Açlık Grevleri

AK Parti İzmir Milletvekili Avukat Hamza Dağ, İzmir'de açlık grevlerine destek vermek için düzenlenen yürüyüşe katılan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın yaptığı konuşmayı kin, nefret ve öfkenin dışa vurması olarak nitelendirdi.

"Tek düşündükleri kendi saltanatları" diyen Hamza Dağ, Ermeni soykırımını sahiplenip, 'Bizlere bunu yapamazsınız' diyen BDP'li Sakık'ın partisinin zihniyetini de açığa vurduğunu söyledi.

Dağ, Sakık'ın, aslında BDP'nin sahiplendiği taşeron zihniyetini açığa vurduğunu anlattı. Bu söylemin aslında bu milleti oluşturan bütün etnik unsurlara hakaret etmekten başka birşey olmadığını belirten Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün artık hepimiz biliyoruz ki, 6-7 Eylül 1955'te yaşanan bu olaylar Türkiye'nin iç politikada ve özellikle dış politikada elini zayıflatmak için bir takım kesimler tarafından planlanan siyaset mühendisliğinden başka bir şey değildir. Onun için de bu olaylar halk nazarında yankı bulmamış bir saman alevi gibi parlayıp sönmüştür." İstanbul'da ikamet eden yaşlı bir Rum vatandaşımızla sohbet ederken ona 6-7 Eylül olaylarında neler yaşadıklarını sorduğunu anlatan Dağ, şunları söyledi: "Orada bana verdiği cevap çok manidardır; 'Birlikte yaşadığımız insanlarla, komşularımızla hiçbir problemimiz yoktu, anlam veremediğimiz bir şekilde bir takım olaylar başladı. Fakat bizim komşuluk bağlarımız o kadar güçlü idi ki, bize ilk kapısını açıp evlerinde saklayanlar yine Türkler oldu' İşte bu milleti oluşturan bütün etnik unsurlar arasındaki bağlar bu derece güçlüdür. Bu milleti oluşturan Türk, Kürt, Rum, Çerkez hepsinin bağları çok eskiye dayanır.Biz bu coğrafyanın insanlarıyız ve bu coğrafyada birlikte yaşamaktan mutluyuz. BDP'nin ve terör örgütünün zihniyeti işte tam da buna karşıdır. Çünkü kin, nefret ve kan üzerinden kendilerine kurdukları bu saltanatın bitmesinden korkmaktadırlar."

BDP'lilerin saltanatlarının bitmesinden korktuklarını kaydeden Vekil Dağ, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Çünkü kin, nefret ve kan üzerinden kendilerine kurdukları bu saltanatın bitmesinden korkmaktadırlar. Bunun için Türkiye'de özgürlükler konusunda bir adım atılmasını istemezler. Bunlar yıllarca partilerimizi kapatıyorlar, bize bu ülkede yaşama hakkı tanımıyorlar' diye siyaset yapıp partilerinin kapatılmasının kaldırılmasına hayır dediler. Ne yazık ki bu zihniyet kendi saltanatı için bir başkasını, gözünü bile kırpmadan ölüme göndermekten çekinmemektedir. Sözde Ermeni soykırımını sahiplenerek konuşan Sakık, 1915 olaylarının Türklerle Ermeniler arasında olduğunu zannediyor herhalde. O dönem yaşanan olaylar Türk, Kürt, Çerkez ve Ermeniler arasında yaşanmıştır. O dönem acı olaylar yaşanmış, birçok insan hayatını kaybetmiştir. Fakat hiçbir zaman bu durum soykırım şeklini almamıştır. Bu millet, kan ve nefret söylemi içeren bu tür kelimeleri çok sık kullananlar, ağızlarına pelesenk yapanların nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunun farkındadır."