Abdullah Gül, seçimin iptal edilmesini ve 23 Haziran'da yenilenmesini kararlaştıran YSK'yı eleştirirken, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 2007'deki "367 Kararı"na atıfta bulundu. Peki Gül'ün hatırlattığı AYM'nin tepki çeken "367 Kararı" neydi?
KANADOĞLU VE BÜYÜKANIT NE DEMİŞTİ?
2000 yılında 10. Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi 16 Mayıs 2007'de doluyordu.
TBMM'ye cumhurbaşkanlığı adaylığı için son başvuru tarihi 25 Nisan, ilk tur oylama günü ise 27 Nisan olarak belirlendi.
Anayasa'nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) aranıyordu.
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006'da Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısında, 367'nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğu görüşünü ortaya atmıştı. Kanadoğlu, oylamalara en az 367 milletvekilinin katılması gerektiğini, aksi halde sonucun geçersiz olacağını iddia etmişti.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ise TBMM'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde "cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil, özde sahip olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını" umduğunu söyledi.
CHP, AYM'YE BAŞVURDU
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da aylarca süren spekülasyonların ardından aday olmamaya karar verdi. Erdoğan, Büyükanıt'ın sözlerinden birkaç gün sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Meclis Grup Toplantısı'nda Gül'ün adaylığını şu sözlerle açıkladı.
"Yaptığımız değerlendirmeler neticesinde bir isim ortaya çıkmıştır. Bu isim de bugüne kadar beraber bu yılda olduğumuz, bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşimdir."
İlk tur oylama 27 Nisan 2007'de yapıldı. Toplam 357 oy kullanılırken, Abdullah Gül 352 oy aldı. Oylamanın hemen ardından CHP "367 iddiasıyla" seçimi Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Aynı günün akşamı Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine, daha sonra "e-muhtıra" olarak anılacak bir basın açıklaması konuldu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) açıklamada "laikliğe aykırı" olduğunu belirttiği bir dizi olayı sıraladı ve cumhurbaşkanlığı seçiminde laikliğin tartışılmasını "endişeyle izlediğini" belirtti.
Seçimlerde laikliğin tartışma konusu yapıldığı ve Genelkurmayın bu konuda taraf olduğu vurgulandı.
AYM'NİN 367 KARARI
AYM 1 Mayıs'ta verdiği kararla, cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Meclis Genel Kurulu'nda en az 367 milletvekilinin bulunması gerektiğine hükmetti ve Meclis'teki birinci tur oylamayı iptal etti.
Karar metni şöyleydi:
"1- 11. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin ortaya çıkan Cumhurbaşkanı seçiminde toplantı yeter sayısıyla ilgili TBMM'nin 27.4.2007 günlü 96. birleşimindeki oylamaya ilişkin kararın bir içtüzük değişikliği niteliğinde görüldüğü, bunun da anayasaya aykırı olduğu Haşim Kılıç ve Sacit Adalı'nın karşı oyu ve oy çokluğuyla,
2- İçtüzük değişikliği niteliğinde görülen TBMM'nin söz konusu kararının yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir."
6 Mayıs'ta yapılan iki yoklamada da, CHP milletvekilleri Genel Kurul salonuna girmedi, toplantı yeter sayısı (367) bulunamadı, 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi.
MHP, 'MECLİS'E GİRERİZ' DEDİ, KRİZ ÇÖZÜLDÜ
AK Parti Cumhurbaşkanının seçilememesi üzerine erken seçim kararı aldı ve 27 Haziran 2007 seçim tarihi olarak belirlendi. İktidar partisi genel seçimi oyların yüzde 47'sini alarak kazandı.
Seçimden sonra AK Parti'ye sürpriz destek ise Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) geldi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AK Parti kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis'e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz" açıklamasıyla kriz çözüldü.
İlk turda 341, ikinci turda 337 oy alan Abdullah Gül; 448 milletvekilinin katıldığı seçimin üçüncü turunda 339 oyla 11'inci Cumhurbaşkanı seçildi.