Adana'daki Göçük

Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı ve İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü hizmet binası inşaatında beton kalıplarının çökmesi sonucu meydana gelen ve 1 kişinin ölümü 3 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan göçükle ilgili açıklama yaptı. Kamışlı, yazılı açıklamasında, oda olarak olay yerinde yaptıkları incelemede, çökmenin kat betonu dökümü sırasında kalıp çakım hatasından dolayı ortaya çıkan kayma nedeni ile yaşandığını tespit ettiklerini belirtti. Çökmenin, tamamıyla teknik hatadan kaynaklanan felaket olduğunu belirten Kamışlı, şunları kaydetti: "Ölüm ihmale bağlı bir cinayettir. Bu cinayetin bir nolu faili de 4708 sayılı yapı denetim kanunudur. Bu kanun kamu binalarının inşaat denetimini yapı denetim sistemi dışında tutarak tam bir denetimde boşluk yaratmış ve bu tür kazalara yasal mevzuatta zemin oluşturmuştur. Yapı denetim kanunlarının amacı can ve mal güvenliğini teminen imar planına fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Ama ne yazık ki 3194 sayılı imar kanununun 26. maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler bu yapı denetiminden muaf tutulmuşlardır. Sonuç olarak bu yapının çökmesinin nedeni öncelikli olarak yapı denetimden muaf olması ve kontrol mekanizmasının sağlıklı işlev görmemesidir." İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır ise kentte gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle yaşanan ölümlü iş kazalarına bir yenisinin daha eklendiğini ifade etti. Hayatını kaybeden işçinin ailesine sabır, yaralılara ise acil şifalar dileyen Bakır, şunları kaydetti: "İş kazaları konusunda ülkemiz dünya üçüncüsü, Avrupa ülkeleri arasında da birinci sıradadır. Ölümlü iş kazalarında ise inşaat sektörü yüzde 25 ile ilk sıradaki yerini bırakmamaktadır. Konunun daha da vahim yanlarından biri ise yapılan araştırmaların, iş kazalarının yüzde 50'sinin 'kolaylıkla' önlenebilecek kazalar olduğunu, yüzde 48'inin de sistemli bir çalışma ile önlenebileceğini ortaya çıkarmasıdır. Yapı üretim süreci, insan iş gücü emeğine dayalı bir sektördür. Alınacak tedbirler proje üretim aşamasından başlayarak bütün üretim safhalarını içerecek şekilde insan odaklı olmalıdır. Ayrıca kamuya ait binaların 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu'ndan muaf tutulmasının denetim faaliyetlerinde zaaflara yol açtığı aşikardır ve derhal istisnasız tüm yapılar bu kanun çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu vahim olay vesilesiyle kamuoyunun iş kazalarını gündemine almasını, yapı üretim süreci bileşenlerinin ve denetiminin iş güvenliği ve işçi sağlığı konusuna titizlikle eğilmesini, siyasi iktidarın ilgili mevzuatı tekrar gözden geçirerek ihtiyaca uygunluğunu ve uygulanabilirliğini sağlamasını talep ediyoruz."