HABER

ABD’den vahim rapor

ABD İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yıllık Uluslararası Narkotik Kontrol Strateji Raporu yayınlandı.

ANKARA (ANKA) – ABD İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı yıllık Uluslararası Narkotik Kontrol Strateji Raporu’nda Türkiye ile ilgili vahim iddialar yer aldı. Rapora göre TBMM’de bulunan terörizmin finansmanıyla mücadele yasasının Genel Kurul’da kabul edilip edilmeyeceği belli değil, tasarının terörizmin finansmanıyla mücadelede eksiklikleri yeterince karşılamadığı yönünde endişeler var. Terörizmin finansmanıyla mücadelede Türkiye’de soruşturma gücü, kolluk kapasitesi ve denetimlerde gözden kaçırma konularında zayıflık bulunduğunu, araçlar ve uzmanlığın eksik olduğunu kaydeden ABD İçişleri Bakanlığı, Türk güvenlik güçlerinin uyuşturucuyla mücadelesini ise övdü. Raporda “Türkiye’de yerleşik birçok büyük uyuşturucu kaçakçısı etnik Kürtler ya da İranlılar ve yıllardır aynı birey ve aileler mal ve özellikle eroin kaçakçılığına bulaşmışlardır” saptaması da yer aldı. Raporda yer alan “Yalnızca öncelikle yerel tüketim için makul miktarda esrarın yetiştirildiği Türkiye’de hissedilebilir türde bir yasadışı hasat yoktur” saptaması ise şaşkınlık yarattı.

ABD İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yıllık “Uluslararası Narkotik Kontrol Strateji Raporu” yayınlandı. Raporda Türkiye’nin eroin, metamfetamin, kaptagon, afyon ve kokain dâhil yasadışı uyuşturucu trafiğinde transit ülke olduğunu kaydeden ABD İçişleri Bakanlığı, “Metamfetamin Uzak Doğu, kaptagonun Orta Doğu’ya giderken Eroin afyon ve kokain genellikle Avrupa piyasasına yöneliyor” denildi.

Türkiye’deki bazı suç unsurlarının İran içi ya da Türkiye-İran sınırı yakınında çalışan laboratuarlardan yarar sağladığı belirtilen raporda, “Ancak son yıllarda Türkiye’ye nihai ürün olarak daha çok eroin, daha az ham afyonun ulaştığı görünmektedir” ifadelerine yer verildi.

-HİNT KENEVİRİ-

Hint kenevirinin Türkiye’ye Afganistan, Lübnan ve Arnavutluk yoluyla geldiği belirtilen raporda “Yalnızca öncelikle yerel tüketim için makul miktarda esrarın yetiştirildiği Türkiye’de hissedilebilir türde bir yasadışı hasat yoktur” gibi bir saptama yer aldı.

-KOKAİN-

Türkiye’de kokain kaçakçılığı trendinde bir yükselme olduğunu, kokainin Güney Amerika’dan doğrudan ya da Batı Afrika aracılığıyla geldiğini belirten İçişleri Bakanı, kokainin ticari uçaklarda, bagajlarda ya da kişilerin üzerinde taşındığı kaydedildi.

-BELLİ BİREYLER VE AİLELER...-

Raporda şöyle denildi:

“Türkiye’de yerleşik birçok büyük uyuşturucu kaçakçısı etnik Kürtler ya da İranlılardır ve yıllardır aynı birey ve aileler mal ve özellikle eroin kaçakçılığıyla ilişkili. Etnik Kürtler genellikle Türkiye’ye afyonlu uyuşturucular ve hint kenevirinin doğudan girdiği bölgelerde yaşar. Ancak son yıllarda çok sayıda etnik Kürt (kaçakçılar dahil) Türkiye’deki büyük kentlere hatta Avrupa’daki diğer ülkelere taşındı. Bunlardan bazıları bulundukları yeni lokasyonlarda kaçakçılığa devam etti.”

Türk yetkililerin büyük miktarda eroin ve öncü kimyasal ele geçirmeye devam ettikleri belirtilen raporda, “Ele geçirilenlere göre, Türkiye üzerinden tonlarca eroinin kaçırılması olasılık dahilinde” denildi. Raporda şu saptamalar yapıldı:

“-2011 ocak-eylül ayları arasında güvenlik güçleri ve yetkililer 5 bin 130 kilo eroin, 36 bin 103 kilo haşhaş, 89 kilo afyon, 495 kilo kokain, 775 bin tablet ATS, 557 bin doz ekstasi ve 70 kilo metamfetamin ele geçirdi.

-Türk polisi ve Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM)’nin 2010 Yıllık Uyuşturucu Raporu’na göre Sağlık Bakanlığı’na bağlı 20 merkezde uyuşturucu tedavisi yapılıyor. Ayrıca özel sektör 509 yatak ve 259 personelle bu alanda hizmet veriyor.

-"TÜRKİYE’DE TEDAVİ EDİLEN EN GENÇ UYUŞTURUCU BAĞIMLISININ YAŞI 11"-

-2009 yılında bu merkezlerde 107 bin 178 alkol ve uyuşturucu bağımlısı ayakta tedavi edildi. Yatarak tedavi edilen kişi sayısı ise 2 bin 594 oldu. Hastaların yüzde 6’sı kadın. Tedavi olanların yaş ortalaması 28.6. En genç hasta 11 yaşında. En yaşlısı ise 65. Tedavi edilenlerin yüzde 57’si eroin, yüzde 25’i esrar, yüzde 10’u çözücü/uçucu madde, yüzde 2’si kokain bağımlısı.

-UYUŞTURUCU-YOLSUZLUK İLİŞKİSİ-

-Birçok ülkede olduğu gibi yürütmede görevli personel arasında bazı yolsuzluk olayları görülebilir. Türk Ceza Yasası Türk hükümet görevlilerinin karışabileceği resmi yolsuzluk olayları için özel ceza ve gözaltılar öngörüyor.

-Sonuç: Türk kolluk kurumları yasadışı uyuşturucu trafiğini kesintiye uğratmaya güçlü biçimde kararlı, bu kararlılığın gelecekte de devam edeceğini umuyoruz. 2011’de Türkiye kurumsallaşma, uyuşturucu arz ve talebinin azaltılması ve tedavi konularında ileri yönlü ivmesini korudu.

-Türkiye, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın yanı sıra, özellikle Orta Asya ve Kafkaslar için önemli bir bölgesel finans merkezi. Güneybatı Asya afyonlu uyuşturucularının Avrupa’ya gidişinde büyük bir transit rota olmaya devam ediyor. Ancak uyuşturucu kaçakçılığı Türkiye’de aklanan para kaynaklarından sadece birisi. Diğer önemli kaynaklar fatura sahtekarlığı ve vergi kaçakçılığı ve daha az miktarda olmak üzere kaçakçılık, sahte mal üretimi ve kalpazanlık.

-Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer yasadışı etkinliklerle ilişkili olduğundan kuşkulanılan terörist örgütler ve terörizm finansmanı da bulunuyor.

-"EKONOMİK ETKİNLİĞİN YARISININ KAYIT DIŞI OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR"-

-Kara para aklama bankalarda, banka olmayan finansal kurumlarda ve yeraltı ekonomisinde bulunuyor. Bilgi sahibi gözlemciler ekonomik etkinliğinin yarısı kadarının kayıt dışı ekonomiden kaynaklandığını tahmin ediyor.

-Türkiye’deki kara para aklama yöntemleri arasında şunlar var: Sınırlardan büyük ölçekte para kaçakçılığı yapılması, ülke içine ya da ülke dışına banka transferleri, ticaret sahtekârlığı ve gayrimenkul, altın, lüks otomobil gibi pahalı mal alımı. Türkiye’de yerleşik kaçakçılar Pakistan ya da Afganistan’daki uyuşturucu tedarikçilerine para ve altını bazen taşıyıcılar, yeraltı bankacılık sistemi ya da banka transferleri yoluyla ulaştırıyor. Fonlar sıklıkla BAE, Pakistan ve diğer Orta Doğu ülkelerindeki hesaplara transfer ediliyor.”

-KARA PARA AKLAMA VE TERÖRİZMİN FİNANSMANI ÖNLEMLERİNE ELEŞTİRİ-

Raporda Mali Eylem Çalışma Grubu (FATF)’nun Türkiye’yi, “Stratejik Kara Parayla Mücadele/Terörizmin Finansmanı Karşıtı Önlemlerde eksiklikleri bulunan ve bu eksiklikleri giderme yönünde yeterli ilerleme sağlamamış” ülkeler arasında gösterdiği hatırlatıldı. FATF’ın üyelerini, Türkiye ile iş yaparken, kara para ve terörizmin finansmanıyla mücadelede kolluk ve uygulama eksiklikleriyle ilişkili riskleri göz önünde bulundurmaya davet ettiği de belirtildi. Türkiye’nin FATF Kamu Açıklaması’nda terörizmin finansmanını yeterince cezalandırmayan, terörist malvarlıklarının dondurulması ve bunların belirlenmesine ilişkin yeterli yasal çerçeveyi sağlamayan ülkeler arasına alındığı kaydedildi. FATF’ın Türkiye’ye karşı herhangi bir eylem planı uygulama çağrısında bulunmadığı da vurgulandı.

Türkiye’de “siyasi nüfuz sahibi kişiler için güçlendirilmiş detaylı durum incelemesi, değerlendirilmesi” bulunmadığı kaydedilen raporda şu bilgiler yer aldı:

“-Mali konularda 2011 yılı Ocak-Ekim ayları arasında yetkililer tarafından 6 bin 500 Şüpheli İşlem Bildirimi alındı. 2009 yılında Kara Para Aklama suç isnatlarıyla ilgili 15 kovuşturma 3 cezalandırmayla sonuçlandı. MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) artık kovuşturma ve mahkumiyet hakkında istatistikleri tutmayacak. (2009 bu istatistiklerin tutulduğu son yıl oldu.)

-Uygulama ve infaz: MASAK, Türkiye’nin finansal istihbarat birimi, şüpheli işlem bildirimlerini alıyor, analiz ediyor ve soruşturmaya sevk ediyor. 2010 yılında 354 kişi MASAK’ın terörizmin finansmanıyla ilgili yaptığı soruşturmalar sonucu savcılığa sevk edildi.

-Geçen yıl Kasım ayının sonunda İçişleri Komisyonu’nca görüşülen terörizmin finansmanı yasa tasarısı parlamentonun gündeminde bulunuyor. Ancak tasarının Genel Kurul’a ne zaman gideceği ya da gidip gitmeyeceği açık değil. Tasarının FATF tarafından özetlenen, yukarıda sayılan eksikliklere yeterince hitap etmeyeceği endişeleri var. Türkiye'nin FATF standartlarını karşılayan yeni herhangi bir mevzuatı garanti etmesi gerekiyor.

-Kar gütmeyen sektör terörizm finansmanında saldırıya açık. Terörizmin finansmanıyla mücadelede Türkiye’de soruşturma gücü, kolluk kapasitesi ve denetimlerde gözden kaçırma konularında zayıflık var, bu tehditle etkin bir şekilde kapsamlı bir yaklaşımla mücadele için araçlar ve uzmanlık eksik; tüm bu alanlar güçlendirilmeye muhtaç.

-Kar gütmeyen sektör terörizmin finansmanında saldırıya açık olması açısından düzenli olarak denetlenmiyor ve yetkililerden kara para aklama/terörizmin finansmanıyla mücadelede daha ileri noktalara ulaşma konusunda yeterli yardım almıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü yardım vakıfları için ruhsat veriyor ve onları denetliyor. Ancak sınırlı sayıda müfettiş 70 bin kurumdan sorumlu bulunuyor.”

En Çok Aranan Haberler