaade edilmeyeceğine dair tutumuyla çözülmesi gereken bir süreçti. Ne yazık ki yıllar içersinde çözüm hep bir sonraki yıla ertelendi. Türkiye'nin artık bu sorunları erteleme sabrı kalmamıştır. Artık böyle bir tahammülü de kalmamıştır. Biz şunu ifade ettik, kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini biliriz. Tabi ki muhataplarımızla konuşarak halletmek isteriz ama halledemiyorsak kendi göbeğimizi kesmesini biliriz. Sonrasında görüşmeler yine devam etti, ortak devriyeyle alakalı PKK YPG'nin bölgeden çıkarılmasıyla ilgili mutabakat sağlandı, ama yine takvimin kaymasını görünce biz aynı tavrımızı ortaya koyduk. 911 KM'lik sınırımızda bizi Türkiye'yi tehdit eden bir tek unsurun kalmaması için bu mücadele devam edecektir.
Hiç kimsenin bizi tehdit etmesini bekleyemeyiz artık. Bizgelir sizi kaynağında yok ederiz ne yaparsanız yapın. Çukur mu kazarsınız tünel mi kazarsınız. Kim yardım ederse etsin Ayn El Arab bölgesinde de yapılacaktır her yerde yapılacaktır. 911 Km'lik sınırımız hattımız bizim için haritada sıradan bir bölge değil.
Biz Türkiye olarak bir farkımız da şu, Irak'ta koalisyon güçleri diye ifade edilen bir çok şehirdeki çatışmaları düşünün, şehir harabe olmuştur. Siviller katledilmiştir. Biz operasyon yaparken bir sivilin burnunun kanamamasıyla alakalı biz gerekirse kendimizi riske atıyoruz. Sonrasında sivil halkım tekrar ayağa kalkabilmesiyle ilgili insani faaliyetlerle ilgili yoğun çalışmanın içerisindeyiz. Afrin'de de bunu yapıyoruz, Fırat Kalkanı bölgesinde de yapıyoruz. Her alanda, yaşatmaya yönelik bir yaklaşımla gübresine kadar takip ediyoruz. Tarhite de biz böyleydik. Ama böyle olmamız bize karşı gelen terör oluşumlarına göz yumacağımız anlamına gelmez.