HABER

ABD'lilerin yargılandığı helikopter kazası davasında 7 yıl

Antalya'da 2006'da devriye uçuşu yaparken düşen helikopterdeki 5 polisin şehit olmasıyla ilgili açılan davada, kusurlu oldukları iddia edilen ABD'li 4 teknik personelin yargılanmasına 7 yıldır devam ediliyor - İçişleri Bakanlığı ve şehit yakınlarının davacı olarak yer aldığı davada, sanıklar "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla 15'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor - Şehit yakınlarının avukatı Enis Debreli: - "Bizim şehit yakınları olarak dileğimiz, yargılama tamamlansın ve bir an önce sorumlular ortaya çıksın, gerekli cezaları alsınlar" - "Şehit yakınlarının tazminatlarını devletimiz karşıladı. Karşı tarafın eğer bir haksız fiili söz konusuysa devletimiz bunu tazmin edecektir"

LEVENT KİŞİ - Antalya'da düşen helikopterde şehit olan 5 polisin yakınları, helikopterin düşmesinde bilirkişi raporlarına göre kusurlu oldukları belirtilen ABD'li 4 teknik personel hakkında açılan davanın bir an önce sonuçlanarak adaletin yerini bulmasını istiyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığına ait olan ancak geçici süreyle Antalya görevlendirilen "MD-600N" tipi helikopter, 19 Temmuz 2006'da şehir üstünde devriye uçuşu yaptığı sırada düştü.

Helikopterdeki pilot emniyet amiri Hakan Kaya, pilot başkomiser Kudret Çalık, emniyet amiri Ramazan Can, komiser Adem Vurucu ve teknisyen polis Osman Karadağ şehit oldu.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde görevli uzman bilirkişilerce hazırlanan raporda, helikopter motorunun yakıt kontrol ünitesinde (HMU) bulunan pirinç tanesi büyüklüğündeki plastik bazlı yabancı bir maddenin motora düzensiz yakıt gitmesine yol açması sonucu kazanın meydana geldiği belirtildi.

Raporda, helikopter motorunun teknik bakımını ve kontrolünü yapan kişilerin sorumlu olduğu bildirildi.

Bu rapor üzerine helikopterin bakım ve kontrol sorumluluğunu üstlenen firmalarda çalışan ABD'li teknik personel Hoa Nguyen, William Bill Costa, Frank Motola ve Tony Corago hakkında 2012'de "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla 15'er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya, İçişleri Bakanlığı ve şehit yakınları da dosyada davacı olarak yer aldı. Yurt dışında yaşayan 4 sanık, tutuksuz yargılanıyor.

- "Burada ihmali aşan bir haksız fiil söz konusu"

Şehit yakınları adına AA muhabirine açıklamalarda bulunan ve aynı zamanda Hava Harp Okulu mezunu olan avukat Enis Debreli, yapılan incelemelerde helikopter motorunun yakıt yanma odasına gaz akışını sağlayan mekanizmadaki istenmeyen plastik bazlı cisimlerin, motorda kararsızlığa sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını söyledi.

Motordaki kararsızlığın, pilotun uçuşu kontrol edememesi anlamına geldiğine dikkati çeken Debreli, pilotun böyle bir arızadan haberdar olmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Helikopterin aynı parçasının Türkiye'ye satılmadan önce ABD'de benzer bir arızayı iki kez yaptığını, bunun testler sırasında ortaya çıktığını ifade eden Debreli, "Bu parçayı gidermek zorunda olan firmanın ilgili testleri yaptıktan sonra olumlu rapor verdiği ancak her nedense bunun helikopterin siciline işlenmediği ortaya çıktı. Eğer bu işlenmiş ve sicilde görülüyor olsaydı, bizim teknik ekibimiz ve pilotlarımız bunun bilincinde olacaklardı, önlem alacaklardı. Belki de ısrarla bu parçanın değiştirilmesi istenecekti. Burada ihmali aşan bir haksız fiil söz konusu." diye konuştu.

- "Sorumlular ortaya çıksın, gerekli cezaları alsınlar"

ABD'li 4 sanık hakkında açılan davanın uzun zamandır sürdüğüne değinen Debreli, "Davada yabancılık unsuru bulunduğu için ifadelerin alınması, gelmesi, tekrar Türkiye'de tercüme edilmesi gerçekten uzun bir zaman alıyor fakat bizim şehit yakınları olarak dileğimiz yargılama tamamlansın ve bir an önce sorumlular ortaya çıksın, gerekli cezaları alsınlar." dedi.

Yargılamada, dosyanın bilirkişi tarafından tercüme edilerek ABD'ye gönderilmesi aşamasında olunduğunu aktaran Debreli, davanın 7 yıldır sanıkların ilk ifadelerini verme sürecinden ileriye gidemediğini söyledi.

Debreli, sanıkların soruşturma aşamasında verdikleri ifadelerinde söz konusu firmalarda çalıştıklarını kabul ettiklerini ancak kazayla ilgili kusurlarının bulunduğu iddiasını reddettiklerini bildirdi.

- "Devletimize karşı bu zararları gidermek zorundalar"

Sanıkların dava açıldıktan sonra da ifadelerinin alınması gerektiğine işaret eden Debreli, şöyle devam etti:

"Dava açıldıktan sonraki ifade aşamaları ne yazık ki tamamlanmadı. İfade aşaması tamamlandıktan sonra yargılamayı yapan mahkeme belki bir bilirkişi raporu daha edinecek ve rapor sonunda tüm delilleri değerlendirip kusurlu olduklarına kanaat getirirse gerekli ceza uygulayacaktır. Şehit yakınları 'kusursuz sorumluluk' ilkesine göre müracaatlarını yaparak devletten bir kısım ödemeler aldı. Yargılama bittikten sonra zarar vermiş olan kişiler ve bağlı bulundukları kurumlar devletimize karşı bu zararları gidermek zorundalar. Şehit yakınlarının tazminatlarını devletimiz karşıladı. Karşı tarafın eğer bir haksız fiili söz konusuysa devletimiz bunu tazmin edecektir."

En Çok Aranan Haberler