Adalet Bakanı'ndan AİHM açıklaması
Ergin, AİHM'in Türkiye hakkında verdiği 159 ihlâl kararının bir kısmında birden fazla ihlâlin yer aldığını, ihlâl kararlarından 53'ünün "makul sürede yargılanma" hakkına ilişkin bulunduğunu bildirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2010 yılında Türkiye hakkında vermiş olduğu 159 ihlâl kararının tasnifinin de önceki yıllarda olduğu gibi yapıldığını, kararların bir kısmında birden fazla ihlâlin yer aldığını belirtti.
Adalet Bakanı, ihlâl kararlarından 53'ünün "makul sürede yargılanma" hakkına; 38'inin "özgürlük ve güvenlik hakkı"na ilişkin bulunduğu; "yaşama hakkı"nın ihlâline ilişkin olarak, esastan 6, soruşturma eksikliği nedeniyle 2 ihlâl kararı verildiği; "işkence yasağı"na ilişkin olarak esastan 2; "kötü muamele yasağı"na ilişkin olarak esastan 36; bu konulardaki "soruşturma eksikliği" nedeniyle 37 ihlâl kararı verildiğini söyledi.
Adalet Bakanı, uzun yargılama dışındaki sebepler nedeniyle "adil yargılanma hakkı"nın ihlâl edildiğine ilişkin 30; "yargı kararlarının icra edilmemesi" nedeniyle 31; "özel hayatın gizliliği"ni ihlâl nedeniyle 9; "din ve vicdan özgürlüğü"nü ihlâl nedeniyle 1; "ifade özgürlüğü"nü ihlâl nedeniyle 6; "toplantı ve örgütlenme hakkı"nın ihlâli nedeniyle 4; "etkili iç hukuk yolu" bulunmadığı gerekçesiyle 6; "mülkiyet hakkı" ihlâli nedeniyle 37 ihlâl kararı verildiğini ifade etti.
-"UZUN YARGILAMA"-
Adalet Bakanı, halen Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinin verdiği ihlâl kararlarından, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve Avrupa Konseyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının İcrası Dairesinin gündeminde bulunan 1773 kararın; Komite ve Daire tarafından da izlenen usule paralel olarak, 169 Öncü karar ve yaklaşık 40 konu başlığı altında tasnif edildiğini kaydetti.
Bakan Ergin, konu başlıklarının en başta gelenlerinin uzun yargılama, yargılamanın yenilenmesi, ölümle sonuçlanan soruşturmaların yetersizliği, askeri mahkemelerin olağan yargı alanına giren konularda görev yapmaya devam etmesi, yargı kararlarının gerekçelerinin yetersizliği, ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, din ve vicdan özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, mülkiyet hakkına yönelik kısıtlamalar, memurların soruşturulmasının yetersizliği şeklinde ortaya çıktığını ifade etti.
ANKA
