HABER

ABD'nin süper güç statüsü sallanıyor

LONDRA (İHA) - ABD'de yaşanan finansal kriz, Amerika'nın tek kutuplu dünyadaki süper güç statüsünü ciddi manada zedeleyecek görünüyor.

Pratik olarak bakıldığında, Askeri açıdan Afganistan ve Irak'ta sıkıntılı bir dönem geçiren ABD'ye bir darbe de finansal olarak bir çok ülkeyi de etkileyen krizle geldi.
İdeolojik olarak bakıldığında ise, kendi piyasaları çöküntüye uğradığı takdirde ABD'nin serbest piyasa politikasını savunması da daha da zorlaşacak. Bazı analistler finansal krizin yaşandığı bu dönemi kırılma anı olarak görüyor.

Geçtiğimiz aylarda London Schools of Economics'den emekli olan ünlü siyasi analist Prof. John Gray, İngiliz Observer gazetesine yazdığı makalede, şu an yaşananları tarihi bir jeo-politik değişim şeklinde niteleyerek, "Dünyadaki güç dengeleri geri dönülemez şekilde değişiyor" ifadelerini kullanıyor. Gray'a göre, "Amerika'nın küresel liderlik dönemi sona eriyor ve Amerika'nın serbest piyasa öğretisi kendi kendi imha ediyor."

Bir yönetim ve ekonomi modelinin çöktüğü Sovyetler Birliği'nin düşüşü öncesinde önemli belirtiler göründüğünü ifade eden Gray, ABD Hazine Bakanı'nın çaresizlikten dizleri üzerine çöktüğü bir sırada Çinli taykonotların uzay yürüşü yapmasının da sembolik olmaktan daha çok manalar taşıdığına inanıyor. Bununla birlikte herkes Amerika'nın sonunun yaklaştığı görüşünü paylaşmıyor. Bazı analistler Amerikan sisteminin daha önce olduğu gibi bir testten geçtiğini savunuyor.

Bunlara göre, 1987'de Dow Jones endeksi bir gün içinde yüzde 20'den fazla değer kaybetti. 2000'de, nokta.com balonu patladı. Ancak her ikisinde de ABD ekonomisi, Vietnam sonrasında olduğu gibi kendini toplamasını bildi. ABD'nin eski BM Büyükelçisi John Bolton, Gray'in yorumlarının kendisini etkilemediğini ifade ederek, "Prof. Gray buna gerçekten inanıyorsa, ABD'deki mal varlıklarını sattığını bize gösterebilir mi?" diye soruyor. Bush yönetiminin şahinler kanadında yer alan Bolton, "Eğer mallarını sattıysa parasını nereye koydu acaba? ABD'de mal varlığı yoksa söylediklerine niçin dikkat edelim?" diyor. Bununla birlikte komünizmin çöküşünden sonra dünyaya hükmeden tek süper güç konseptinin bundan sonra geçerliliğini koruması çok zor görünüyor.

ÇOK KUTUPLU DÜNYA

Beyaz Saray'daki şahinlere rağmen önde gelen birçok muhafazakar düşünür de, ABD'nin dünyanın önde gelen gücü olmayı sürdürecek olmasına rağmen, artık çok kutuplu bir dünyanın ortaya çıktığına inanıyor. ABD'de Neo-con'ların hazırladığı "Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi"nin kurucusu olan Robert Kagan da Foreign Affairs dergisinin güz sayısındaki makalesinde, "Bugün Birleşik Devletler'in gerileme içinde olduğunu ilan edenler, dünyanın Görkemli Amerika'nın melodisiyle dans ettiği geçmişi hayal ediyor" ifadelerini kullanıyor.

Kagan makalede ayrıca şu görüşlere yer veriyor: "Dünya bugün 20'nci yüzyılın sonlarında olduğundan çok 19'ncu yüzyılın sonlarına benziyor. 19'ncu yüzyıl düzeni, Soğuk Savaşı'nki gibi sona ermedi. Böyle bir kaderden kaçınmak için ABD ve diğer demokratik ülkeler, çıkarlarına, Soğuk Savaş döneminde olduğundan daha çok dikkat etmek zorunda kalacaklar."

ABD'nin, dünyanın en güçlü demokrasisi olarak kutuplaşan dünyaya karşı çıkmaması, bunu memnuniyetle karşılaması gerektiğini belirten Kagan, "Aynı zamanda Asya ve Avrupa demokrasilerinin de, daha mükemmel bir liberal düzene yönelik gelişimin sadece kanunlara ve talebe değil aynı zamanda bu düzeni destekleyip savunabilecek güçlü uluslara da ihtiyaç duyacağını keşfetmesi gerekiyor" diyor.

AMERİKAN GÜCÜNE DUYULAN ŞÜPHE

İngiltere'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House'un direktörü Dr. Robin Niblett ise, Berlin'de katıldığı bir konferansta yaptığı konuşmada, ABD'nin küresel egemenliğinin sürdüğünü söyleyen bir Amerikalı'nın artık şüpheyle karşılandığını ifade etti. ABD'nin eskiye kıyasla geriliyor göründüğünü söyleyen Niblett, Bush yönetiminin son günlerinde bunun hızlandığını belirterek, "Yeni güçlerin doğuşu, bazı ülkelerin petrol zenginliğinin artması ve ekonomik gücün küresel olarak dağılması buna ivme kazandırıyor" diye konuştu.

Amerikan askeri gücününün olması gerekenden daha fazla yayıldığını ifade eden Niblett, Bush'un bazı problemleri kendisinin doğurduğunu ve krizin Beyaz Saray kapılarına uzanabileceğini söyledi. Vergi kesintilerinin harcama kesintilerini karşılamadığını kaydeden Niblett, Irak'taki başarısızlık ve Afganistan'da yaşanan sıkıntıların yanı sıra Rusya'nın Gürcistan'a müdahalesinin de bir dönemini sonunu işaret ettiğini vurguladı.

TEMKİNLİ YAKLAŞIM

Bununla birlikte nihai bir hüküm çıkarmadan önce bir süre daha beklemek zorunda olduklarını kaydeden Niblett, Amerika'nın yapısal olarak çok güçlü bir ülke olduğunu da söyledi. Niblett, "Amerika, yetenekli göçmenler için hala cezbedici bir ülke ve hala bir Microsoft veya bir Google üretecek kapasiteye sahip" dedi. Amerikan ekonomisinin gerek yerel, gerekse özel girişim seviyesinde mükemmel bir elastikiyete sahip olduğuna dikkat çeken Niblett, "Birileri şunu sormalı: Kiminle kıyaslayarak bir gerilemeden söz ediliyor? Çin, nüfusunu besleyebilmek ve 15-20 yıl içinde çıkabilecek bir ayaklanmayı önlemek için büyüme yarışı içinde. Rusya, tümüyle kağıttan bir aslan değil ama bir çöküntü üzerine yeni strajiler inşa etmek için kendi sınırlarını zorluyor. Hindistan, devasa dahili çelişkilerin olduğu bir ülke. Avrupa ise ABD
kadar dinamik bir şekilde bir döngünün dışına çıkamayacağını her zaman gösterdi" dedi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler