ABD’li Casey Anthony’nin üç yıl önce iki yaşındaki kızı Caylee’yi öldürdüğü suçlamasıyla başlayan dava, dün alınan kararla sonuçlandı. Davanın bir buçuk ay süren son duruşması, ABD televizyonları ve basınının en yakından takip ettiği gündem maddesi oldu. Medyanın bu olaya başından beri gösterdiği ilgi ve kamuoyundaki tartışmalar akıllara Türkiye'deki "Münevver Karabulut davası"nı getirdi.
Milyonlarca ABD’li, kızını öldürdüğüne inandıkları Anthony’nin en ağır cezalara çarptırılmasını beklerken, mahkeme jürisinin verdiği karar ülkede bir şok etkisi yarattı.
ABD’de haftalardır köşe yazarları, televizyoncular ve hukukçular arasında kavgalara neden olan; sosyal medya ağlarında en çok tartışılan konuyu oluşturan Casey davası, ortaya çıkan karar açısından birçok ilginç faktör barındırıyor. Bunlar arasında, medyanın kamuoyu üzerindeki etkisi ve bilimsel bulguların her zaman belirleyici olamadığı gerçeği gösterilebilir.
ABD’nin ikinci O.J Simpson vakası olarak görülen Casey Anthony davasının geçmişi şöyle: Anthony, Haziran 2008’de anne ve babasının evinden iki yaşındaki kızı Caylee’yi alarak ayrıldı. Anthony’nin ebeveyni, sürekli olarak torunlarını sormalarına rağmen, genç kadın “çok meşgul olduğu için Caylee’yi getiremediğini” belirtti. Ayrıca, Caylee’yin “bir bakıcının gözetiminde olduğunu” söyledi. Anthony’nin babası George, aradan 31 gün geçtikten sonra kızının çekici tarafından götürülen arabasını almaya gittiğinde, bagajdan "çürümekte olan bir bedene ait olduğunu düşündüğü" kokuların geldiğini fark etti. Bunun üzerine Anthony’nin annesi Cindy polisi arayarak “torunlarının kayıp olduğunu” bildirdi.
ABD’yi birbirine katan süreç böylece başlamış oldu. Davacı yargıçlardan Linda Burdick, “hayatı partilerde geçen ve vaktini sevgilisiyle geçirmek isteyen Anthony’nin, kızından kurtulmak için onu kloroform kullanarak bayılttığını, ardından ağzını ve burnunu bantla kapatarak öldürdüğünü, aracındaki kokular fark edilince de cinayet süsü vermek için ormanlık araziye götürerek bıraktığını” öne sürdü.
Burdick, delil olarak Anthony’nin aracının bagajından alınan havanın “çürümüş insan bedeni ve kloroform” kalıntıları içerdiğini belirtti. Davacı yargıçların en önemli kozu ise Anthony’nin kızının kayıp olduğu dönemde sergilediği davranışlar oldu. Burdick, juriye iki fotoğraf sundu. Birincisi, Anthony’nin kızının kayıp olduğu günlerde bir gece kulübünde dans ederken gösteriyordu. İkincisi, yine kızı kayıplara karıştıktan sonra koluna yaptırdığı İtalyanca “belle vita”, yani “güzel hayat” yazan dövmeydi.
Anthony’nin kızının kayıp olduğunun anlaşılmasının ardından, “Caylee’in bakıcısı tarafından kaçırıldığını söylemesi” de önemli bir delildi. Çünkü ortada bakıcı yoktu.
ŞOK SAVUNMA
Tüm deliller, Anthony’nin kızını öldürdüğünü savunurken, dava sürecinin en ilginç ismi olmayı başaran avukat Jose Baez, müvekkili Anthony’yi suçlamalardan korumak için akla gelmeyecek bir savunma yaptı. Baez, küçük Caylee’in “yanlışlıkla havuza düşerek boğulduğunu, ancak panikleyen annesinin ne yapacağını bilemediği için kızının başına gelenleri sakladığını” öne sürdü. Bu savunmayı derinleştiren Baez, “Anthony’nin kararsız tavrının altında yatan sebebin, küçükken babası ve erkek kardeşi tarafından cinsel tacize uğraması” olduğunu söyledi.
Dahası, "Anthony’nin eski bir polis olan babasının, Caylee’in ölümünden haberdar olduğunu ve kızın cinayete kurban gittiği izlenimini vermek için ağzını bantlayıp ormana bırakılması fikrinin de ondan çıktığını" iddia etti. George Anthony, bu iddiaları yalanladı.
Baez, davacı tarafın sunduğu adli tıp delillerinin de yetersiz olduğunu öne sürerek, her duruşmada “medya” faktörünü de öne çıkarmayı ihmal etmedi. Savunmayı, elle tutulur hiçbir delil sunmamakla eleştirilen Baez, müvekkilinin “medya tarafından linç kampanyasına maruz kaldığını” belirterek boşlukları doldurmayı denedi.
KAMUOYUNUN GÖZÜNDE DAVA
Üç yıl önce Caylee’nin kaybolduğu haberleri basında yer bulmaya başladığında, evde çekilen görüntülerinde şarkı söyleyen ve gülümseyen kıza karşı ABD kamuoyunda büyük bir duyarlılık oluştu. Öte yandan, Casey Anthony’nin gazetelere basılan dans kulüplerinde çekilmiş fotoğrafları, tüm halkın aklına, “kızı kayıp olan bir anne nasıl böyle davranabilir” sorusunu getirdi.
CNN kanalının sunucusu ve eski bir yargıç olan Nancy Grace, Anthony’yi yerden yere vurarak, kızının kayıp olduğu dönemdeki gece hayatına dikkat çekti. Grace’in 25 yaşındaki kadını hedef aldığı programlar, 29 yıllık geçmişi bulunan CNN’in Haziran ayından en yüksek reytingleri toplamasını sağladı.
Grace, Fox News’ten Bill O'Reilly, MSNBC’den Lawrence O'Donnell ve ABC News'ten Dan Abrams ile kapıştıkça reytingler o kadar yükseldi ki medya Anthony davasına daha fazla yer vermeye başladı. Fox News aynı ay içinde 25-54 yaş grubu seyirciyi en çok çekmeyi başaran kanal oldu. Time dergisinin “yüzyılın sosyal medya davası” olarak tanımladığı süreç, Fox News’in prime time reytinglerini yüzde 86 gibi rekor bir seviyede artırmasını sağladı.
Bir zamanlar ABC News için muhabirlik yapan akademisyen Judy Muller, “Reyting söz konusu olduğunda yaptığınız haberler hakkında iç hesaplaşma yapmazsınız” yorumunu yaptı.
GEÇMİŞE DÖNÜŞ
Anthony davasının ABD’de fenonome dönüşmesine neden olan ikinci bir faktör, O.J Simpson davasına olan benzerliğiydi. Eski Amerikan futbol yıldızı ve aktör Simpson, 1994 yılında Alman asıllı eşi Nicole Brown ve arkadaşı Ronal Goldman’ı öldürdüğü suçlamasıyla gözaltına alındı. Dört ay süren dava, kamuoyunda ve basında çok büyük tartışmalara neden oldu.
Simpson her ne kadar suçlu görünse de, savunma avukatları delil yetersizliğinden yararlanarak ünlü yıldızın aklanmasını sağladı. Dava sürecinde, avukatlar kamuoyunun jüri üzerinde olumsuz etki yaptığına sıkça değinmişti.
JÜRİNİN GÖZÜNDE DAVA
Jürinin önüne yargıçların sunduğu savunma kısaca şunu diyordu: Annesi tarafından öldürülen Caylee, bir ay tutulduğu bagajdan kokular yükselmeye başlayınca Winnie the Pooh çarşafına sarılı halde ormanlık alana bırakıldı. Ancak adli tıp delilleri yetersizdi. Anthony’yi kızının ölümüyle doğrudan ilişkili kılan DNA örneği gibi bir delil yoktu. Bunun yerine arabanın bagajındaki hava üzerinde yapılan analiz sunuldu.
Florida Üniversitesi’nden Karin Moore, “yargıçların duygusallığa çok yer verdiğini ancak ölüm nedenini kesin olarak ortaya koyamadıklarını” ifade etti. Yaptığı savunmayla televizyon ve basında alay konusu olan Anthony’nin avukatı Baez, bu açığı çok iyi kullandı. Analistler Baez’in yaptığı savunmayla “akla yatan bir şüphe oluşturduğunu ve jürinin kamuoyuna yansıyan duygusallıktan sıyrılmasını sağladığına” dikkat çekti.
ABD’NİN ŞOK GEÇİRDİĞİ AN
İlk olarak Pazartesi günü bir araya gelen jüri üyeleri, Anthony’e yöneltilen dört suçlama üzerinde hangi karara vereceklerini tartıştı. Bu suçlamalar, “birinci dereceden cinayet, kasten adam öldürme, çocuklara kötü muamele ve polise yalan ifade vermek”ti. Eğer cinayetten suçlu bulunursa, Anthony idam cezasına çarptırılabilecekti. Sadece kasten adam öldürme veya kötü muameleden suçlu bulunması ise en az 30 yıl hapis cezası demekti. Diğerlerinin yanında en önemsiz kalan “yalan ifade” en fazla dört yıl hapis cezası getirecekti.
On milyonlarca ABD’li, Salı günü ekranların başına toplanarak 7’sı kadın, 5’i erkek olan ve kimlikleri açıklanmayan jürinin kararını bekledi. Tüm duruşmalarda gözyaşlarına boğulan Anthony, ayakta kararın açıklanmasını beklerken kıpkırmızı olmuştu. En sonunda, en beklenmeyen şey oldu ve Anthony en ağır suçlamalardan delil yetersizliği nedeniyle sıyrılmayı başardı. Şu ana kadar üç yıl hapis yatan Anthony, Perşembe günü 4 yıl hapis cezası alsa bile buna fazla üzülecek gibi görünmüyor.
Öte yandan, davayı takip eden ABD’lilerin genelinde bir şok havası hakim. Birçoklarının ömür boyu hapis, hatta idam almasını beklediğini Anthony, Perşembe günü elini kolunu sallayarak mahkemeyi terk edebilir. Belki de şoku en iyi özetleyen, ABD’nin önde gelen sosyetelerinden Kim Kardashian oldu.
O.J Simpson’un savunma avukatlarından Robert Kardashian’ın kızı Kim, birçok kişi gibi şaşkınlığını Twitter üzerinden duyurdu: “NE! Söyleyecek kelime bulamıyorum…”