HABER

AB'den ürperten rapor

AB'den ürperten rapor

ANKARA(ANKA)- Avrupa Birliği'nin yıllık uyuşturucu raporunda, Türkiye dahil bazı Avrupa ülkelerinde esrar kullanmaya bağlı suçların oranının düştüğü, bu durumun bu ülkelerdeki kanun uygulayıcı kurumların esrarı "diğer uyuşturuculardan daha az hedef almasından kaynaklanmış olabileceği" belirtildi.

AVRUPA'DA KULLANMAYA BAĞLI SUÇLAR TİCARETE BAĞLI SUÇLARI GEÇİYOR

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi "Avrupa'daki Uyuşturucu Sorununun Durumu 2007 Yıllık Raporu" başlıklı raporunu geçen hafta yayınladı. 100 sayfalık raporda birçok Avrupa ülkesi yanında Türkiye'den gelen bilgiler de değerlendirildi. Buna göre Avrupa'da uyuşturucu kullanmaya bağlı suçlarla ticarete bağlı suçlar arasındaki denge değişiyor. Avrupa ülkelerinin çoğu, suçların çoğunluğunun "uyuşturucu kullanma veya kullanmaya yönelik bulundurmaya ilişkin olduğunu" bildirdi.

Örneğin rakamlara göre 2005 yılına kadar İspanya'da uyuşturucuyla ilgili suçların yüzde 91'e kadar olan bölümü kullanma ve kullanmaya yönelik bulundurma suçundan kaynaklandı. Raporda, "Bununla beraber Çek Cumhuriyeti, Lüksemburg, Hollanda, Türkiye ve Norveç'te satış ve ticarete bağlı uyuşturucu kanunu suçları ağırlıkta olup, bu suçlar 2005 yılında bildirilen uyuşturucu kanunu suçlarının % 92'si kadarına (Çek Cumhuriyeti) karşılık gelmektedir" denildi.

ESRAR DAHA AZ MI HEDEF ALINIYOR?

Raporda yeşil zehirle ilgili şu saptama yer aldı:

"Lüksemburg ve Hollanda dışında rapor veren tüm ülkelerde, kullanma/kullanmaya yönelik bulundurma suçlarında en çok bahsi geçen uyuşturucu esrardır. Ancak esrar kullanmaya bağlı suçların oranı bazı ülkelerde (Yunanistan, İtalya, Kıbrıs, Avusturya, Slovenya ve Türkiye) 2000 yılından beri ve rapor eden ülkelerin birçoğunda veri bulunan en son yılda (2004-05) düşmekte olup, bu durum olasılıkla bu ülkelerdeki kanun uygulayıcı kurumların esrarı diğer uyuşturuculardan daha az hedef almakta olabileceğini göstermektedir."

AVRUPA'NIN KENEVİRLERİ TÜRKİYE'DEN

2005 yılında, Avrupa'daki tahmini 13 bin 500 ele geçirme vakasında el konulan milyonlarca kenevir bitkisinin çoğunlukla Türkiye ve İspanya kökenli olduğu belirtilen raporda, "Genel olarak, Avrupa'daki kenevir bitkisi operasyonlarının sayısı 2000 yılından beri devamlı artmaktadır. AB Üye Devletleri'ne bakıldığında, ele geçirilen kenevir bitkisi sayısı 2001 yılında zirveye çıkmış ve 2003'ten beri artmaya devam etmiş, Türkiye'de ise 2001-03 dönemindeki bir artıştan sonra ele geçirilen kenevir bitkisi sayısı 2004'te düşmüş ve 2005'te tekrar artmıştır" denildi.

Rapora göre, okul anketleri, öğrenciler arasında esrar kullanma alışkanlıkları ve eğilimlerine ilişkin oldukça yararlı veriler sağladı. Anketlere göre esrar kullanma seviyeleri 1990'ların sonu ve 2000'lerin başlarında pek çok AB ülkesinde arttı. Yetişkin anketlerinde de aynı sonuçlar görülüyor. Avrupa'da 15-16 yaşındaki öğrenciler arasında esrar kullanımındaki en yüksek yaşam boyu yaygınlık oranları en düşük olan ülkeler Yunanistan, Kıbrıs, Romanya, İsveç, Türkiye ve Norveç olarak belirlendi.

ESPAD (Alkol ve diğer uyuşturucular hakkında Avrupa okullar anketi) anketinin ilk üç turundan elde edilen verilerin analizi 1996-2003 yılları arasında, 15-16 yaşındaki öğrencilerin esrar kullanımındaki yaşam boyu yaygınlık eğilimlerinde belirgin coğrafi farklılıklar bulunduğunu ortaya koydu. Ülkeler üç coğrafi gruba ayrıldı. Esrar kullanımı eskilere dayanan İrlanda ve İngiltere'de yaşam boyu yaygınlık yüksek çıktı ama son on yılda sabit kaldı. Doğu ve orta Avrupa'daki AB'ye üye devletlerin yanı sıra Danimarka, İspanya, Fransa, İtalya ve Portekiz'de esrar kullanımındaki yaşam boyu yaygınlık 1995 ve 2003 arasında önemli oranda azaldı.

AFGANİSTAN'DAN 7 BİN KAMYON AFYON

Avrupa'da tüketilen eroin, ağırlıklı olarak, yasadışı afyon arzında dünya lideri olan Afganistan'da ve Myanmar'da imal ediliyor. Raporda 2006 yılında, % 92'si Afganistan'da olmak üzere, yaklaşık 6.610 ton afyon üretildiği tahmini yer alıyor. Bu rakam, ekim yapılan alanların önemli oranda artmasına bağlı olarak, 2005 tahminine oranla % 43'lük artışı ifade ediyor. 2005 yılında 472 ton olan, dünyadaki potansiyel eroin üretiminin 2006'da 606 tona çıktığı tahmin ediliyordu. Afyon bazlı ağır uyuşturucular olan opioid ele geçirme vakaları ile tasfiye edilen fabrikalar, Afganistan'da üretilen afyonun ihraç edilmeden önce giderek daha fazla oranda morfin veya eroine dönüştürüldüğü tahminine taban oluşturuyor.

BALKAN ROTASININ "TARİHSEL ÖNEMİ" VAR

Rapora göre eroin Avrupa'ya iki ana ticaret yoluyla giriyor. Tarihsel açıdan önemli ve en kısa yol olan Balkan rotası eroin kaçakçılığında hayati bir rol oynamaya devam ediyor. Raporda "Pakistan, İran ve Türkiye'den transit geçen yol, daha sonra Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, İtalya, Sırbistan, Karadağ ve Bosna Hersek yoluyla güneye ve Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya ve Hollanda yoluyla da kuzeye ayrılmaktadır; bu sonuncusu diğer batı Avrupa ülkelerine ikincil bir dağıtım merkezi gibi çalışmaktadır" denildi.

İPEK YOLUNA ALTERNATİF: "TOZ YOLU"

Raporda uyuşturucu rotası değişiklikleri konusunda şöyle denildi:

"Eroin, 1990'ların ortalarından beri giderek ‘ipek yolu' vasıtasıyla, orta Asya Cumhuriyetleri, Hazar Denizi ve Rusya Fedeasyonu, Belarus veya Ukrayna üzerinden Estonya, Letonya, bazı Kuzey Avrupa ülkeleri, Almanya ve Bulgaristan'a sokulmaktadır. Bu rotalar en önemlileri olmakla beraber, Arap yarımadasındaki ülkeler (Umman, Birleşik Arap Emirlikleri) Güneybatı ve Güneydoğu Asya'dan gelen eroin sevkiyatları için transit bölgeler haline gelmiş olup eroinin bir kısmı daha sonra Doğu Afrika (Etiyopya, Kenya, Mauritius), bazen de batı Afrika'dan (Nijerya) sokulmakta, buradan Avrupa'daki ve daha az bir oranda da Kuzey Amerika'daki yasadışı pazarlara gönderilmektedir. Ayrıca Avrupa'ya Güneybatı Asya'dan Güney ve Doğu Asya'daki ülkeler (Hindistan, Bangladeş, Sri Lanka, Çin) yoluyla eroin sokulduğuna dair de raporlar bulunmaktadır."

En Çok Aranan Haberler