Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bereketli topraklarında, Mezopotamya’nın sınırında yer alan ve binlerce yıllık tarihiyle dikkat çeken bir şehirdir. Tarihî ve kültürel mirasıyla öne çıkan Adıyaman, antik uygarlıkların izlerini günümüze kadar taşır. Şehir, Nemrut Dağı’ndaki devasa heykeller ve kraliyet mezarları gibi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan eserleriyle tarih meraklılarına eşsiz bir deneyim sunar. Her köşesi geçmişin izleriyle dolu olan Adıyaman, ziyaretçilerini Anadolu’nun kadim kültürleriyle tanışmaya davet eder.
Adıyaman, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilir. Palanlı Mağarası’nda yapılan arkeolojik araştırmalar, bölgenin tarihinin M.Ö. 40.000’lere kadar uzandığını göstermektedir. Samsat yakınlarındaki Şehremuz Tepe’deki buluntular ise M.Ö. 7.000 yılına kadar Paleolitik, M.Ö. 5.000 yılına kadar Neolitik, M.Ö. 3.000 yılına kadar Kalkolitik ve M.Ö. 3.000-1.200 yılları arasında Tunç Çağı dönemlerinin bu topraklarda yaşandığını ortaya koymaktadır.
Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra idari olarak Malatya’ya bağlı bir statüde kalan Adıyaman, 1 Aralık 1954’te 6418 sayılı Kanun ile Malatya’dan ayrılarak bağımsız bir il olmuştur. Bugün zengin tarihî ve kültürel geçmişiyle, çok sayıda medeniyetin izlerini barındıran Adıyaman, tarih meraklıları için büyük bir çekim merkezi olmayı sürdürmektedir.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı’na ait görkemli bir anıt mezar kompleksine ev sahipliği yapar. Antik çağın en etkileyici yapılarından biri olan bu tepede, devasa heykeller ve krallık simgeleri yer alır. Güneşin doğuşu ve batışı sırasında ortaya çıkan etkileyici manzaralarıyla ünlü olan Nemrut Dağı, ziyaretçilerine unutulmaz bir görsel şölen sunar.
Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından inşa ettirilen Cendere Köprüsü, Cendere Çayı üzerinde yer alan antik bir Roma köprüsüdür. Döneminin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilen bu köprü, Adıyaman’ın en iyi korunmuş Roma dönemi yapılarındandır.
Nemrut Dağı’nın eteklerinde konumlanmış olan Arsemia, Kommagene Krallığı'nın idari merkezlerinden biriydi. Burada kraliyet yazlık sarayları, çeşitli tapınaklar ve su kanalları gibi kalıntılar bulunur. Antik kentin taş kabartmaları ve yazıtları, dönemin siyasi ve kültürel atmosferini yansıtır.
Kahta ilçesinde yer alan Perre, Helenistik ve Roma dönemlerine ait kalıntılarıyla dikkat çeker. Kentte tiyatro, tapınak ve mezar yapıları bulunur; ayrıca kayaya oyulmuş yapılarıyla tanınır. Perre, özellikle dönemin yerleşim mimarisi hakkında bilgi veren bir antik kenttir.
Şehir merkezinde yer alan Adıyaman Müzesi, Kommagene Krallığı başta olmak üzere bölgedeki arkeolojik kazılardan elde edilen eserleri sergiler. Hititler, Helenistik ve Roma dönemine ait objelerin yanı sıra Kommagene Krallığı’na dair eserler de müzenin önemli parçaları arasındadır.
Kahta ilçesine bağlı Akıncılar köyü yakınlarında yer alan Adıyaman Şelalesi, sakin ortamı ve doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Doğal manzaralar eşliğinde huzurlu bir gün geçirmek isteyen ziyaretçilerin ilgisini çeken bu şelale, bölgenin önemli doğal cazibe merkezlerinden biridir.
Adıyaman’ın tarihi ve doğal güzelliklerini bir arada sunan Cendere Milli Parkı, ziyaretçilerine zengin bir deneyim sunar. Roma dönemine ait Cendere Köprüsü’nü ve çevresindeki tarihi kalıntıları keşfetmek, aynı zamanda doğa yürüyüşleri yapmak için ideal bir alan olan park, piknik alanlarıyla da aile ziyaretleri için uygundur.