Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, SÖZCÜ Televizyonu Genel Müdürü Alişer Delek moderatörlüğünde Serap Belovacıklı, Can Coşkun ve Oğuz Demir'un sorularını yanıtladı. TİP lideri Erkan Baş, partisinde milletvekili adayı olan İrfan Değirmenci ve Mehmet Aslantuğ ile ilgili de konuştu.
Erkan Baş'ın açıklamalarından satır başları:
TİP'i seçime sokma kararı vereli ve ona uygun bir örgütlenme yapalı 3,5 yıl oldu. Biz ortaya bir iddia koymuştuk. Bu toplumda genel olarak siyaset tarzı, egemen siyaset anlayışı Ankara'ya, Meclis'e daralmış durumda. TİP bir bütün olarak bu siyaset anlayışını değiştirmek için yola çıkıyor. İşçileri, köylüleri, kadınları, gençleri Meclis’e taşıyacağız demiştik. Bu memlekette sözünü söyleyemeyen kim varsa TİP bunu parlamentoya taşısın diyorduk.
Serap Belovacıklı: Seçime girerek Muharrem İnce’den farklı bir şey yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Hiç alakası yok. “Önümüzdeki seçimlerde temel görevimiz ülkemizi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen bu ucube sistemden kurtarmak, tek adam rejimine son vermektir. Bunun için ikinci turda oy verebileceğimiz adaya ilk turda neden oy vermeyelim?” cümlesini ilk kuran siyasi parti TİP’tir. Bunu 3,5 yıl önce TİP ifade etti. Bu bir kurtuluş mücadelesidir.
TİP bir iddia ortaya koyuyor ortaya. TİP’in en güçlü olduğu yerlerden bir tanesi Ankara 1. Bölge. Biz orada seçime girmiyoruz. Neden orada seçime girmiyoruz, girsek seçimi kazanırız ama biz kazandığımızda örneğin HDP’nin geçmiş dönem kazandığı vekillik kaybedilebilir. Muhalefet 1 milletvekili kaybettirebilirdik. Sadece TİP kazansın diye bakmıyoruz bu seçime. “Gerek yok” dedik.
Bu seçimde bir, kurtuluş mücadelesi vereceğiz. İki, cumhuriyetin ikinci asrında ülkemizin bir daha tarikatların, cemaatlerin ve onların siyasal temsilcilerin egemenliği altına girmemesi için yeniden kuruluşa ihtiyacımız var.
En sonunda CHP’nin olduğu bir ittifak bu. Sağdan başlıyoruz sola gelmeden bitiyor. Bu ittifakla bizim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kurtuluş konusunda bir ortaklığımız var. Buna ilişkin de bir tartışmamız yok. Sonrasında kurulacak yeni Türkiye’ye dair neredeyse hiçbir konuda aynı düşünüyoruz.
Laiklik demek ayıp bir şey sayılır hale geldi bu ülkede. “Endişeli muhafazakârlar var” diye tartışılması teklif edilemeyecek bir fikir var ortada. “Endişeli muhafazakârları tedirgin etmeyelim” diye laiklik lafı edilemez halde geldi. Endişeli muhafazakâr yurttaşlara sesleniyorum, sizin bu ülkede özgürce yaşayabilmenizin güvencesi de laikliktir.
Alişer Delek: Altılı Masa veya Millet İttifakı’ndan size bir teklif geldi mi?
Gelmedi. Kemal Bey’i ziyaret ettik, ortaklıklarımızı belirleyip o ortaklıkta 'herkes kendi yolunda yürüsün' dedik. O görüşmede anladım ki Kemal Bey kendi sağı ile ittifak yapmaya karar vermiş ve kurtuluşu böyle tarif ediyorlardı. Bizim orada yerimizin olmadığı açık. “Bu görüşmeyi tarihe şöyle geçirelim; siz çok deneyimli bir ana muhalefet liderisiniz, ben sizden ana muhalefet bayrağını devralmak için geleyim” dedim.
“AKP sadece kendisini akıllı sanıyor” diye açıklama yapmıştım. AKP “İttifak olsun seçimlerde” dedi, sistemi getirdi. Hiç beklemediği bir şey oldu. karşısında Millet İttifakı oluştu. İttifakları parçalamaya çalışan AKP kendisi dört parça olarak seçime giriyor. Kendi aralarında hiçbir konuda anlaşamadılar.