AB'nin en büyük projesi Türkiye'dir

BRÜKSEL (İHA) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, "Avrupa Birliği'nin (AB) 2. Dünya Savaşı'ndan sonra belki de en büyük projesi Türkiye'nin birliğe üyeliğiyle gerçekleşir. Bu, 21. yüzyılda dünya barışına damgasını vuracak bir projedir" dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Brüksel'in Türk Büyükelçiliği'nde bir basın toplantısı düzenleyerek Lahey ve bugün sona erecek olan Brüksel temaslarını değerlendirdi. Hollanda ve Belçika ziyaretlerinin amacının öncelikle ikili ilişkilerin muhataplarının gözden geçirilmesi olduğunu ifade eden Babacan, "Temaslarımızda ekonomik konularda ilişkilerimizin güçlenmesi için neler yapılabileceğini ele aldık, Türkiye'nin AB sürecinde nerede olduğunu görmeye çalıştık.

Temaslarımız çerçevesinde muhataplarımızla hassasiyet taşıyan konularla fikir alışverişinde bulunmak da amaçlarımız arasındaydı. Ayrıca Brüksel'de AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn ve İç Piyasa ve Kültürden Sorumlu Komiser ile görüşmelerimiz oldu ve bugün de teknik heyetle görüşmemiz olacak" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin AB üyeliğini tüm dünyanın yakından takip ettiğini ifade eden Bakan Babacan, "Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci sadece AB ülkeleri tarafından değil yakın coğrafyamızda da takip ediliyor. Aralık 2004'te müzakere tarihi açıklandığında sadece Arap ülkelerinden 200 basın mensubunun gelişmeleri takip etmesi bunun bir göstergesidir. Türkiye'nin reform süreci de özellikle 11 Eylül'den sonra Kafkasya, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve değişimin kaçınılmaz olduğu pek çok ülkede bizim AB sürecinde başarılı olup olamayacağımızı yakinen takip ediyor. Türkiye'nin reform süreci bölgenin güvenliği açısından da önem arz ediyor. AB'nin 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki belki de en büyük projesi Türkiye'nin birliğe üyeliğiyle gerçekleşir ve bu, 21. yüzyılda dünya barışına damgasını vuracak bir projedir" ifadelerini kullandı.
AB üyeliğinin kolay olmayacağının farkında olduklarını ifade eden Devlet Bakanı Ali Babacan, "Akademisyenler ve aydınlar bizim AB üyeliğimizin en büyük destekçileri. Genelde bize güçlü ve sessiz bir destek var. Biz de biliyoruz ki Türkiye'nin AB'ye üye olmasına kadar AB ülkelerinde bir çok seçim gerçekleşecek ve bu seçimlerde bizim AB üyeliğimiz iç siyaset malzemesi olacaktır. Diğer taraftan her şeyin güllük gülistanlık olmayacağının bilincindeyiz. AB ile Türkiye arasında siyasi ve ekonomik açıdan birçok farklılık var fakat bu farklılıkları kapatmak için yapacaklarımız da olacak" diye konuştu.

Avrupa halkının zaman zaman Türkiye'ye şüpheyle yaklaştığı ve Türk halkınınsa AB'ye desteğinin giderek azaldığının hatırlatılması üzerine Babacan, "Her iki tarafta da bazen destek artar bazense azalır. Önemli olan sorunun nasıl sorulduğu. Birçok Avrupalı şirket ve insan Türkiye'ye yerleşiyor ve bizi tanıdıkça kabulleniyor. Ancak halkın düşüncesi gözardı edilemez" yanıtını verdi.

Kıbrıs'ın AB içerisinde bir krize neden olup olmayacağı yönündeki bir soruyu da Başmüzakereci Babacan, "Kıbrıs ile ilgili gereken adımları Türkiye atmıştır. Ama bu çabalar tek taraflı olmamalı. KKTC izolasyonlarına karşıyız" dedi.