Hagel, "Başkan hangi seçeneği tercih ederse ona uygun emirleri yerine getirmek üzere güçlerimizi konuşlandırdık" diye konuştu.
Başkan Obama'ya Savunma Bakanlığının bütün olasılıkları ve herbirine uygun müdahale seçeneklerini hazırlayıp sunduğunu kaydeden Hagel BBC'ye verdiği mülakatta, "Hepsini gördü, hazırız" dedi.
Delil var mı yok mu?
ABD Savunma Bakanı Suriye'de incelemelerini sürdüren BM denetçilerinin topladığı istihbaratın, geçen haftaki kimyasal saldırıdan Esad hükümetinin sorumlu olduğunu ortaya koyacağına inancını dile getirdi:
"Sanıyorum toplanan istihbarat, kimyasal silahı kullananın isyancılar olmadığını ortaya koyacak, ve muhtemelen Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu gösteren oldukça iyi bilgi toplanmış olacak. Fakat bekleyeceğiz ve somut bilgi ve istihbaratın ne gösterdiğine karar vereceğiz."
Bu durumda kimyasal silahların Suriye rejimi tarafından kullanıldığına ilişkin şu ana kadar somut kanıt bulunup bulunmadığı konusunda çelişkili açıklamalar yapılmış oluyor.
Daha önce ABD Başkan Yardımcısı John Kerry ise, Suriye'nin kimyasal silah kullandığına dair "inkar edilemez" deliller olduğunu söylemişti.
Müttefiklerde faaliyet
İngiltere parlamentosu, Suriye'ye müdahale konusunda hükümetin önereceği planı oylamak üzere Perşembe günü olağanüstü oturuma çağırıldı.
İngiltere Başbakanı David Cameron, tatilini kısa keserek Londra'ya döndü ve Perşembe günü Suriye konusunda açık ve net bir tasarıyı milletvekillerinin onayına sunacaklarını söyledi.
Baştan beri uluslararası toplum içinde Suriye'ye karşı bir gönüllü ülkeler ittifakı oluşturulmasından söz eden Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Milliyet gazetesinden Fikret Bila'ya verdiği mülakatta öncelikle BM kararlarıyla, uluslararası toplumla birlikte hareket etmeyi planladıklarını, ancak böyle bir karar çıkmazsa Türkiye'nin diğer seçenekleri değerlendiren koalisyonda yer alacağını söyledi.
Suriye 'Kimyasal bahane' diyor
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, kimyasal silah iddialarının kendilerine saldırmak için bir bahane olarak kullanıldığını söyledi ve Suriye'ye yapılacak bir müdahalenin sadece İsrail'in işine yarayacağını söyledi.
Suriyeli bakan, böylesi bir müdahalenin Türkiye'nin dengelerini de bozacağını öne sürerek, şunları söyledi:
"İki gün önce Türk Dışişleri Bakanı 'BM Güvenlik Konseyi karar alsın almasın biz Suriye'ye askeri müdahalenin parçası oluruz' dedi. Bu sözlere yorum yapmıyorum. Sadece şunu söylüyorum. Mısır'daki olaylar sebebiyle Türkiye'nin dengeleri sarsıldıysa Suriye'ye müdahale ile tamamen bozulacaktır."
'Türkiye'nin de dengeleri bozulur'
Hükümetine bağlı güçlerin kimyasal silah kullandığı iddialarını "tümüyle" reddeden Dışişleri Bakanı Muallim, "Dünyada hiçbir ülke, kendi halkına karşı en büyük yıkıma yol açacak silahı kullanmaz." dedi.
Muallim, Suriye hükümetinin BM denetçilerinin ülkeye girişi ve korunması konusunda verdiği sözleri yerine getirdiğini de hatırlattı.
İddiaları araştırmak üzere Suriye'ye gelen Birleşmiş Milletler denetçilerinin, isyancıların engel olması nedeniyle, ikinci inceleme bölgesine giremediğini söyleyen Muallim, denetçilere silahlı grupların kontrolündeki bölgeden ateş açıldığını söyledi.
Rusya ve Çin rahatsız
Rusya ve Çin ise Suriye'ye yönelik her türlü askeri müdahaleye karşı uyarılarının dozunu artırdı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün BM kararı olmadan Suriye'ye girişilecek bir müdahaleyle "uluslararası hukukun ağır bir şekilde çiğneneceğini" söylemişti.
Lavrov, "kırmızı çizginin aşıldığını söyleyen Batı'nın henüz kimyasal silah kullanıldığını kanıtlayamadığını" belirtmişti.
Resmi Çin haber ajansı Şinhua da, BM denetçileri daha Suriye'de incelemelerini tamamlamadan, batılı ülkelerin, kimin kimyasal silah kullandığı konusunda acele karara vardığı yorumuna yer verdi.
BM denetçilerinin 2. günü
BM silah denetçilerinin, geçen hafta Şam yakınlarında düzenlendiği ileri sürülen kimyasal saldırıya ilişkin incelemeleri ikinci gününe girdi.
Denetçiler, dün kentin batısında geçirdikleri üç saat içinde bir banliyöyü, iki hastaneyi ziyaret ederken görgü tanıklarıyla görüştü ve kan örnekleri topladı.
Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü, Şam bölgesinde destek verdiği üç hastanenin saldırının düzenlendiği söylenen Çarşamba sabahı "nörotoksik belirtiler" gösteren 3.600 kadar hastayı tedavi altına aldığını, bunlardan 355'inin öldüğünü bildirmişti.