HABER

ABD'de Avrupa Birliği tartışması

Avrupa Birliği'nin genişleme politikasıyla daha farklı bir şekle bürünmesi, Amerikan sisteminden farkını daha önemli kılmaya başladı.

ABD'de Avrupa Birliği tartışması

Avrupa'nın ne olup olmadığı, Washington'daki düşünce kuruluşu Yeni Amerika Vakfı tarafından Amerika'da tekrar gündeme getirildi. Vakfın düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak katılan İngiltere'nin Washington'daki büyükelçiliğinde ticaret ve ulaşım müsteşarı olarak görev yapmış olan Nicholas Wescott, aynı konuda gözlem yapan pek çok kişi gibi ABD ve Avrupa Birliği'nin uluslararası alanda üzerinde çalışması gereken pek çok konu olduğuna inandığını belirtti.

ABD ve AB'nin güvenlik ve ekonomik alanda çıkarları gittikçe birbirine yaklaşırken ikili ve uluslararası ilişkilerde de gerginliğin gittikçe arttığına işaret eden Wescott, bunun nedenlerini şöyle sıraladı:

"Avrupa ile Amerika arasında tarihi, ekonomik ve stratejik olarak sıralayabileceğimiz 3 sorun var. Tarihi sorun bazen birbirimizi anladığımızı sandığımızdan çıkıyor. Amerikalılar orjinal olarak Avrupa'dan gelenler olduğu için Avrupalılar gibi düşündükleri varsayılıyor. Bunun böyle olmadığını görünce de hayal kırıklığına uğruyoruz. Aslında tarihi deneyimlerimizin farklı olması bizi ayrı kılıyor."

"AVRUPALILAR AŞAĞILIK DUYGUSU İÇİNDELER" İngiliz diplomat Wescott, Avrupa ve Amerikalıların demokrasi, serbest pazar, kapitalizm, bireysel özgürlükler gibi bazı temel değerleri paylaştığını ancak Avrupalıların ABD'ye göre bir yandan manevi bir üstünlük diğer yandan da ekonomik bir aşağlık duygusu içinde olduklarını kaydetti. Wescott, Avrupalıların Amerika'yı anlamadığını ifade ederek, "Avrupa'da Amerika'nın neden başarılı olduğunu, bu kadar çeşitli insanı bir arada tutan şeyin ne olduğunu anlayamıyoruz. Amerika'nın anayasası ile politik uygulamalar birbirini tamamlayacağı yerde çelişiyor. Avrupalılara göre Amerikan anayasasındaki bağımsızlık, eşitlik, demokrasi ve hukukun üstünlüğü prensipleri politikadaki yansımasıyla kabul edilemez durumda" dedi.

Wescott, Amerikalıların da Avrupa'yı anlamadığını belirterek, Avrupa'da yerleşik köklü bir kültürün, Amerika'daki hareketliliği ve kendine aşırı güven duymayı tuhaf karşıladığını söyledi.

Wescott, Avrupa'nın devlet yaklaşımına en çok etki yapan olayın kıtada yaşanan savaşlar olduğunu hatırlatarak, "Avrupa'da milliyetçiliğin ve tek taraflı hareket etmenin yol açtığı savaşlar görülünce, Avrupa birleşmeye karar verdi ve Avrupa ülkeleri toplumun genel iyiliği için ulusal çıkarlardan yavaş yavaş fedakarlık etmeye başladı. Avrupa Birliği'nin kuruluşunun temellerinde ekonomik rekabeti önleme çabalar yatıyor. Çünkü birinci ve ikinci dünya savaşlarının temelinde ekonomik rekabet yatıyordu" diye konuştu.

Wescott, Amerika ve Avrupa'nın çevre politikalarına yaklaşımını da örnek olarak gösterdi. Eski ve kalabalık kıtanın çevreye zarar vermenin sonuçlarını yaşadığını kaydeden diplomat, Avrupalı halkın da bu yüzden çevreyi koruma politikalarına destek verdiğini ancak Amerika'nın Avrupalıların çevre politikalarını anlayamadığını belirtti.

"SORUNLAR BENZERLİKLERDEN KAYNAKLANIYOR" AB ve ABD arasındaki ekonomik çekişmeye de değinen Wescott, şöyle konuştu:

"Avrupa Birliği ile Amerika arasındaki sorunların çoğu iki tarafın da bu alanda birbirine çok benzemesinden kaynaklanıyor. İki taraf da çok büyük, serbest pazar kapitalist ekonomisine sahip. Amerika'nın nüfusu 287, Avrupa Birliği'nin ise 377 milyon kadar. İki tarafın da ticari kapasiteleri, ihracat oranları birbirine çok yakın."
Wescott, bu nedenle AB'nin ve ABD'nin birbirinin en yakın ticari ortağı ve en büyük rakibi olduğunu, ancak yaklaşım farkları bulunduğunu da belirtti. Amerikalılar'ın, Avrupa'da devletin özel sektöre fazla karıştığını düşündüğünü ifade eden Wescott, ancak devlet korumacılığının ve sübvansiyonlarının ABD'de de bulunduğunu ancak bunun işin içine girince anlaşıldığını kaydetti.

Amerika ile Avrupa arasında stratejik alanda, ekonomik ilişkilerdeki benzerliğe uymayan büyük bir dengesizlik bulunduğuna dikkat çeken Wescott, şöyle devam etti:
"ABD dünyadaki en güçlü ülke ve dünya çapındaki savunma harcamalarının yüzde 40'ını yapıyor. AB'nin askeri kapasitesi ise çok daha sınırlı. Bunun da tarihi nedenleri var. Avrupalılar artık savunma harcamalarını desteklemiyor. Avrupa ile ABD arasındaki stratejik ilişki şimdiye kadar NATO sayesinde dengede kaldı. Ancak Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle durum zorlaştı."

"AVRUPA, IRAK'A MÜDAHALEDEN RAHATSIZ" Avrupa ve ABD'nin stratejik alanda birbirinden uzaklaşmasını, ekonomik ilişkilerdeki uyumun dengeleyebileceğine işaret eden Wescott, ABD'nin son olarak Irak'ta müdahale yönündeki stratejik yaklaşımının Avrupa'yı son derece rahatsız ettiğini ve Amerika'nın Irak'la ilgili durumunu, Ortadoğu sorunu çözülmeden ortaya getirmesini doğru bulmadığını vurguladı.

ABD'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yer almaya yanaşmamasının da Avrupalıları rahatsız ettiğini söyleyen Wescott, Avrupa Birliği'nin genişlemesiyle ABD ile AB arasındaki sorunların da büyüyeceğini kaydeti. Wescott, "AB'nin görüşlerini tek bir ağızdan söyleyememesi Amerikalılar için önemli ve haklı bir sorun. Amerika, Avrupa Birliği'nin başı, sonu nerede bilemiyor. Oysa ülkelerin başkanı, bakanları, meclisleri var. Avrupa Birliği, Amerikalılar için bir ahtapot gibi" ifadelerini kullandı.
Nicholas Wescott, ABD ile AB'nin birbirini daha iyi anlamaları için diyaloğu artıracak zirvelere devam etmeleri gerektiğini vurgulayarak, Avrupa Birliği'nin zamanla ortak bir dış politika benimseyeceğini de sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler