İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ceren Özdemir cinayetiyle ilgili, "Bu caninin hak ettiği cezayı alacağına inancımız tamdır." dedi.
Çağlayan Adalet Sarayında düzenlenen Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, üniversite öğrencisi Ceren Özdemir cinayeti hatırlatılarak, "Açık cezaevleri konusunda bir düzenleme olacak mı?" diye sorulması üzerine, şöyle konuştu:
"Acımız, üzüntümüz çok büyük. Ceren yavrumuza Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, milletimize, hepimize baş sağlığı diliyorum. Her ölüm, öylece büyük ve acı bir cinayet hepimizin vicdanını derinden yaralıyor. Bu tür hadiselerin asla yaşanmaması hepimizin ortak dileğidir. Cani açık cezaevinde infazını yaparken 1 Aralık itibarıyla cezaevinden firar ettiği anlaşılıyor ve Ordu Cumhuriyet Başsavcılığımızca hemen bir yakalama kararı çıkartılıyor. Polisler yakalamaya çalışırken bu esnada bu menfur cinayet işleniyor. Tekrar Ceren kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu arada da cani, 2 polisimizi yaralıyor ve polis memuru arkadaşlarımıza da Allah'tan şifa diliyoruz, geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum."
- "Yargı hak ettiği cezayı verecektir"
Başsavcılığın tüm yönleriyle konuyu soruşturmak için çalışma başlattığını belirten Gül, "Adli yönden tüm süreç büyük bir titizlikle takip edilmektedir. Tutuklamaya sevk edilmiştir, mahkemece tutuklanmıştır. Bu caninin en ağır cezayı almasını ve hak ettiği cezayı alacağına da inancımız tamdır. Yargı bu konuda hak ettiği cezayı verecektir." dedi.
Adalet Bakanı Gül, konuyla ilgili Bakanlığın idari yönden de bir soruşturma başlattığını vurgulayarak, "İdari soruşturma yapılmıştır. Açığa ayrılması, firarıyla ilgili tüm yönleri titizlikle soruşturulmaktadır. Bu konuda da mevzuata aykırı bir durum var mı ya da herhangi farklı bir ihmal ya da mevzuata aykırılık söz konusu, bu yönleriyle incelenmekte. Hem Başsavcılığımız hem Bakanlığımız idari ve adli yönden tüm yönleriyle soruşturmaktadır." ifadelerini kullandı.
Açık ve kapalı cezaevleri uygulamasının yeni olmadığını öteden beri Türkiye'de uygulandığını ifade eden Gül, bunlarla ilgili ihtiyaç olan tüm çalışmaların yapılması ve hayata geçirilmesi için her türlü öneri ve çalışma yapılacağını söyledi.
"Açık cezaevleri konusunda düzenleme olacak mı?" sorusunu da yanıtlayan Bakan Gül, bu konunun parlamentonun takdirinde olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.
Gül, "Açık cezaevinin koşulları yani bugün belirlenmiş bir durum değildir bu. Türkiye'de uzun zamandır uygulanan bir sistem var, ama bu sistemle ilgili uygulamalarda yaşanan bu hadiselerle de tekrar gözden geçirme, daha iyileştirme, bu konuda ne gibi bir düzenleme olacak, hem idari hem yasal olarak neler yapılabilir bu konu elbette çalışılacaktır." diye konuştu.
Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) avukat konulmasını da değerlendiren Gül, "Şiddeti önlemede 6284, önemli bir kanun ve bu konuda kadınlara verilen hakların daha da genişletilmesi bizim ortak perspektifimizdir. Yani hiçbir haktan geriye gidilemez. Bu konuda hangi adım atılması gerekiyorsa bu adımın daha da genişleyerek atılması gerektiğine inanıyoruz. O konuda yaklaşımımız da bu yöndedir." açıklamasını yaptı.
Gül, özellikle ŞÖNİM'lerin çok büyük bir çalışmayla, büyük bir ihtiyacı karşılamak üzere kurulduğunu, çok önemli bir müessese olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burada avukatın, ŞÖNİM'de kadının yanında yer alması çok önemli. Yani ŞÖNİM'lere bir avukat ihtiyacını, özellikle Türkiye Barolar Birliği ile de görüştük, Metin Bey ile de bu konuda bir protokol üzerine çalışıyoruz. Yani kadın bir olayla ilgili geldiğinde yargısal, idari süreçte her zaman yanında olacak bir avukatı, devlet olarak bu anlamda avukatın desteğini vereceğiz. ŞÖNİM'e gittiğinde kadın, şiddete uğramış ya da farklı bir istenmeyen tavra maruz kalmış kadın oraya gittiğinde savunmadan birini, avukatı yanında görecek, tüm süreçte de yanında olacak. Bu konuda tüm süreci takip etmek üzere avukatların orada, kadının yanında yer alması hususunda çalışmalarımız devam ediyor. Amacımız, bu konuda hiç istemediğimiz bu tür hadiselerin yaşanmaması."