YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Açıkta Satılan Gıdalara Dikkat

Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Yusuf Değirmenci, sıcakların başlamasıyla birlikte açıkta satılan gıdaların yarattığı...

Açıkta Satılan Gıdalara Dikkat

Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Yusuf Değirmenci, sıcakların başlamasıyla birlikte açıkta satılan gıdaların yarattığı risklerin de arttığı uyarısında bulunarak, “Paramızla bizi öldürmeye kadar gidebilecek riskler satın alıyoruz” dedi.

Değirmenci, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz aylarının başlamasıyla açıkta satılan gıdaların insan sağlığı üzerinde yarattığı tehlikelerin de arttığına dikkat çekti. Mersin’de cadde ve sokaklarda, özellikle okul önlerinde artık çok fazla seyyar satıcı olmadığını belirten Değirmenci, buna karşın yerleşik esnafın açıkta sattığı gıda ürünleri ile gece tüketilen kokoreç, şırdan, pilav, midye gibi gıdalarla ilgili çok büyük sıkıntılar olduğunu söyledi. Özellikle kentin en işlek caddeleri olan Hastane ve Silifke Caddelerinde poğaça, simit ve benzeri gıdaların kaldırımın üstünde soğutularak satıldığını ifade eden Değirmenci, “Bunlarla ilgili büyük sıkıntı var. Bunlarla ilgili biz yerel seçimlerin ardından Mersin’deki belediyelerin meclis üyelerine, bunların fotoğraflarını da çekerek sunum yaptık ve ilgilenmelerini istedik. Ancak, aradan geçen bunca yıl içerisinde ne ilçe belediyelerinin ne de Büyükşehir Belediyesi’nin yetkisinde olan işyerlerinde değişen bir şey olduğunu gördük. Gıda üretimi, satışı ve bunların piyasaya arzında kontrol yetkisi tamamen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bünyesindeki il müdürlüklerinde ama yeterli kontrol yok. Çünkü yeterli personeli yok. Böyle olduğu halde herhangi bir gıda mühendisi alımı var mı? Komik düzeylerde, hiç yok denecek kadar az. Belediyelerin zabıta ekipleri de bunlarla ilgili bir yaptırım uygulamıyor muhtemelen. Mersin’de gıda terörü yaşanıyor ve devam ediyor. Bu açıkta satılan gıdalar engellenmediği sürece gıda terörü devam edecek” diye konuştu.

Mersinlilerin özel olarak tükettiği tantuniye de dikkat çeken Değirmenci, tantuninin caddelerin kenarlarında direk toza ve mikroorganizmalara maruz kaldığını ifade etti. Yaz aylarında açıkta satılan gıdaların bozulmasının hızlandığına da işaret eden Değirmenci, bu gıdaların tüketilmesinin insan sağlığı üzerinde yarattığı tehlikeleri ise dışarıdaki tozlardan gelebilecek tehlikeler, egzoz gazlarının oluşturduğu tehlikeler ve havadaki mikrobiyal risklerin yani mikroorganizmaların bu gıdalar üzerinde yarattığı riskler olarak sıraladı. Ayrıca, gıdaların uygun ortamda bulundurulmamasının da risk oluşturduğunu kaydeden Değirmenci, “Mesela et ve tavuk çiğken 12 derecelerde bulunması gerekiyor. Döner yaparken, yapmadan önce o ortamları biliyorsunuz, yazın 40-45 derecelerde pişirilmeden önce bir süre o sıcakta kalıyor. O sıcakta da bozulmalar olabilir. Kokoreç, şırdan, midye, pilav satıyorlar. Bunların hangi hayvandan geldiği, hayvan hastalıklı mı, nasıl kesilmiş, nasıl temizlenmiş, nasıl pişirilmiş önemli. Şimdi biz sokakta satılan böyle bir gıdanın bu saydıklarımın hepsinden emin miyiz? Çok tanınan, gıda güvenliğine, kaliteye önem veren birçok firmada bile birçok hata yapıldığını gördüğümüz halde, hiçbir kontrolün olmadığı, bu gıdaların nereden geldiğinin belli olmadığı, hiçbir iznin olmadığı ortamlarda biz gidip bunları tüketiyoruz. Bunların bu şekilde satışı kesinlikle yasak ama çok rahat satışı yapılıyor. Satış yerleri ve kişinin giydiği giysi de uygun değil. Bunların hepsini düşündüğümüzde gerçekten çok büyük risk alıyoruz onları tüketerek. Onları kesinlikle tüketmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“HEPİMİZ HATANIN BİR UCUNDAN TUTUYORUZ”

Gıda konusunda Türkiye’de bilincin çok yüksek düzeyde olmadığının da altını çizen Değirmenci, ilgili bakanlıklardan belediyelere, medya kuruluşlarından meslek odalarına kadar herkesin bu hatanın bir ucundan tuttuğunu vurguladı. “Halkımızı bu konuda yeterince bilinçlendirmediğimizi düşünüyorum” diyen Değirmenci, bir gıdanın saklanmasından uygun şekilde tüketilmesine kadar her konuda okullarda eğitimler verilmesi, medyada daha çok program yapılması gerektiğini dile getirdi. Değirmenci, “Bilinç düzeyimizin düşük olduğunu düşünüyorum. İkincisi de insanların gıda alım güçleri de gittikçe azalıyor. Bunun sonucunda insanlar çok seçici olamıyor maalesef” şeklinde konuştu.

İnsanların açıkta satılan gıdalara hangi psikolojiyle gittiklerinin önemli olduğuna vurgu yapan Değirmenci, şöyle devam etti: “Açıkta satılan gıdalara lezzet orada diye mi, ucuz olduğu için mi, kolay olduğu, o an orada tüketmek için mi gidiyor? Ama açıkta satın aldığınız gıdalarda birçok riski de kendi paranızla satın alıyorsunuz. Paramızla risk satın alıyoruz. Hem de öyle böyle riskler değil, bizi öldürmeye kadar götürebilecek riskler. Belki Türk insanı bu tür şeyleri fazla tükettiğinden bağışıklık sistemi de gelişmiştir ama 5 kişi yiyorsa bunlardan biri o gün zehirleniyordur. Zehirlenme derken, hastaneye yatmıyoruz belki ama bağırsak problemleri yaşıyoruz, midemiz ağrıyor, ishal, dizanteri oluyoruz. Hastaneye bile gitmiyoruz ama tehlikelerin çok fazla olduğu aşikar. Türkiye’de kimse tükettiğimiz gıdaların çok sağlıklı olduğunu söyleyemez.”

Değirmenci, tüm tüketicilerin gıdayla ilgili gördükleri bir olumsuzluğu mutlaka Bakanlığın Alo 174 numaralı hattına bildirmelerini de isteyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü buradan şikayetlerle ilgili mutlaka size geri dönüş yapılıyor. Gidip o işletme denetlenmek zorunda. Bunu kullanmalarını rica ediyorum.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler