Washıngton (AA)- ABD Hükümeti kuruluşlarından biri olan Helsinki Komisyonu'nun eş başkanları Demokrat Parti Florida Milletvekili Alcee Hastings ve Demokrat Parti Maryland Senatörü Ben Cardin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup göndererek, İstanbul Sulukule'nin yıkılmamasını istediler.
Hastings ile Cardin'in yanı sıra ABD Helsinki Komisyonu üyeleri, Cumhuriyetçi Parti Pennsylvania Milletvekilli Joseph Pitts ve Demokrat Parti North Carolina Milletvekili G. K. Butterfield'in imzalarını taşıyan mektupta, geçmişi 1054 yılına kadar uzanan bu tarihi bölgenin sakinlerinin, kentin 40 kilometre dışına yerleşmeye zorlandığı diddia edildi.
Mektupta, "İstanbul Dönüşüm Projesi kapsamında, 1054 yılından bu yana Roman toplumuna ev olan Sulukule'nin, villa tarzı evlerle yer değiştirmek üzere yıkılmasının planlanmasından derin bir rahatsızlık duymaktayız. Bu şehir yenileme projesinin talihsiz sonucu, sadece tarihi bir mahallenin yıkımı olmayacak ve 3 bin 500 Sulukule sakini, kentin 40 kilometre dışındaki Taşoluk bölgesine veya sokağa taşınmaya zorlayacak" ifadesi kullanıldı.
Romanların, "Avrupa'da şu anda en geniş, fakir ve en hızlı büyüyen azınlık" olduğu ve çeşitli ırkçı ayrımcılıklarına hedef olduğu belirtilen mektupta, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) 1999 İstanbul zirvesinde, Türkiye ve diğer bütün AGİT katılımcı ülkelerinin, bu toplumun karşı karşıya kaldığı zorlukları kabul ederek, tam fırsat eşitliğinin sağlanması yönünde etkili tedbirler almayı kararlaştırdığı hatırlatıldı ve AGİT kurallarının izlenmesi görevini üstlenen ABD Helsinki Komisyonu'nun, özellikle İstanbul'daki Roman halkının durumundan endişe duyduğu belirtildi.
Mektupta, İstanbul kentini yenileme projesinin uygulanması yerine, Roman halkının o bölgede yaşamasına izin verilmesi ve eski mahallenin korunması istenerek, aksi takdirde Roman toplumunun dağılmaya zorlanacağı savunuldu. Mahalle sakinlerine, projenin parçası çerçevesinde yapılacak evleri satın alma imkanının önerildiği belirtilen mektupta, evlerin pahalı olması ve Romanların işsizlik ve gelir sorunu dolayısıyla bunun, "boş bir jest" olduğu ileri sürüldü.