"AKP'de "kardeşim" edebiyatının nasıl bir masal olduğunun bir örneği daha somutlaştı. Geçmişteki defterler, ortaya saçılırsa bu kavgada söylenenlerin bile olup bitenlerin yanında çerez kaldığı görülür." diyen Takan, "Abdullah Gül ile Abdüllatif Şener'in birbirlerinden haz etmediklerini kaleme aldı.
Takan'ın Yeniçağ'daki yazısının ilgili kısmı şöyle;
Dava arkadaşları arasında siyasi ayrılıklar olabilir. Yolda yürürken böyle kavgaların olması siyasetin cilvesidir" demeyin. Çok ısrar ederseniz o zaman bir anımı sizlere aktarayım; 2002/3 Kasım seçimlerinin yapılmasına sayılı günler kalmış, AKP'nin Balgat'ta ilk genel merkezinde o zaman Genel Başkan Yardımcısı olan Abdullah Gül ile baş başa oturup sohbet ediyoruz. Sekreter hanım, telefonda Erdoğan'ı Abdullah Gül'e bağladı. Kısa bir konuşmanın ardından, Abdullah Gül, "Ahmet bir yere ayrılma Tayyip Bey makama gelmiş. Beni çağırdı bir görüşüp geleyim. Sonra devam ederiz" dedi. O günler, Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için AKP seçimi kazanırsa Başbakan kim olurun en çok merak edildiği ve üzerinde birçok tahminin yapıldığı günlerdi. Erdoğan ile Gül arasında yapılan anlaşma neticesinde, Abdullah Gül'ün Başbakanlık koltuğuna oturacağını bilen ender kimselerden biriydim. Sır gibi saklanıyordu.
'ABDULLAH GÜL KENDİNDEN O KADAR EMİNDİ Kİ...'
Abdullah Gül, kendinden o kadar emindi ki, siyah bond çantasından çıkardığı kalın bir seçim anket dosyasından AKP'nin ne kadar oy alacağını gösterip bana, "göreceksin bak bu rakam virgülüne kadar" tutacak demişti. O zamanki saf aklımla buna tebessüm etmiştim!.. Abdullah Gül de bana "sen her zamanki gibi abine güven" diye karşılık vermişti...Hafızam beni yanıltmıyorsa, yaklaşık yarım saat süren bir görüşmeden sonra Abdullah Gül odasına geldi. Yüzü sapsarı kesilmişti. Adeta bir şok geçirmişti. Birbirlerini pek sevmediklerini iyi bildiğimden ne olduğunu sordum. Kavga ettiklerini sanmıştım. "Yok hayır kavga etmedik" dedikten sonra ekledi; "şu Abdüllatif Şener'in yaptığına bir bak..." O zaman Abdullah Gül'ün bana anlattıklarından özetle naklediyorum; Erdoğan, Abdullah Gül'e, Abdüllatif Şener'in kendisine gelerek, "Biliyorum Abdullah Gül'ü Başbakan yapacaksınız. Eğer fikrinizi değiştirirseniz veya başka bir şey olursa Başbakanlığa ben talibim ve sıramı da kimseye bırakmam. Bu görüşme de aramızda kalsın" demiş. Olup biteni aktarırken Gül'ün sinir katsayısı yükseldi, ben de "ne var bunda" diye tuz biber olunca, "Abdüllatif, Başbakanlığı istiyor. Onu değil beni Başbakan yap diyor" diye hayıflandı. Burada bırakalım...Seçim yapıldı... AKP iktidar, anlaşma üzerine Abdullah Gül, Başbakan oldu. Gül ile Şener'in arası hiç iyi olmadı. Abdüllatif Şener'in Erdoğan ile ayrıştığı ve kavga ettiği alanlarda ve kellesinin koparılması noktasında Abdullah Gül hiç topa girmedi. Abdüllatif Şener ne Erdoğan'ı ne Gül'ü ne de Ali Babacan'ı severdi. Ve sonrası...Bu kısa notu ne diye mi aktardım?.. Cumhurbaşkanı adaylarının olası 2'nci turda açıklamayı düşündükleri yardımcılarını çok merak ediyorum da ondan. Bir yerlerde gizli kapaklı devam eden ve kulağıma gelen ince bir çekişme var da ondan!.. Siz en iyisi mi bir kenara not ediverin. İleride lazım olabilir!.. Daha önce de yazmıştım, Abdullah Gül adaylıktan çekildi ama sahadan çekilmedi.