HATAY (AA) - Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger, "AB'nin Suriyeliler için Türkiye'ye yardımları devam edecek. Bu krizin ne zaman biteceğini bilmiyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz." dedi.
Büyükelçi Berger ile Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann, AB büyükelçilerinin Hatay'daki temaslarının üçüncü gününde AB'nin Türkiye'deki Suriyelilere yardımları hakkında gazetecilere bilgi verdi.
Berger, AB'nin Suriyeliler için yardımlarının devam edeceğini belirterek, "Bu krizin ne zaman biteceğini bilmiyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz." diye konuştu.
Christian Berger, "Türkiye'nin Suriyeli mülteciler için yaptıklarını takdir ediyoruz. Eminim Suriyeliler kendileri de bunu takdir ediyordur." ifadesini kullandı.
AB'nin Suriyeli mülteciler için taahhüt ettiği 3+3 milyar avroluk yardımı hatırlatan Berger, ikinci 3 milyar avronun kısa bir süre önce serbest bırakıldığını, 2016-2017 için taahhüt edilen ilk 3 milyar avronun hem Türkiye'deki kurumlar hem de Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarıyla ve sivil toplum örgütleriyle sözleşmeye bağlandığını anlattı.
İnsani yardımlar konusunda toplam 84 proje uygulandığını belirten Berger, bunlara örnek olarak Suriyelilere ayda 130 lira harcama imkanı veren Kızılay Kart projesini gösterdi. Berger, bu projeyle 1,5 milyon kişiye ulaştıklarını dile getirdi.
Berger, insani olmayan yardımlar kapsamında Suriyelileri iş gücüne katmak için mesleki eğitim verilen projeler yürütüldüğünü, 400 bin çocuğun Türkçe eğitimi aldığını, 200 okulun yapıldığını veya yapılmakta olduğunu, öğrencilere burslar verildiğini söyledi. Berger, ayrıca sağlık alanında hastaneler açmayı hedeflendiğini, biri Hatay'ın Dörtyol ilçesi, diğeri Kilis'te 2 hastanenin yapılacağını ifade etti.
Büyükelçi Berger, Suriyelilerin ülkelerine dönmesi hakkındaki soru üzerine, Suriye'deki krize henüz siyasi bir çözüm bulunmadığını hatırlattı ve durumun hala kırılgan olduğuna işaret etti. Büyük sayılarda Suriyelinin dönmesinin zaman alabileceğini belirten Berger, "Ev sahibi ülkelerin omuzlarındaki yükün farkındayız. Bu yüzden hem Suriyelilere hem de ev sahibi ülkelere bu yükü hafifletmek için yardımda bulunuyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de Suriyelilere yönelik artan bir tepki olup olmadığını yönelik izlenimi sorulan Berger, mültecilerin geldiği ve uzun süre kaldığı ülkelerde bu tür tepkiler olabildiğine dikkati çekti. Berger, "Ama bence Türkiye'de hükümet bunu çok iyi idare ediyor." dedi.
- Alman Büyükelçi: "Türkiye yalnız bırakılamaz"
Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Erdmann ise Suriyeli mültecilere yardımın Alman hükümetinin bir önceliği olduğunu vurguladı. Erdmann, "3,5 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye, bu ağır yüküyle yalnız bırakılamaz. Türk hükümetine Suriyelileri bu kadar uzun süre boyunca ağırladıkları için müteşekkiriz." diye konuştu.
Erdmann, AB'nin Suriyelilere yaptığı yardımları oluşturan fonların büyük bölümünün Alman vergi mükellefleri tarafından sağlandığını belirterek, "Almanya'nın Türkiye'ye çok taraflı ve ikili kanallar yoluyla yaptığı taahhüdün toplamı 1 milyar avroyu aşmıştır. Almanya'nın Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak olmak üzere bölgeye yardımı ise 7 milyar doları bulmuştur." diye konuştu.
Kayıp nesiller oluşmaması için eğitimin önemini vurgulayan Erdmann, ayrıca Suriyelilerin iş gücüne katılımını sağlamak için çalışacaklarını belirtti.
Erdmann, Türkiye'de yardımlarla ilgili nakit akışı hakkında bazen yanlış algılamalara rastladıklarını söyledi. "Nakit akışı zaman alıyor." diyen Erdmann, birçok programda nakit akışı olması için para harcanana kadar belli bir zaman geçtiğini belirtti.
Erdmann, "Türk yetkililere şu çağrıyı yapıyorum. Programlarımızın uygulanması için belli bir prosedür gerekiyor ve bu uygulama zaman gerektiriyor." dedi.
Toplumsal uyumun önemine dikkati çeken Erdmann, Türkiye'nin buna iyi bir örnek sergilediğini bildirdi. Erdmann, şöyle konuştu:
"Örneğin, yerel seçimler yeni yapıldı ve bildiğim kadarıyla Türkiye’de Suriye ya da başka ülkelerden gelen mülteciler konusu seçim kampanyalarında çok küçük rol oynadı. Bunun da Türk vatandaşlarının ve hükümetinin sergilediği misafirperverliğin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Bunu görmek çok etkileyici ve bunun devamını diliyoruz."