Muğla'da çözüm sürecini değerlendiren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Bu coğrafyada gözyaşı ve kanın dinmesinden rahatsız olanlar var" dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Muğla'nın Fethiye ilçesinde Belediye Kültür Merkezi Salonu'nda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kanaat önderleri ile muhtarlar ve partililerle bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi.
Muğla Valisi Fatih Şahin ve AK Parti Muğla Milletvekili Ali Boğa ile birlikte Fethiye'ye gelen Bakan Ergin, Kaymakam Ekrem Çalık, Fethiye Belediye Başkan Yardımcısı Metin Talaş, AK Parti Fethiye İlçe Başkanı Mustafa Ali Türkan tarafından karşılandı. Kısa süre kaymakamlık makamına geçen Ergin, daha sonra sahilden yürüyerek geniş güvenlik önlemleri altında toplantının yapılacağı salona geçti. Bakan Ergin, geçiş yapacağı bölgeye yaklaşık 15-20 kişilik çevik kuvvet ekibi gönderilmesi üzerine talimat vererek bu polislerin uzaklaştırılmasını istedi.
Alkışlar arasında salona giren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, barış süreci ve hükümetin ekonomik politikaları hakkında bilgi aktardı.
Fethiye’ye ilk kez geldiğini söyleyen Bakan Sadullah Ergin “Türkiye’nin tüm dünyada gıpta ile izlenen bir ülke olduğunu, Avrupa’da ciddi krizler yaşandığını, Orta Doğu ve Kuzey Avrupa’da benzer savaşların yer aldığını belirterek, "Türkiye son 30 yıldır terör örgütü ile boğuştu. Her iki taraftan çok insanlar öldü, çok anneler ağladı. 1980 öncesi anarşi, 1980 sonrası ASALA örgütü, sonra da PKK terör örgütü ile boğuştu. Sovyetler dağıldıktan sonra böyle bir meşguliyet gerekiyordu bu topraklarda. Bu yapılmaya çalışıldı. Biz bu terörü bitirmek için, anaların gözyaşlarını dindirmek için sabırla ve halkın desteği ile mücadele ediyoruz. Bir ülkeyi sevmek, ülkeyi güçlendirmek ile olur. Söz gider, eylem kalır ama dilin konuştuklarını eyleme dökmezseniz o rafta kalır, uçar gider. Vatanını sevmek, bayrağımızı daha yukarıya taşıyabilmektir. Cebimizdeki pasaportun itibarını daha güçlü kılabilmektir, ülkemizin marka değerini daha güçlendirmektir, dünyanın ülkemize karşı duyduğu saygıyı daha güçlendirmektir. İşte budur milliyetçilik ve vatanperverlik” dedi.
Türkiye'nin son 10 yılda önemli mesafeler katettiğini söyleyen Bakan Ergin, Türkiye’nin ekonomisi ile ilgili rakamlarda verdiği konuşmasında, Türkiye'nin IMF'ye borcunun 14 Mayıs 2013 tarihinde biteceğini söyledi. Ergin, “2002'de Türkiye'yi devraldığımızda IMF'ye bu ülkenin 23,5 milyar dolar borcu vardı. Bugün 1 milyar dolar bile yok, 400 milyon dolar. 3 hafta sonra onu da kapatıyoruz. Vadesi 14 Mayıs 2013 günü. Türkiye borçsuz bir ülke oluyor IMF'ye bu da yetmez. IMF biraz sıkıntıda, 5 milyar dolar kredi açıyoruz" dedi. Bakan Ergin'in, "IMF'ye kredi verelim mi?" sorusuna salondakiler alkışlarla cevap verdi.
"BİZ HEP BİRLİKTE TÜRKİYE DİYORUZ"
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu toplumda CHP’yi MHP’yi, BDP’yi ayırırsanız bu Türkiye olmaz. Alevi'yi, Kürt'ü, Arap'ı ayırırsanız geriye kalan Türkiye olmaz, biz birlikte Türkiye derken şiddeti aradan kaldırma şartı ile makulü bulmak için hiç kimseyi öteleştirmeden 76 milyonu kucaklayan, herkese birinci sınıf vatandaş iklimini vermek istiyoruz. Bu halde eksiklerimiz vardı. Demokrasi, insan hakları açısından bu eksiklerimizi ortadan kaldırıyoruz. Anadolu insanını terörün potansiyel tehdidinden kurtarmak için barış sürecini geliştiriyoruz. 2002 yılından bu yana demokrasiyi güçlendirmek için, siyasi istikrarı sağlamak için halkımızın desteği ile çaba sarf ediyoruz. 2002 yılından önceki krizlerden nemalanmak isteyenlere fırsat vermiyoruz. Bundan sonra da vermeyeceğiz” dedi.
"Bizim kırmızı çizgilerimiz var" diyen Ergin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bayrağımızın şanla, şerefle dalgalanmasını, dayanışma içerisinde bu bayrağı daha yukarılara çıkarma hedefi için çalıştığımızı düşünürsek Türkiye’yi tutabilene aşk olsun. Kafkasya’da bekleyen kardeşlerimiz, Balkanlarda bekleyen dostlarımız, Uzak Doğu, Kuzey Afrika'da bekleyen kardeşlerimiz sıcak dokunuş ile buluşacaklardır. Bu coğrafyada kardeşliğimizi pekiştirerek, kendi iç sorunlarımızı gidererek milletimizin gelecekte daha güçlü olmasını ve çocuklarımıza bizden sonra daha iyi, yaşanabilir bir ülke bırakmanın adımlarını atacağız. Biz bu coğrafyada bölmeyi, bölünmeyi değil bütünleşmeyi, güçlenmeyi ve bu bütünleşip güçlenmenin ortaya çıkaracağı enerji ile birlik beraberlik bekliyoruz. Bu ülkenin bütünleşmesi ve büyümesi için canla başla çalışan ve Türkiye’de ilkleri başaran bir siyasi partiyiz. Bu ülkenin aleyhine olacak en küçük adımı atmayacağımızı bilmeniz gerek.”
Vatandaşların sorularını da cevaplandıran Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Bu coğrafyada gözyaşı ve kanın dinmesinden rahatsız olanlar var. Bunlar son 30 yıllık süreçte ne kazandılar? Terörü yapanlar ne kazandı? Türk de öldü, Kürt de öldü. Türk de Kürt de Arap da Çerkez de üzüldü. Anaların gözyaşı aktı. Hangisi mutlu oldu? Bu coğrafya’da 76 milyon da üzgündü. Türkiye’nin büyümesi istenmiyordu. 76 milyon gülsün, sevinsin, bütün sıkıntılarımız sona ersin istiyoruz. Millete yıllarca uygulattıkları illüzyon devam edecek sandılar. T.C. kalkıyor dediler. Biz tabela ya da gardırop Atatürkçülüğü yapmıyoruz. Biz Atatürk’ün gösterdiği hedeflere kilitlenmişiz. Kendi helikopterimizi, insansız hava aracımızı, savaş gemimizi, Göktürk uydumuzu yaptık. Eline bayrak ve Atatürk posterleri alarak, rozet takarak Atatürkçü olunmaz. Bayrağımızı daha yukarılarda dalgalandırırsak o zaman Atatürkçü oluruz” dedi.
Terörün maliyetinin sorulması üzerine Bakan Ergin, "250-300 milyar dolardan aşağı değildir ama bizim için yiten bir canın vebali önemlidir. Bir evladın annesi ile sarılamaması önemlidir. Yiten bir canın vebali trilyon dolardan daha önemlidir. Bunun değeri ölçülmez. Bu huzur sürecinde terör illetinden çıkışı mutlaka yaşayacağız çünkü huzur herkese lazım. Şehit cenazeleri gelmesin, annelerin gözyaşı akmasın. 30 yıldır yaşadığımız bu süreci enerjimizi aynı yöne aktararak hep birlikte sonuçlandıracağız” diye konuştu.
Bir vatandaşın, "Bu işe Apo'yu asarak Dersim'deki gibi başlasak olmaz mıydı?" sorusu üzerine Bakan Ergin şu cevabı verdi:
"21. yüzyılda Tunceli’de yapılanları yapma zorunluluğumuz olamaz. İşte bu süreci, aynı travmaları başka bölgelere de taşımamak adına yapıyoruz. Taş üstünde taş bırakmamak gibi zihniyeti bugün düşünemeyiz. Aynı yanlışlar yapılmamalıdır.”
"5 BİN YENİ PERSONEL ALINACAK"
Mehmet Kutlu isimli bir genç de eşinin Adalet Yüksek Okulu mezunu olduğunu ancak bir türlü sınav kazanıp işe giremediğini, devamlı klavye ile çalıştığını, kendisine yemek bile yapmadığını söyleyip, 'Yeni bir kadro söz konusu mu?' diye sorunca Bakan Sadullah Ergin, “Klavye ile çalışmaya devam etsin. 5 bin yeni kadro geliyor. 5 bin yeni personel alınacaktır” diye konuştu.
Önder Avcı isimli bir vatandaşın, "Teröristlere yardım ve yataklık etmek suçtur. Şu anda alınan karar ile ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkacaklar. Bu durumda devlet olarak sizler yardım ve yataklık yapmıyor musunuz?" sorusuna ise Bakan Ergin şu cevabı verdi:
"Evet suçtur fakat burada biz çare üretiyoruz. Çare üretmek suç değildir. Ölmek ve öldürmek için heves alınmayacaktır. İnsanlar karşılıklı olarak birbirlerine konuşlanmak yerine yan yana olsun istiyoruz. Yani suç işlenmesinin önüne geçme çabası vardır.”
Toplantının ardından Turizm Haftası nedeniyle açılan fotoğraf sergisini gezen Bakan Ergin’e Fethiye fotoğrafı hediye edildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz