İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, SGK hizmet binası inşaatında 1 işçinin ölümü, 3 işçinin yaralanmasının vahim bir olay olduğunu belirterek, yapı üretim süreci bileşenlerinin ve denetiminin iş güvenliği ve işçi sağlığı konusuna titizlikle eğilmesini istediBakır, ülkemizde inşaatla ilgili iş kazalarında üst sıralardaki yerini bırakmayan Adana’da gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle ölümlü iş kazalarına bir yenisinin daha eklendiğini ifade ederek, "Döşeme Mahallesi'nde TOKİ tarafından yapımı sürdürülen, SGK'ya ait hizmet binası inşaatının 4. katında beton dökümü yapılırken ilgili standartlara uyulmamış, işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli önlem alınmamış ve bu nedenle kalıpta çökme meydana gelmiş olup, bir işçimiz hayatını kaybetmiştir. Ayrıca biri ağır üç işçimizin de hastanede yaralı olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız" dedi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 1 yılda gerçekleşen tüm iş kazalarının yüzde 10’u, sürekli iş göremezliklerin yüzde 25’i ve ölümlü iş kazalarının yüzde 34’ünün inşaat işlerinde gerçekleştiğini vurgulayan Bakır, ölümlü iş kazalarında ise inşaat sektörünün yüzde 25 ile ilk sıradaki yerini bırakmadığını söyledi.Yapılan araştırmaların, iş kazalarının yüzde 50’sinin “kolaylıkla” önlenebilecek kazalar olduğunu, yüzde 48’inin de sistemli bir çalışma ile önlenebileceğini ortaya çıkardığını belirten Bakır, şöyle devam etti:"Yapı üretim süreci, insan iş gücü emeğine dayalı bir sektördür. İnşaat sektörü ölümlü kaza, uzuv kayıplı kaza ve meslek hastalığına yakalanma risklerinin çok yüksek olduğu iş kollarının başında geldiğinden sektördeki kazaların azaltılması ve önlenmesi için tedbirlerin bilimsel yaklaşımlı ve uygulanabilir olması şarttır. Alınacak tedbirler proje üretim aşamasından başlayarak bütün üretim safhalarını içerecek şekilde insan odaklı olmalıdır. İşverenlerin konuya maliyet hesapları üzerinden yaklaşması engellenmeli, emniyetsiz çalışma ve kaza riskleri mesleki uzmanlığa haiz mühendislerce her iş için tespit edilmeli, planlı bir şekilde sürdürülebilir tedbirler alınmalı, işçiler bu doğrultuda eğitilmeli, iş ekipmanlarının teknolojiye ve standartlara uygun olması sağlanmalıdır.Biliniyor ki AKP iktidarı tarafından 2012 tarihinde çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, iş kazaları diyarı haline gelen ülkemizin bu kaderini değiştirmekten uzaktır. Nitekim yasa sonrası bile kazaların önüne geçilememektedir. Çünkü iktidar, yasa hazırlık sürecinde katılımcılığı esas almamış, çalışma yaşamının temel unsuru olan uzman meslek disiplinlerini, çalışanların sendikalarının önerilerini sürece dâhil etmemiş, TMMOB’den gelen önerileri görmezden gelmiştir. Bu nedenle hazırlanan mevzuatlar uygulamadan uzak ve yalnızca kağıt üzerinde kalmaktadır."Kamuya ait binaların 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu’ndan muaf tutulmasının denetim faaliyetlerinde zaaflara yol açtığını vurgulayan Bakır, istisnasız tüm yapıların bu kanun çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz