Bir zamanlar Türklerin ve Rumların birarada yaşadığı Adatepe Köyü zeytinlikleri, taş evleri, tarih kokan sokaklarıyla huzur arayanların soluğu aldığı bir köy.
Adatepe Köyü, Çanakkale‘nin Ayvacık, Küçükkuyu beldesinde yer alıyor.
İstanbul-Adatepe Köyü arası 512 kilometre
İzmir-Adatepe Köyü arası 235 kilometre
Ankara-Adatepe Köyü arası 672 kilometre
Çanakkale-Adatepe Köyü arası 97 kilometre
Adatepe Köyü yol tarifi için buraya tıklayın.
Köyde ağırlıklı Rum nüfus ve Türkler Kurtuluş Savaşı’na kadar bir arada huzurla yaşamış. Kurtuluş Savaşı sonrasında mübadele ile Rumlar köyden gitmiş. Yerlerine Girit ve Midilli’den gelen Türkler de 1950’lerde iyice seyrelmiş. 1960’larda hayalet köy haline gelmişken 1980lerde şehir hayatından kaçan bir grup tarafından keşfedilmiş. Ve böylece bugün herkesin akın ettiği Adatepe Köyü haline gelmiş.
Adatepe Köyü sakinlik ve huzur arayanların adresi. Köyde konaklayabilir, sokaklarında yürüyebilir, manzaraya doyabilirsiniz. Köyde ağırlıklı olarak Rumlardan kalma taş evler var. Arada Osmanlı tipi konakları da görebilirsiniz. Ama buraya kadar gelmişken çevrede gezebileceğimiz nereler var diye merak edenler için de bir kaç önerim var.
ZEUS ALTARI
Homeros, İlyada Destanında Tanrıların İda Dağında yaşadıklarından ve Troia (Truva) Savaşını buradan izleyip yönettiklerinden söz ediyor. Tanrılar Tanrısı Zeus’un da burada yaşadığı ve savaşı izleyip yönettiği de bu destanda geçiyor. Bölgede çalışma yapan araştırmacılar da bu yüksek, denize ve Edremit körfezine hakim bir tepe üzerine inşa edilen mekanın baş tanrı Zeus’a ait olduğunu düşünüyorlar.
Dede Tepe üzerinde Zeus Altarı olarak tanımlanan alan, kaya kütlesinin işlenmesiyle oluşturulmuş. Bu kaya kütlesine kayaya oyuk basamaklardan oluşan merdiven ile çıkılıyor. Sunak nişleri, oturma platformları ve içi oyularak oluşturulan sarnıç mekanı yer alıyor. Sunağın altında bulunan oda büyüklüğündeki, içinde su bulunan bu sarnıça Zeus Mağarası deniyor. Antik sunağın hemen yanında Çanakkale Savaşları’na katılan Erdem Dede’nin yatırı bulunuyor.
ADATEPE TAŞ MEKTEP
Burası için küllerinden doğan bir okul desek yanlış olmaz sanırım. 1947-1985 yılları arasında eğitim sunan okul, 1985 yılında öğrenci azlığından dolayı kapatılmış. Daha sonraları bu köyü keşfedenler binayı valilikten kiralayarak, restore etmişler. Burayı tarih, felsefe, edebiyatla dolu bir atölyeye çevirmişler.
Dersler çam ağaçları arasında konumlanmış okulun dersliklerinde veya dersin konusu veya katılımcıların tercihi doğrultusunda okul bahçesinde, ders içeriğine göre film ve müzik eşliğinde yapılıyor. Ders aralarında çam ağaçları altında çay, kahveler içilirken sohbet devam ediyor. Seminerler 18 yaş üstü herkese açık. Atölye çalışmaları ise günün her saatinde katılımcıların ve atölye hocalarının istekleri doğrultusunda programlanıyor. İlk ders akşamında köyde bulunan kahvelerden birinde toplu yemek yeniyor.
ZEYTİN MÜZESİ
Türkiye'de türünün ilk örneği olan Zeytinyağı Fabrika Müzesi 2001 yılında açılmış. Ülkemizde eski ve köklü bir zeytinyağı kültürü olmasına karşın, bu ürüne ilişkin yazılı ve görsel malzemelerin az oluşu, Adatepe Zeytinyağı Müzesi'nin doğuşuna sebep olmuş. Müzede civar köylerden toplanan zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin çeşitli araç -gereç ve aksesuarlar fabrika binasında sergileniyor. Eski zeytinyağı presleri, zeytin toplama aletleri, taşıma ve saklama kapları, çeşitli folklorik objeleri görebilirsiniz. Aynı zamanda geleneksel usulde zeytinyağı sabun yapım tekniği de açıklamalı olarak gösteriliyor. Müze haftanın yedi günü 09.00-17.30 saatleri arasında açık ve girişi ücretsiz. Adatepe Köyü'ne yolunuz düştüğünde mutlaka görmelisiniz.