ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanlığı, AB dışişleri bakanlarından oluşan Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde kabul edilen, ardından Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde onaylanmış bulunan AB'nin genişleme stratejisi ve ilgili Türkiye paragraflarına tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, AB dışişleri bakanlarından oluşan Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde kabul edilen ve 14 Aralık tarihinde Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde onaylanmış bulunan AB'nin genişleme stratejisi ve ilgili Türkiye paragraflarından duyulan hoşnutsuzluk dile getirildi. Bu hoşnutsuzluğun altında yatan temel unsurun bir üye ülkenin üyelik süreci ile ilgili Türkiye'nin siyasi ve hukuki konumunu aşındırma çabaları içinde olduğu belirtilen açıklamada; ortaya çıkan bu durumu fırsat bilen ve kendi siyasi gündemlerini bildiri metnine dercettirmeyi amaç edinen bazı üyelerin de olduğunun herkes tarafından bilindiği ve bu tür yaklaşımların kimseye bir getirisi olamayacağı belirtildi.
Bu tarz sağduyudan yoksun tutum ve davranışların Türkiye-AB ilişkileri üzerinde olduğu kadar, bu ülkelerle olan ikili ilişkilerin üzerinde de olumsuz yansımaları olması kaçınılmaz olduğu ifade edilen açıklama şöyle; "AB bir hukuk sistemi olarak kendini ilan ve tarif etmiştir. AB'nin temel dayanağı ve işleyiş kuralları kurulduğundan bu yana oluşan ortak hukuk temeline ve bu temeller üzerine inşa edilen hukuk müktesebatına dayanmaktadır. AB'nin bu gerçeği inkar etmesi kendini inkar anlamına gelir. Böyle bir şeyin mümkün olmadığı bu yönde çaba harcayanlar tarafından idrak edilmelidir. Zira, sürecin en başından bu yana Türkiye ile ilgili alınan ve altında tüm AB üyesi ülkelerin onay ve imzası bulunan kararların sonuçlarını yok saymak mümkün değildir. Kurucu felsefesi ve ilkeleri çerçevesinde Avrupa Birliği'nin bundan böyle bu teşebbüsler karşısında daha kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Üyelik sürecimiz bağlamında, AB'yi tanımlayan temel ilkeler çerçevesinde hareket eden üye ülkeler büyük bir ekseriyet oluşturmaktadır ve bu ülkeler Türkiye'nin katılım müzakerelerine ilişkin hukuki konumunun aşındırılmasına karşı çıkmaktadırlar. Bu bakımdan gelecekte, Türkiye'nin AB üyeliği konusunun tek bir ülkenin takdirine bırakılmayacağını düşünmekteyiz. Diğer bir deyişle, Türkiye yalnız değildir. Bu ülkelerin sarf ettikleri gayretleri takdirle karşılıyoruz. Kabul edilen zirve sonuçlarında 10 Aralık tarihli GİDİK Sonuç Bildirgesi, bir bütün olarak onaylanmıştır. Bu bildirge, aralarında ülkemizin de yer aldığı 2006 Genişleme Stratejisi ve Müzakere Çerçeve Belgesine atıf yapılmak suretiyle katılım hedefimizi teyit etmektedir. Dolayısıyla, Türkiye'nin tam üyelik hedefine ve katılım müzakereleri sürecine atıfların doğrudan yapılmamış olması, sürecin devam ettiği gerçeğini değiştirmemektedir. Türkiye tam üyelik hedefi doğrultusunda müzakere sürecine devam etmektedir. Bu süreç doğası itibariyle geriye döndürülemez niteliktedir" ifade edildi.