ANKARA (ANKA)- ABD Dışişleri Bakanlığı Halkla İlişkiler Bürosu Türk yargı sistemi hakkında bilgi verirken, “Türkiye’de yargılamanın bağımsız olduğu belirtilmiştir, ancak bir yargı reformunun gerekliliği ve bağımsızlığının teyidi tartışılıyor” dedi. Büro ekonominin ise yatırımcı güvenindeki ani bir değişim durumunda hala sorunlarla karşılaşabilecek yapıda olduğunu bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Halkla İlişkiler Bürosu internet sitesindeki ülkelerin tanıtımına ayrılan bölümde dünya ülkeleri genel istatistikler, ekonomi, coğrafya, yönetim yapısı, hukuk sistemi, dış ilişkileri, ABD ile ilişkileri, seyahat ve toplumsal yapıları açısından tanıtılıyor. Türkiye hakkında bilgiler verilirken de, “Yargılama” bölümünde “Yargılamanın bağımsız olduğu belirtilmiştir, ancak bir yargı reformunun gerekliliği ve bağımsızlığın teyidi açık bir tartışmanın konularıdır. Uluslar arası düzeyde kabul edilen, düşünce, ifade, toplanma ve seyahat etme özgürlüğü de dâhil insan hakları, resmi olarak Anayasa’da yer bulmuş ancak kimi zaman dar anlamıyla yorumlanmıştır, acil durumlarda sınırlandırılabilir ve Anayasa ve mahkemelerin göz önünde bulundurduğu devletin bütünlüğünü ihlal etmek için, ya da din, etnisite ya da bir sosyal sınıf temelli yönetim sistemini zorla kabul ettirmek için kullanılamaz” denildi.
-ANAYASA MAHKEMESİ SÜRECİ ÖZETLENDİ-
Anayasa’nın işkence ya da kötü muameleyi yasakladığını, şu andaki hükümetin ilkelerle uygulamaları birbirine eşleştirmeye çalıştığını, grev dâhil işçi haklarının Anayasa’da tanındığını, ancak hala kısıtlanabildiğini kaydeden site Türkiye’de yargıyı tanıtmaya şöyle devam etti:
“Yüksek yargı sistemi, yasamanın yargısal incelemesinden sorumlu bir Anayasa Mahkemesi’ni, yüksek idare ve temyiz mahkemesi olarak işlev gören Yargıtay ve Danıştay’ı, Sayıştay ve Askeri Yargıtay’ı içermektedir. Cumhurbaşkanı tarafından ataması yapılan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yargıyı gözetip denetleyerek yönetmektedir.
Mart 2008’de Anayasa Mahkemesi, Anayasa’yı ihlal eden ‘anti laik’ eylemlerde bulunduğu iddiası ile AKP’nin kapatılması davasının görülmesini kabul etti. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan dâhil 71 AKP üyesi dosyada yer aldı, beş yıl siyasi yasak getirilmesi istendi. 30 Temmuz 2008’de mahkeme AKP’nin kapatılması için altı lehte, beş aleyhte oy kullandı, partinin kapatılmasıyla ilgili yedi oy gerekiyordu. Mahkeme Hazine yardımının yarıya kesilerek yaklaşık 58 milyon dolar ödenmesini kararlaştırdı. AKP üyelerinden hiçbiri siyasetten yasaklanmadı.”
-EKONOMİ: YATIRIMCI GÜVENİNDEKİ ANİ DEĞİŞİM DURUMUNDA SORUN ÇIKABİLİR-
ABD Dışişleri Bakanlığı Türk ekonomisinin 2001’den itibaren, Uluslar arası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın desteğiyle gerçekleştirilen olumlu parasal ve mali politikalar ve yapısal ekonomik reformlar güçlü biçimde toparlandığını bildirdi. Merkez Bankası’nın bağımsızlığının güçlü biçimde yerleşmiş olduğunu, dalgalı kurun oturduğunu ve hükümetin genel bütçe açığının önemli şekilde düşürüldüğü kaydedilen sitede şöyle denildi:
“Türk ekonomisi 2002’den 2007’ye kadar yılda –dünyada sürdürülebilir en yüksek büyüme oranlarından birini sağlayarak- ortalama yüzde 6 oranında büyümüştür... Türkiye’deki kırılganlıklar büyük ölçüde azalmış olsa bile ekonomi, 2008 piyasa koşullarında görüldüğü gibi, yatırımcı güvenindeki ani değişme durumunda hala sorunlarla karşılaşabilir. Sıkı mali politika, Merkez Bankası para politikalarının bağımsızlığının güvence altına alınması gibi reformların devam eden uygulaması, sürdürülebilir büyüme ve istikrarı için esastır… Bir dizi büyük özelleştirme, Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin başlamasıyla artan istikrar, güçlü ve istikrarlı bir büyüme ve bankacılık, perakende ve telekomünikasyon sektörlerindeki yapısal değişikliklerin tümü dış yatırımdaki artışa katkıda bulunmuştur. Türkiye idari kolaylıklar sayesinde yatırım ikliminin iyileştirilmesinde adımlar atmış, yabancı yatırımların önündeki engellere son vermiş ve fikri mülkiyet mevzuatını güçlendirmiştir. Bununla birlikte Türkiye’de, yüksek vergilendirme ve fikri mülkiyet rejiminde süren boşluklar, yatırım yasakları gibi yabancı yatırımcıları ve belirli politikalarla ilgili ihtilaflar vardır. Türkiye, ABD dâhil bazı ülkelerle, sermayenin konvertibl dövizler cinsinden ve çifte vergilendirme uygulanmadan iade olabilmesini garanti altına alan ikili yatırım ve vergi anlaşmasına sahiptir.”