SAMSUN (İHA) - Üzümsü meyveler grubunda yer alan ve Amerikalılar tarafından 1906 yılında başlatılan seleksiyon çalışmalarıyla kültür bitkisi olarak yetiştirilmeye başlanan "mavi altın" lakaplı likapa, artık Karadeniz Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde de yetiştirilmeye başlandı.
1999 yılında Amerika'dan getirdiği likapa bitkisinin ilk denemelerini Rize'de yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Çelik, denemelerde başarı elde edince bunu Artvin, Ardahan, Karabük, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Kastamonu, Zonguldak, Sakarya, Bolu, Düzce, Kocaeli, Çanakkale, İstanbul, Bursa, Balıkesir ve Kırklareli'nin yüksek kesimlerinde de yetiştirmeye başladı. Dünyada kültürü yapılmakta olan 3 farklı türünün bulunduğu likapa, Kanada başta olmak üzere Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, İspanya, Hollanda, Almanya, Finlandiya, Norveç, Romanya, Yugoslavya, Bulgaristan, Polonya ve Şili'de binlerce hektarlık alanda yetiştiriliyor. Çok hızlı bir şekilde üretilerek satışa sunulan meyvenin sürgünleri, kökleri ve yaprakları çok değerli olup, ilaç sektörünün de ham maddelerinden biri olduğu belirtildi. Ekonomik anlamda yetiştirildiği bölgelere büyük katkı sağlan likapa, meyve suyu, pasta, dondurma, çikolata, baharat, kuru meyve, reçel, marmelat, jel, konserve, çay, kozmetik, meyveli ekmek ve ilaç sanayisinde ham madde olarak kullanılıyor.
Batılı ülkelerde ayrıca şurup ve hap şekline dönüştürülüp satılan likapa, başta mide, kan şekeri, görme bozuklukları, kolesterol, kanser, idrar yolu enfeksiyonları, kalp krizi, AIDS, ülser ve akciğer hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa şifa oluyor. İkinci Dünya Savaşı'nda pilotların gece görüş kabiliyetlerini artırmak amacıyla Amerikalılar'ın reçelini yapıp pilotlara yedirdiği meyve, Avrupa ülkelerinde 15 dolara, Türkiye'de ise kilosu 15 milyona satılıyor.
TÜBİTAK ve DPT tarafından desteklenip birçok enstitü ve özel kuruluşun sıkı takibinde bulunan likaba, Karadeniz Bölgesi'ndeki yüksek kesimlerde bulunan asitli topraklarında üretimi hızla artıyor. 2006 yılında 100 dekar olan ekim alanı, yıl sonunda bin dekara, yıllık üretimi 10 ton olan meyvenin 2007 yılında 60 tona çıkması bekleniyor. Türkiye'de dekar başına 1.5-2 verim alınan likapa üretiminin yüzde 95 i reçel sanayi de değerlendiriliyor.
Likapayı Türkiye'ye kazandıran Doç. Dr. Hüseyin Çelik, meyvenin isminin mavi yemiş olarak tescillendirilmesi için başvuruda bulunduğunu söyledi. Karadeniz Bölgesi'nde fındığa alternatif olacak olan mavi yemişin ülke ekonomisi açısından önemli olduğunu vurgulayan Çelik, "Üretimin artırılıp kurulacak tesislerde iyi işlenmesi, paketlenmesi ve pazarlanması durumunda gerek yetiştirildiği bölge gerekse ülke ekonomisine ciddi katkılar yapacağına inanıyorum. Tarladaki fiyatı 10 YTL olan ürün pazarda 15 YTL'den satılmaktadır" dedi.
Mavi yemişin 75 çeşidi bulunduğunu vurgulayan Hüseyin Çelik, "Dünya genelinde 250 bin ton üretiliyor. Tazesini Avrupa'da sadece 40 milyon kişi yiyebiliyor. Onun için değerli bir meyve. Şu an toplam 450 dönüm alanda yetiştirmeye çalışıyoruz. 2008 yılında da bunu 700 dekara çıkarmayı hedefliyoruz. Yaygınlaştırmak için yaptığımız adaptasyon ve çoğaltma projelerimiz de tüm hızıyla sürüyor" diye konuştu. Meyvenin organik yetiştiriciliği yapılarak Avrupa ve Dünya piyasasına hakim olunabileceğini belirten Çelik, bunun için kısa sürede likapa dikim alanlarının artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.